Gaziantep’ te yepyeni bir konseptle hizmete başlayan,farkındalıkları ve hizmet anlayışı ile günden güne büyüyerek markalaşan, özünde” insan,çocuk ,aile ve mutluluk” yatan SEROTONİN SPOR KULÜBÜNÜN genç,çalışkan ve idealist kurucusu, aynı zamanda bir eğitimci de olan Egemen Aslan ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik “Her bir bireye ne fazla ne eksik, fakat doğru miktarda gıda ve egzersiz sunabilseydik, sağlığın en emin yolunu bulmuş olurduk. “
Başarımın Sırrı;
-Öncelikle kendime inanmak-Bana inanmayanlara inanmak-Kısa süreli ve uzun süreli hedefler belirlemek-Pozitif düşünüp,pozitif insanların arasında olmak-Her düştüğümde ilk günkü azimle ayağa kalkmak ..
Egemen Aslan kimdir?
Otuz yaşındayım.Spor Akademisi Beden Eğitimi öğretmenliği mezunuyum. Yaklaşık on yıl önce STK’ lar da gönüllü olarak görevler alarak hayata en anlamlı yerden başladım.Büyükşehir Belediyesinde beş yıl bir fiil engelli çocuklarla çalıştım.Sonrasında gidişatı beğenmeyip, bir eğitimci olarak yetersizlikleri de görünce kendi spor kulübümü kurmaya karar verdim.Ama sadece sporla sınırlı kalmayıp etkinliklere sanatı,müziği,anne ve babayı da dahil ederek çok farklı bir bakış açısıyla, Türkiye de’ de ilk olacak bir spor kulübünü hizmete sundum. Yaklaşık bir yıl önce kurduğum spor kulübüm ile Gaziantep’e ve çocuklara daha güzel hizmetler vermeyi ilke edinmiş birisiyim.
Farklı bir konseptte kurduğunuz kulübünüzde neden çocuklar önceliğiniz oldu?
İlk çıkış noktamız engelli çocuklarımızın topluma kazandırılması olmakla beraber sağlıklı ama spordan, sanattan uzak yaşayan sosyalleşmeden,hareket etmeyen, teknoloji bağımlısı olarak yaşayan çocuklarımızdı. Aslında çocuklarımızı engelli ya da sağlıklı diye de ayırt etmek istemiyorum. Çocuklar bizim önceliğimiz, değerlerimiz, geleceğimizdir.Ekibimizle birlikte onları nasıl faydalı bireyler olarak yetiştirebiliriz? çabasındayız. Çalışmalarımızın temelini ve özünü de bunun üzerine kuruyoruz.Gördüğümüz ilgi ile de her geçen gün hizmetlerimizin üzerine yenilikler ekleyerek daha güzel işlere imzamızı atacağımıza yürekten inanıyorum.
“SEROTONİN” adı nereden çıktı?
Serotonin,bilindiği gibi hareketle ortaya çıkan bir mutluluk hormonudur.Biz ne kadar çok hareket edersek, serotonini de o kadar çok salgılıyoruz.Başta çocukları sonra da anne ve babaları hareket ettirip, onları mutlu etmeyi hedeflediğimiz için serotonin adının amacımıza uygun olacağını düşündük.Biz buna aile boyu mutluluk ta diyoruz.
“Aile mutluluğunu önemsiyoruz”
Çıkış amacımız öncelikte spor ve çocuklar iken, sonrasında konseptimize anne,baba,sanat ve müzikte eklendi. Çocuğu sporla,müzikle,aktivitelerle ilgilenirken onları bekleyen anne ve babalarında mutluluğu bizim için önemli diye düşünüp onları da programlara katabilecek aktiviteler oluşturduk.Bu henüz Türkiye’de de olmayan bir proje. Kapsamını da bu yüzden geniş tutuyoruz. Olumlu geri dönüşümlerden de çok güzel bir iş çıkarmış olduğumuzu görüp, mutlu oluyoruz. Anne ve babalar kendileri için zamansızlıktan yakınıp çocukları için asla fedakarlık yapmaktan kaçınmıyorlar.Mutluluk onlarında hakkı diyerek ihtiyaçlarını gözetip projeye onları da dahil ederek mutlu aile ortamı oluşturmaya özen gösteriyoruz.
Türkiye de bir ilk olan bu projenin size geri dönüşümleri nasıl oldu?
Spor,müzik,sanat ve sağlıklı zayıflama, beslenme hepsinin bir kompleks çatı altında toplanması ,ihtiyaçların en iyi şekilde kaliteli olarak karşılanması, insanları olduğu kadar beni de çok mutlu ediyor.Kaliteli hizmet öncelliğimiz olduğundan gelen talepleri en güzel şekilde karşılamaya çalışıyoruz.
Yakın bir zamanda ikinci şubenizi açıyorsunuz? Taleplerin yoğunluğu mu sizi buna yöneltti?
Gaziantep genelinde bu tür konseptte bir spor kulübü yoktu. Biz de bu eksikliği görüp hayata geçirdikten sonra beklediğimizin çok üstünde yoğun bir ilgi ile karşılandık.İlk şubemizi İbrahimli Bölgesinde açtık.Akkent,Güneykent, Şahinbey bölgesi yoğunlukta olmak üzere pek çok bölgeden yoğun talepler alıyoruz.Çoğunluğu da engelli olmak üzere çocuklarımız.Oradaki insanlarımızın ulaşım ve zaman sıkıntısı yaşamadan bu hizmetlerden faydalanmaları adına arayış içine girdik.Şahinbey Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Tahmazoğlu’ nun da konuya hassasiyetli yaklaşımları ile belediyeye ait bir yeri alıp tadilatları başlattık.Eylül sonuna kadar da yetiştirmeye çalışıyoruz.
Eğitimci kadronuzun uzmanlık seviyeleri nasıl? Neye göre belirliyorsunuz?
Hocalarımızın çoğu milli sporcu ve alanında uzman kişiler.İçlerinde Avrupa şampiyonluğu kazanmış olanlar da var.Ben zaten ilk baştan beri güçlü bir ekiple ilerlemeyi ilke edindim.Spor kolaydır, diyoruz ama yanlış yapıldığında sakatlanmaları da çok yüksek. Ayrıca sporun içerisinde düzenli beslenmede önemli.Bunun içinde mutlaka diyetisyen olmalı.Sporun içerisinde psikolojide var.Bu yüzden bir psikoloğunuzun da olması gerekiyor.Müzik eğitimlerimizi veren hocamız da branşında uzman birisi.Ekibimizin tamamını branşlarında uzman kişilerden oluşturduk.
Hiç denenmemiş ama her safhasında profesyonellik gördüğümüz merkeziniz de üniversitelerimizden de destek alıyor musunuz?
Gaziantep Üniversitesi bize ihtiyaç duyduğumuz alanlarda destek veriyor. Akademisyenler de bizim daha hızlı ilerlememiz için ilgilerini esirgemiyorlar. Bizde bu anlamlı ilgi ve desteklerle çok daha güzel işlere imza atacağımıza,büyüyeceğimize inanıyoruz.
Yoğun yaşam temposu içinde boğulan,hayatın koşturmasında kendisini ihmal edenlere ne gibi mesajınız olur?
Başta çocuklarımızın mutlaka sporla tanışıp devamlı şekilde yapmaları gerekiyor.Üç yaşından itibaren de hareket alışkanlıklarını kazanmaları lazım.Toplumumuz,ne yazık ki farklı yerlere doğru gidiyor.Şöyle ki; çocukları artık sokaklara rahatlıkla gönderemiyoruz. Bir markete götürdüğümüz zaman bile gözümüzün önünden ayıramıyoruz. Ne yazık ki telefon,televizyon,tablet esaretinde büyüyen,hareket etmeyen bir nesil var artık.Çocuklarımızı bekleyen büyük tehlikenin farkında olarak bizlerde bir şeyler yapmak istiyoruz.Hareket etmeyi bilmedikleri gibi,oyun oynamayı da bilmiyorlar.Çocuk ne kadar hareket eder,efor harcarsa öz güveni de o kadar olumlu gelişir.Okul yaşantısında,aile ve arkadaş ilişkilerinde sağlıklı bireyler görmek istiyorsak çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren spora yöneltmemiz gerekiyor.
“Kendinizi mutlu edin”
Çıkış noktamız özünde “mutluluk” olduğundan, ilk baştan beri kişilerin mutlu olmasını sağlayacak sonuç odaklı aktivitelerin hazırlanması ile işe başladık. Kişinin aynaya baktığı zaman kendisini sevmesi ve mutluluk duyması çok önemli.Biz tamda bu noktada devreye girip ihtiyaçlara cevap verecek aktiviteleri oluşturmaya çalışıyoruz.Çocuğunu merkezimize getiren aile onu beklerken ihmal ettiği kendisi için de fizyoterapistimizin eşliğinde Reformer Platese gidebilir.Uzman fizyoterapistimizden ; Sağlıklı ve hasta kişilerle egzersiz, Klinik Mat Pilates, Reformer Pilates, Cadillac Pilates, Chair-Barrel Pilates, Manuel Terapi, Akupunktur, Kinezyolojik Bantlama, Refleksoloji ve Acupressure, Kranyosakral Osteopatik Manuel terapilerinden istediğini alabilir.Yine Gaziantep’e ilk olarak “Andulasyon Zayıflama Terapi Cihazını” getirdik.Bu da henüz hiçbir yerde yok.Anne, baba çocuğu spor yaparken kendisine de yarım saat ayırıp diyetisyenimizin eşliğinde zayıflama seansına katılıp kendini mutlu edebilir.Baba da,diğer aktivitelerin yanında Kick Box derslerine de katılarak kendisi için vakit ayırabilir.
Zayıflama cihazı demişken ,piyasa da bununla ile ilgili çok merkez var ve insanların kafaları karışıyor.Andulasyon Zayıflama Terapisinin farkı nedir?
Andulasyon terapi Almanya’da geliştirilmiş bir sistem.Türkiye’ ye de yeni geldi. Ortopedistler ve fizyoterapistler kendi kliniklerinde kullanmaya başladılar. Yirmi farklı programı var.Sadece doktorlar ve diyetisyenler kullanabiliyorlar. Kulübümüzde de diyetisyenimiz eşliğinde kullanılıyor.Bir hafta da beş kilo veren, bir ayda kırk santim incelen danışanlarımız oldu.Sonuç odaklı olarak çalışıyoruz ve kimseye de vaatlerde bulunmuyoruz.Sürekli yapılan çalışmaların sonucundaki olumlu değişimleri de paylaşmaktan çekinmiyoruz.
Sosyal sorumluluk projelerinin sizin için anlamı nedir?
Hayatımın her alanında benim için çok anlamı olan bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim.Sosyal sorumluluk projeleri benim çocukluğumdan beri içinde olduğum ve çok önemsediğim hayatımın olmazsa olmazlarındandır. İşimi ve içinde insanlara hizmet olan her şeyi çok seviyorum.SOS’ de,Çocuk Esirgeme Kurumunda,Yaşlı Bakım Evlerinde gönüllü olarak görevler aldım.Çocuklar ise benim hayatımda çok daha başka yerdeler. Özel gereksinimli çocuklar hayatımda çok daha başka boyuttalar. Onlar için de yıllardır gönüllü olarak çalışmalarım var.Yetmişli, seksenli yaşlarıma geldiğimde de sosyal sorumluluk projelerinde yer almak istiyorum.
Sizi tanıdıkça, karşı tarafa pozitif enerji yükleyen yapınızdan etkilenmemek mümkün değil.Genç yaşınızda aldığınız keskin kararlar sizi korkutmuyor mu?
Yorgunluk nedir bilmiyorum. İmkanlarımın el verdiği doğrultuda da sürekli yeni bir şeyler yapmaya çalışıyorum.İş koliğim ve her zaman “daha iyisini nasıl yapabilirim” ilkesi ile hareket ederim.Gülen yüzler,mutlu bakışlar ve gözlerdeki pırıltılar benim en önemli dopinglerimdir.İnsana dokunduğunuz her güzel işte alacağınız olumlu geri dönüşümler,hayat kaynağı olarak her zaman sizi beslemeye devam eder.
“İnsanları hayatına dokunmayı seviyorum”
Siz ısrar ettiğiniz için söylemek durumunda kaldım.Spor kulübümüzde, ücretsiz olarak sekiz on taneye yakın özel gereksinimli çocuklarımıza program uyguluyoruz.Maddi imkansızlıklardan yüzünden bize ulaşamayanlar, gelip de ücret ödeyemeyenler oluyor.Bu bağlamda da onları ücretsiz olarak çalıştırıp hayata hazırlayarak katkı sağlamaya çalışıyoruz.Önceliğimiz; Her zaman insan,Mutlu çocuklar,Mutlu aile ve sonuç olarak “mutluluktur” .
Spor açısından milletçe tembeliz ve gereken önemi vermiyoruz. Aydınlanma adına neler yapılabilinir?
Sağlıklı ve huzurlu bir yaşam için herkesin mutlaka spor yapması gerekiyor.Özel gereksinimli çocuk sayısında da bir artış var.Ve spor bu özel gereksinimli çocuklar için çok önemli.Aileden ve rehabilitasyon merkezlerinden alınan eğitimler yeterli olmuyor.Spor yapan çocuğun algısı, davranış problemlerini de ortadan kaldırıyor.Bunu çok gözlemledik.Sorunlu bir çocukla yapacağımız birkaç aylık bir spor çalışması sonrası çok başka çocuk oluyor.Saldırgan davranış problemi olan çocuk başka biri olmaya başlayınca aile de çok mutlu oluyor.Bu anlamda merkezlerin çoğalması gerekiyor.Belediyeler,valilik gibi kurumların destekleriyle çok daha geniş kitlelere ulaşarak çok daha güzel işler yapılabilinir. Bu bağlamda her türlü projenin içinde olup desteklemeye de hazırız.
“Spor sadece aktivite değil; var olan ama gün yüzüne çıkmamış sağlık sorunlarının da ortaya çıkmasına etkendir”
Bize gelen sağlıklı görünümlü çocuklarda da sportif beceri koordinasyon eğitimi aldıklarında o güne kadar fark edilmeyen aksaklıkların varlığı ortaya çıkabiliyor. Örneklendirecek olursak,ailenin düz taban çocukları üç yaşında ve o yaşa kadar da düz taban olduğuna dikkat etmemişler.Buraya geldiklerinde ortaya çıktı.Ortopedistle görüşmelerini tavsiye ettik.Aileler buraya sadece çocuklarını spor için değil eksikliklerini tamamlamak içinde geliyoruz,diyorlar.Buda beni çok mutlu ediyor.Çocuklarda gördüğümüz fizyolojik rahatsızlıkları açığı ortaya çıkarıp ailelere farkındalık katmak bizi de mutlu ediyor.
Sloganınız var mı?
Sporun önünde hiçbir engel yoktur.Benim için hayat notalarından bir tanesidir.Engeller de aşılmak içindir ve spor bunun için en büyük yardımcı etkendir.
Unutamadığınız bir anınız var mı?
“Benim şampiyonum sensin”
Eski çalıştığım kurumumda bir öğrencim vardı.Altı yaşında ve yürüyemiyordu. Aile kucağında getiriyordu. Yaptırdığımız antremanlar sonrasında çocuğumuz yürümeye başladı.Şimdi kendi kulübüme de geliyor ve bana “ senden sonra yürümeye başladım.Benim şampiyonum sensin” diye sarıyor.Ben burada bir vesileyim.Güzel geri dönüşümler alıp insanların gözlerindeki mutluluğu görünce bizde çok mutlu oluyoruz.Yaptırdığımız antremanlar sonrasında diğer tedavilerle de birlikte bir çocuğun mutluluğuna tanıklık etmek bizim içinde sonsuz mutluluk oluyor.