Capital ve Ekonomist dergileri tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’ndeTürkiye İş Bankasısponsorluğunda ‘Bankacılık ve Reel Sektör’ oturumu gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşmasını yapan Sanko Holding Onursal BaşkanıAbdülkadir Konukoğlu, bankacılıktan sanayici olarak çok şey beklediklerini söyledi.
Konuşmasında bankacılığın nereden nereye geldiğini anlatacağını belirten Abdülkadir Konukoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Biz çok kriz atlattık. İki binli yıllarda Türkiye çok büyük krize girdi. 2001’de dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’dan Bankalar Birliği ile sanayive odalar birliğinin toplanmasını rica ettik. Bunun neticesinde İstanbul’da toplandık. O dönem en çok darbeyi yiyen tekstil sektörüydü. Toplantıda bana söz verdiler. Toplantıda bir hikâye anlattım. Memleketin birinde bir hamam varmış. Adamın biri bu hamama her gün gidiyormuş ama her gittiğindebir eşyasıçalınıyormuş. Adam hamamcıya durumu şikâyet etmiş. Hamamcıdao zaman bir daha buraya gelme demiş. Aradan vakit geçmiş adam çok kirlenmiş. Başka yıkanacağı yerde yok. Gitmiş hamama hamamcıya demiş ki, sen ne dersen başımın üstüne. Hamamcı da o zaman şu anlaşmayı imzala demiş. Anlaşmayı imzalayan adam yıkanıp çıkmış. Dolabını bir açmış sadece kemer var. Para ödemek içinhamamcının önüne gitmiş. Hamamcıya arkadaş ben anlaşmayı imzaladım ama hiçbir elbise yok. Dışarıda kar var acaba ben buraya çıplakmı geldim?demiş. İki binli yıllarda bankalar müşterilerin peşinde gezdi ve müşterilerin ahlakını bozdu. Benim 1 milyon dolarım varsa bazı bankalar geldi, çek verdi. Müşterilerin yanına gitti çeki dolanıyor dedi. Herkese çek verdiler”
Kriz döneminde Gaziantep Sanayi Odası olarak tüm sanayicilerimize kefil olduklarını ifade eden Konukoğlu, “İş adamlarını topladık ve güvenilir olanlara kefil olduk. Borçlarını ödedik. Kimsenin parası kalmadı. Hanımını boşayan kimse olmadı. Kimse mal kaçırmadı. Adamın biri boşanmamış ama salona kanepe kurmuş. Gece eve polis baskına gelince kardeşim ben çocuklarımın yanına yemek yemeye geldim demiş. Oda öylekurtulmuş” ifadelerini kullandı.
Eskiden İş Bankası Vakıfbank ve Halk Bankası gibi bankalarla çalışmanın zor olduğunu belirten Abdülkadir Konukoğlu, “O dönem büyük bankalarla çalışmak zordu ama son yıllarda özel sektörü bile geçtiler. Genel müdürlerin değişmesi ve tabanı bilmeleri işi çok değiştirdi. Şu an özel bankalar hem özel sektörü hem de devleti destekliyorlar” dedi.
İki haftada bir İstanbul’da kumar oynardım
Eskiden iki haftada bir İstanbul’a geldiğini ve her gelmesinde kumar oynadığını ifade eden Abdülkadir Konukoğlu, “En fazla 100 bin dolar oynardım. Bir gün kumarhanede bir banka müdürü ile karşılaştım. Bana dediki buraya geliyorum kim kumar oynuyorsa tespit ediyorum Sonra onlara kredi verirken daha farklı davranıyoruz. Bende bana da kredi vermeyecek misiniz? dedim. Bana işleri babam yönettiği için bir şey demedi” diyerek salondakileri gülğmsetti.
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ise bankacıların eleştirilmesini normal karşıladığınısöyledi. Bir olay anlatmak istediğini belirten İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali,“Bir deneyimligazeteci başka bir gazeteciye tavsiyede bulunuyormuş. Baktın memlekette işler düzgün her şey normal haber bulamıyorsun. O zaman bankalara vur demiş. Tabi bizimde kabahatlerimiz vardır. Ama doğru ile yanlışı da iyi analiz etmek gerekir” diye konuştu.
“Paranın bolluğunda olmayan fizibiliteleri var kıldık”
Abdulkadir Konukoğlu’nun bankacılık ile ilgili eleştirilerine cevap veren Adnan Bali, “Antep’te bir söz vardır. Kaledeki yani kasadaki parayı senin sanma. O parayı gider sağda solda harcarsan, yarın senin olmadığı ortaya çıkar. Bizim kusurlarımızda var. Paranın bolluğunda olmayan fizibiliteleri var kıldık. Çark dönüyordu çünkü. Bisikletle hızlı gittiğiniz zaman iyi bir sürücü olmasanız bile dengeyi sağlarsınız. Ama yavaşladığınızda dengeyi nasıl sağladığınızın aslı o zaman ortaya çıkar. Ben Anadolu’da çok sık seyahat ederim. Bir müşterimiz ‘Eskiden bankaların kapısında yatıyorduk. Hanımın altınlarını ipotek ediyorduk yine kredi alamıyorduk. Şu an bankacılar kapımızda yatıyor. Birinden aldığımızı başka iste de kullanmamıza gerek yok. Öbürüne yatırıyorum arasından da para kazanıyorum’dedi.”
Şu an denizle hiç alakası olmayan birinin bile gemi almaya kalktığını ifade edenAdnan Bali, şunları söyledi.
“Adam denizciliği hiç bilmiyor, ama gerek yok. Çünkü gemi tamamlanana kadar fiyatını ikiye katlıyor. Yıllarca tekstille şurayla burayla 4-5 nesil uğraşmış olan hiç alakası olmayan adamlar inşaat işine girdi. Bizde bolluğun içinde maalesef bunları destekledik. Enerji piyasasında çantacılar çıktı. Bunlara teminat mektubu koşulu getirildi. Yapamayanlar ayıklansın diye... Bankacılık sisteminde bunların izi bile olmadığı için devretmek zorunda kaldılar. Memleketime yakın bir yatırımcı rüzgâr enerjisine yatırım yapacağım dedi. Fizibilite yaptırdın mı diye sordum. Müdürüm hiç gerek yok orda sigara bile yakamıyorsun dedi. Karşılıklı hatalar yaptık maalesef.”
Özdilek Holding Yönetim Kurulu BaşkanıHüseyin Özdilek ise iş hayatına1962 yılında ana evini 18 bin liraya satarak başladığını söyledi. Ulu Cami’de havlu mağazası açtıklarını belirten Hüseyin Özdilek, “Ahmet Zorlu o ara bize toplu çarşaf satardı. İtibarımız vardı. İtibarınız varsa sermayeden daha fazla mal alıp satabiliyorsunuz. İyi niyetli bir şekilde batarsanız, toptancılar sizi desteklerdi. Bankacılık böyle değil bilançoya bakar” diye konuştu.
1982 de ilk ihracatlarını yaptıklarını ifade eden Hüseyin Özdilek,“Boyanın tonunu tutturamadık orda malı düşük fiyata satmak zorunda kaldık. O zaman Özal yetişti. Bize yüzde 35 vergi indirimi verdi. 1984’te entegre tesisi kurarken Sinai Kalkınma Bankası’ndan 4 milyon dolar kredi almıştık. Mal varlığımız yetmedi. Arkadaşın karısının evini ipotek verdik” ifadelerini kullandı.
Özdilek’in cirosunun yüzde 70’inin perakendeden geldiğini vurgulayanHüseyin Özdilek, “İstanbul yatırımına başladık 2005 yılında. Kanyon’un yanında 35 dönüm arsa aldık. 2010 yılında inşaata başladık. En iyi teklifi İş Bankası verdi. Adnan Bali yanıma geldi konuştuk, olumlu geçti. 120 milyon dolar kredi verdiler. Ama sonra arkadaki işyerlerini satmaktan vazgeçtik. Kiraya vermek istedik. 100 milyon dolar gerekti. İş Bankası yine onay verdi. Bankacılık ve reel sektör olarak bu ülkeyi geliştirmeye devam edeceğiz” diyerek sözlerine son verdi.
Güçlü sponsor desteği
Garenta’nın beşinci kez ana sponsorluğunu üstlendiği Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin co-sponsorları Ferko, Nef, Samsung, Turkcell, Türkiye İş Bankası, Türk Telekom, Vodafone oldu. Akkök, Cisco, Citibank, Doğa Koleji, DanoneNutricia, Global Yatırım Holding, Intel, Siemens, TEB, Tekfen, Verifone ve Zorlu Holding’in oturum sponsoru olduğu Zirve'de, Finansal Kurumlar Birliği, Kredi Kayıt Bürosu ve TAV Havalimanları destek sponsor olarak yer aldı. CNN Türk ve Hürriyet’in medya sponsoru olduğu Zirve’nin etkinlik sponsorluklarını Comodo, Denizbank, Integral Menkul Değerler ve Park Residences, konaklama sponsorluğunu Ağaoğlu, içecek sponsorluğunu ise Uludağ İçecek üstlendi.