Gaziantep'te hemşehrileriyle buluşan ünlü yazar Ahmet Ümit, "Gastronomiyi kültürle harmanlamılıyız" dedi.
Memleketinde hemşehrileri ile buluşan ünlü yazar Ahmet Ümit, Gastronominin Gaziantep'in tanıtımı için çok önemli olduğunu belirterek, yemek kültürünün yanı sıra tarihi ve kültürel değerlerin de ön plana çıkarılmasını istedi. Tanıtımın bir şehri ayakta tutan bir güç olduğunu ifade eden Ümit, "Gaziantep'in en önemli sorunlarından birisi, edebiyat ve sanata verilen önemin tam yerine oturmaması. Kitap okuma oranlarının yeterli düzeyde olmamasının yanında devlet tiyatrolarının halkla kaynaşmaması. Bu sorunlarla ilgili değerli projeler mevcut fakat kesin çözüm getirecek ve devamlılığı sağlayabilecek projelere ihtiyacımız var’’ şeklinde konuştu.
“Daha Çok Festival Düzenlemeliyiz“
Gaziantep'in zenginliklerinin ortak akılla tanıtılması gerektiğinin altını çizen usta Ahmet Ümit, "Dört sene önce İstanbul’un tanıtımı için yaptığımız kitap festivali gibi projeleri Gaziantep için de yapmalıyız. Tüm sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere hepsinin bir araya gelmesi ve şehrin tanıtımı için güç birliğinde bulunulması gerekiyor. Tahir Tekin Öztan ile yaptığımız bir Şirehan Yiyecek ve İçecek Festivali vardı. Sayın Başkanımız Fatma Şahin’le bu konuyu konuştuk. Bu yıl bu festivali tekrarlamayı düşünüyoruz. Bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. Bu şehrin çocuğu olarak Gaziantep’in marka şehir olması için elimizden gelen çabayı göstermek istiyoruz. Eğer edebiyat ve sanat anlamında bu festivaller veya yapılacak diğer projeler gerçekleşirse şehrin Türkiye gündeminde tanıtımı tamamen gerçekleşmiş olur. Gaziantep mutfağını tanımayan kimse kalmadı. Bu güzel bir durum. Fakat diğer zenginliklerimizi de aynı ölçüde tanıtmalıyız. Gaziantep farklı kültürleri ağırlamış ve kültürel çeşitliliğe sahip bir şehir.Yesemek Açık Hava Müzesi’ni UNESCO tarafından geçici listeye aldı. Bunun içinde yer alan Karkamış Antik Kenti, Zeugma Müzesi, Dülük Baba miraslarımız mevcut. Evet, bizim yemek kültürümüz çok önemli fakat bu değerlerimizi de göz ardı etmemeli ve yemek kültürüyle harmanlamayız. Bir de Gaziantep yıllar önce Divan Şairleri merkeziydi. Bir edebiyat şehriydi aslında. Bir edebiyatçı olarak beni ilgilendiren durumda bu açıkçası. Bununla ilgili toplantılar yapmalıyız, festivaller yapmalıyız veya kitap fuarları düzenlemeliyiz" ifadelerini kullandı.
“Kültür ve sanatı da ön plana çıkarmalıyız“
Ahmet Ümit, Gaziantep'in tanıtımı için hazırladıkları projeyi anlatarak, "Bizim şöyle de bir projemiz var. Yabancı yazarları buraya getirerek, Gaziantep temelli ve çok kültürlülüğü temel alarak bir konferans gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Yüzyıllardır Gaziantep’te çok farklı ırktan insan yaşadı. Bir zamanlar Rumlardan, Yahudilerden, Ermenilerden bahsetmek mümkündü. Ve bu topraklarda yaşayan o insanların bıraktıkları izler hala duruyor. Kiliseler diğer yerler bizim tarih kültürümüz için değerlendirilmeli. Bu nedenle bu kültürel alana vurgu yapılmalı. Daha öncede anlattığım gibi Gurme meselesinde Gaziantep Mutfağı çok önemli bir mutfak UNESCO ile zaten tescillenmiş olduk. Bundan sonraki süreçte yapmamız gereken Gaziantep’in tarihsel kültürünü öne çıkarmak, edebiyatını ve sanatının da ön planda olduğunu vurgulamamız lazım. Bunun için hepimiz elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. İstanbul’daki olanaklarımızı ve yurtdışında ki olanaklarımızı kullanmaya hazırız. Gaziantep’in her anlamda tanıtılması için güç birliği gerekiyor’’ dedi.
Gaziantep'te 19 müze bulunduğunu belirten Ahmet Ümit, müze sayısının artırılması gerektiğini vurguladı. Şehirde fıstık müzesi, Hitit müzesi, yemek müzesi, kebap müzesi gibi müzelerin de kurulabileceğini söyleyen Ümit, Gaziantep topraklarından çıkarılan ve bu gün başka ülke ve şehirlerdeki müzelerde olan tarihi eserlerin de yeniden Gaziantep'e getirilmesinin önemli olduğuna dikkat çekti.
Ahmet Ümit, gençler için de, "Gençlerimiz umutsuz. Gelecek kaygısıyla yaşıyor. Haklı bir kaygı fakat şu bir gerçek, önce inanmak önemli. Kendinize çok güvenmek ve ne istediğini bilerek çalışmak çok daha önemli. Ben Gaziantep’te orta halli bir ailenin çocuğuyken Türkiye’de tanınan bir yazar haline geldiysem, başaramam dememeli bir insan. Yapamam veya edemem demek yerine evet ben başarabilirim demeli gençler’’ diye konuştu.