5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla Gaziantep Barosu kutlama etkinlikleri düzenlemedi. Gaziantep Barosu adına açıklama yapan Baro Başkanı Bektaş Şarklı, “Mesleğimizin içinde bulunduğu durum, ülkenin ve özellikle siyasi iktidarın avukatlara bakış açısı, avukatların yargının kurucu unsurlarından biri olarak kabul görülmesi gerekirken ötekileştirilmesi, meslek için ekonomik anlamda hiçbir adım atılmaması, meslek örgütümüzün bölünmeye ve parçalanmaya çalışılması karşısında avukatlar gününü kutlamıyoruz” diye konuştu.
“AVUKATLARIN ÖZGÜR OLMADIĞI BİR SÜREÇTEYİZ”
“Gaziantep Barosu gerçek, tarafsız ve bağımsız bir hukuk ve yargı düzeninden yanadır. Bağımsız ve adil bir yargı ancak avukatların bağımsızlığı ve toplumsal adalet mücadelesi ile mümkündür. Toplumun ve kişilerin hak arama özgürlüklerinin güvencesi olan avukatların özgür olmadığı bir ülkede adaletten bahsedilemez. Avukatların görevleri sırasında saldırıya uğramaları, bu durumun bazı yargı organlarınca olağan karşılanması, görev riski olarak değerlendirilmesi kabul edilemez” şeklinde konuşan Şarklı açıklamasını şu şekilde sürdürdü;“Meslektaşımıza haciz mahallinde saldırılması sonrasında Savcılık tarafından resen tahliye kararı verilmesi, aynı eylemin diğer yargı mensupları olan hakim veya savcıya karşı gerçekleşmiş olması durumunda söz konusu dahi olmayacakken, Avukata reva görülmektedir. Avukata dönük her saldırı yargıya yapılmıştır. Hakim ve Savcılara yapılan saldırılar ne derece titizlikle araştırılıyorsa, Avukatlara dönük eylemler de o derece titizlikle araştırılmalıdır. Olan ile olması gereken hukuk yanında, pozitif hukukun dahi uygulanmadığı ülkemizde Avukatlar gününü kutlamıyoruz. Pandemi nedeniyle ekonomik anlamda zorlanan meslektaşlarımıza yine meslek örgütümüzün kararlılığı sayesinde bazı haklar temin edilmiştir. Ancak her defasında unutulmak ve yokmuş gibi davranmak normalleşmeye başlamıştır. Ekonomik nedenlere dayalı intiharlar ve ölümleri hiçbir kişi veya kurum olağan karşılamamalıdır. Meslektaşımız Av. Ersin Arslan’ın haciz mahallinde öldürülmesi sonrasında meslek örgütümüzün bir günü yas olarak ilan etmesi, tüm yargı makamlarınca olumlu karşılanmalı ve hak kaybına neden olunmamalıdır. Eşit bir muamele görene kadar Avukatlar gününü kutlamıyoruz. Pandemi nedeniyle aşı sıralamasında yargı mensupları yer alırken Avukatları yargı mensubu olarak kabul görmemek, 130.000 meslektaşa yapılan bir saldırı ve ötekileştirme çabasıdır. Avukat olmaz ise hukuk düzeni olmaz, Avukat olmaz ise vatandaşın hakkı gasp edilir, anarşi doğar. Yargının sacayağı olarak kabul görülmediğimiz için Avukatlar gününü kutlamıyoruz.”
“ZORUNLU AVUKATLIKTA ÜCRETLER AYNI”
“Zorunlu Avukatlık kapsamında yapılan atamalarda verilen ücretler yıllardır asgari seviyeye çekilmemiştir. Yapılan işin aynı iş olması, doğacak sorumluluğun aynı olması karşısında, verilen ücretin çok düşük olması angarya ile çalıştırılmaktır. Yine beraat ile hüküm altına alınan ve katılan vekili olarak takip edilen işlerde zorunlu Avukata hak ettiği vekalet ücreti verilmemektedir. Tüm bu hukuksuzluklar karşısında hiçbir zaman susmayacağız” diye konuşan Şarklı sözlerini daha sonra şu şekilde sürdürdü;
“Yargı denetimsiz iktidar, savunmasız yargı hayallerinin kurulduğunu, yargının bağımsız ve tarafsızmış gibi bile davranamadığını, yargıya duyulan güvenin tarihin en dip seviyesine düştüğünü, devletin hukuktan, yargının da adaletten kopuşa sürüklendiğini, hukuksal ve yargısal süreçlerde savunmanın yok sayıldığını, avukatların ekonomik ve mesleki hiçbir sorununa, bilerek ve isteyerek, hiçbir ciddi ve kalıcı çözüm üretilmediğini görmekteyiz. Yine bilerek ve isteyerek ekonomik ve mesleki çöküşün eşiğine getirildiğini, avukatlık mesleğine ve Avukatlara yönelik saldırıların her geçen gün daha da yoğunlaştığını, bütün dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 küresel salgınının yıkıcı sonuçlarından en çok etkilenen mesleklerden birinin de avukatlık olduğunu biliyor, görüyor ve yaşıyoruz. Bu gerçekler karşısında 5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutlamıyoruz. Yargı neresine dokunulsa elde kalır hale gelmiştir. Hakim, savcı sayısı yetersizliğinin yanında, hukuki anlamda da yeterli olamamak Yargıyı içinden çıkılmaz bir hale sokmaktadır. İlk derece mahkemelerinde yıllarca süren dosyaların yanına, istinaf mahkemelerini de ekleyerek müvekkiline “dosyan 4 yılda biter” cevabı veren tarafın meslektaşlarımız olmasını istemiyoruz. Vatandaşın hakkını savunmak, işini en kısa sürede bitirmek, hukuk çerçevesinde davranmasını sağlamak, onu teselli etmek yine meslektaşlarımıza düşmektedir. Adaletsizliklere, baskı ve hukuksuzluklara direnen avukatların hak ve hukuk mücadelesi devam edecektir.”