Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bilin ki Diyarbekirli Ahmet burada. Bizi bölemeyecekler. Bizi ayıramayacaklar" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, operasyonun bittiği Diyarbakır'ın Sur ilçesinde halka seslendi. Omzuna aldığı poşuyla dikkat çeken Davutoğlu, Diyarbakır'da dün düzenlenen terör saldırısına değinerek, "Biz bunlardan korkar mıyız? Diyorum ki; Allah bu canı alacaksa Diyarbakır'da alsın. Kürt kardeşlerimle beraber burada bu emaneti teslim edeyim. Bize geri adım attıramazlar" dedi. Ulu Cami'de cuma namazı kılan Davutoğlu, çıkışta halka seslendi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Allah'ın barışı, kardeşliği Diyarbakır'ın üzerine olsun. Ulu Cami'nin minaresinden ezan hiç eksilmesin. Sizinle buluşmaya geldik. Yüreğimizi, yüreğinizle maya kılmaya geldik. Her fırsatta Diyarbekir'e gelirim. Konya'da doğmuş olabilirim, İstanbul'a aşık olabilirim ama bilin ki ben ebediyen Diyarbakırlıyım. Sur bir yürek gibidir. Diyarbakır'ın her taşı bizim için azizdir, canı feda edecek kadar azizdir. Biz yürekten Diyarbekirliyiz. Diyarbekir biziz, biz Diyarbekiriz" dedi. Terör örgütünün provokasyonlarına karşı halkı uyaran Davutoğlu, "Birileri yüreğimizi parçalamak istiyor. Birileri semaya sanki bu vatanın tek yürek olduğunu göstermek isteyen Surumuzu parçalamak istiyor. Bugün buraya sizinle buluşmaya gelirken gönlümde sadece Diyarbakır aşkı vardı, sadece Ulu Cami'de buluşmak vardı. Bu buluşmayı bize çok gördüler. Yedi canımızı bizden aldılar. Diyarbakır ses veriyor: 'Şehitler ölmez'. Yiğitlerimizi az önce uğurladık. O kardeşleriniz sizin için gelmişti, o kardeşleriniz bu minarelerden ezan susmasın, al bayrak inmesin diye gelmişti. O kardeşleriniz Diyarbakır Şam gibi, Halep gibi tahrip olmasın diye canlarını feda ettiler. Artık onlar ebediyen Diyarbekirlidir" diye konuştu. Sur'un, insanların ebediyen barış içinde dolaştığı güzel bir mekan yapacaklarının altını çizen Davutoğlu, esnafın yaralarının sarılacağı müjdesini verdi. Davutoğlu, "Allah şahit olsun, milletimiz şahit olsun, tarihimiz şahit olsun bu şehitlerin emanetine sahip çıkacak mısınız? Allah aşkına söyleyin. Bizi ayıramayacaklar, bizi bölemeyecekler. Biz mhabbet derken, onlar nefret tohumu ekmeye çalışıyor. Biz size güveniyoruz. Diyarbakır'ın vicdanı ve kardeşliğine güveniyoruz. Dün bu saldırıları yaptılar. Hesapları şuydu; Diyarbakırlı Ahmet saldırıdan korkar Diyarbakır'a gelmekten çekinir. Biz bunlardan korkar mıyız? Biz bu alçakların saldırılarından, tehditlerinden, Ulu Cami'yi bırakır mıyız. Siz bizi tanıdınız, biz sizi tanıdık. Allah şahit olsun Konya ne kadar emniyet içinde olacaksa, Diyarbakır'da o kadar emniyet içinde olacak. Onlar Ankara'da otobüs durağında bekleyen mazlumları şehit ettiler, İstanbul'da insanlarımızı şehit ettiler, Diyarbakır'da kardeşlerimizi şehit ettiler. Zannettiler ki korkacağız. Korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Allah bu canı alacaksa, Diyarbakır'da alsın. Kürt kardeşlerimle beraber burada bu emaneti teslim edeyim. Bize geri adım attıramazlar. Bir adım dahi geriye döndüremeyecekler. Konya'ya ne kadar gidiyorsam, onlara inat o kadar Diyarbakır'a geleceğim. Onlar kardeşliğimizi yıkmak isterse, biz ebediyen kardeşiz diye haykıracağız. Diyarbakır, onlara itibar etmediğin için sana teşekkür ederim. Tahrip edilen evleri onaracağız. Okullarımızı daha güzel yapacağız. Anneler bir daha ağlamayacak. Esnafın yaralarını saracağız" açıklamasında bulundu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, incelemelerde bulunmak üzere geldiği Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki tarihi Ulu Cami’de Cuma namazı kıldı. Davutoğlu, namazın ardından, caminin önüne getirilen Başbakanlığa ait otobüsün üzerine çıkarak, burada toplanan vatandaşlara hitap etti. Konuşmasına vatandaşları selamlayarak başlayan Davutoğlu, “Bilirsiniz her fırsatta Diyarbekir’e gelirim. Ben Konya’da doğmuş olabilirim, İstanbul’a aşık olabilirim ama ben ve bu kardeşleriniz ebediyen Diyarbakırlıdır. Aziz kardeşlerim semadan bakıldığında Sur bir yürek gibidir. Bize ecdadın emaneti olan Diyarbakır’ın her taşı azizdir. Canı feda edecek kadar azizdir. Aziz Diyarbekirliler, bilin ki yürekten Diyarbekirliyiz. Diyarbekir biziz, biz Diyarbekiriz” dedi. “O KARDEŞLERİNİZ SİZİN İÇİN GELMİŞTİ” Birilerinin yürekleri parçalamak istediğini anlatan Davutoğlu, “Bu vatanın tek yürek olduğunu gösteren Sur’umuzu parçalamak istiyor. Bugün buraya sizinle buluşmaya gelirken yüreğimde sadece Diyarbekir aşkı vardı. Aziz Ulu Cami ile buluşmak vardı. Ama bu buluşmayı bize çok gördüler. Dün 7 canımızı bizden aldılar. Biraz önce o 7 yiğidimizi Anadolu’nun köşelerine, Diyarbekir’in kardeşi Mersin’e, Niğde’ye, Erzurum’a, Bursa’ya gönderdik. O kardeşleriniz sizin için gelmişti. O kardeşleriniz bu minarelerden ezan susmasın diye gelmişti. Bu albayrak inmesin diye gelmişti. Diyarbekir Şam gibi, Halep gibi tahrip olmasın diye canlarını feda ettiler. Onlar Ankara’da, Niğde’de, Mersin’de doğmuş olabilir. Ama artık onlar ebediyen Diyarbekirlidir. Bilin ki bugün o şehitleri Diyarbekir’den vatanın diğer köşelerine uğurlarken, ben de o merasimde söyledim. Artık emanetiniz Diyarbekir’in emanetidir. Diyarbekirliler, milletimiz, tarihimiz şahit olsun bu şehitlerin emanetlerine sahip çıkacak mısınız? Allah şahit olsun bu şehitlerin emaneti olan aziz vatanın birliğine bütünlüğüne sahip çıkacak mısınız? Bu Diyarbekir’i iman, sahabe diyarı yapan tek bir yürek kılan ecdat eserlerine camilere, minarelere, Dört Ayaklı Minare’ye sahip çıkacak mısınız? Bu ezan sesini dindirmek isteyenlere, Fatih Paşa’yı tarumar etmek isteyenlere gür bir sesle ‘Biz burayız, burada olacağız’ diyecek misiniz? Bizi ayıramayacaklar, bizi bölemeyecekler” diye konuştu. “BİZE BİR ADIM BİLE GERİ ATTIRAMAYACAKLAR” 1 Kasım akşamı muhteşem bir zaferle seçimi kazandığında Hazreti Mevlana’nın huzurunda, şimdi ise Ulu Cami’nin huzurunda olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: “Hazreti Mevlana’nın huzurunda milletime söz verdim. Dedim ki, ‘Hazreti Mevlana’nın deyişi ile bu topraklara sevgi tohumları ekmeye’ geldik. Biz kardeşlik, sevgi ve muhabbet derken, onlar nefret tohumu ekmeye çalışıyorlar. Biz size güveniyoruz. Biz her zaman Diyarbekir'in vicdanına ve kardeşliğine güveniyoruz. Dün bu saldırıları yaptılar. Zannettiler ki başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbekirli Ahmet bu saldırılardan korkar, Diyarbekir’e gelmekten çekinir. Aziz Diyarbekirliler biz bunlardan korkar mıyız? Biz bu alçakların saldırılarından tehditlerinden Ulu Cami’ye bırakır mıyız? Siz bizi tanıdınız, siz bizi tanıdık. Allah şahit olsun, Konya ne kadar emniyet içinde olacaksa Diyarbakir de o kadar emniyet için de olacak. Konya ne kadar huzurluysa Diyarbakir de o kadar huzurlu olacak. Onlar Ankara’da otobüs durağında bekleyen mazlumları şehit ettiler. İstanbul’da kardeşlerimizi şehit ettiler, Diyarbakir’deki kardeşlerimizi şehit ettiler. Zannettiler ki korkacağız. Buradan da haykırıyorum. Korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Allah canımı alacaksa işte dua ediyorum Diyarbakır’da alsın. Burada, Kürt kardeşlerimle birlikte bu emaneti teslim edeyim. Ama bizi bir adım bile geri attıramayacaklar.” Meclis grubunda bir çağrıda bulunduğunu anımsatan Başbakan Davutoğlu, “Bu çağrıya buradan da ses vermek istiyorum. Herkes bir diğerine selam versin. Komşusuna selam versin. Türk müsün, Kürt müsün, Zaza mısın, Arap mısın, Sunni misin, Alevi misin demeden selam versin. Bu seferberliği bugün Diyarbekir’den bir kez daha haykırıyorum ve selamların en güzeli ile size selam veriyorum” dedi. “ONLAR YIKARSA, BİZ YAPACAĞIZ” Bugün Sur ilçesine ihya planının açıklamaya geldiğine de dikkat çeken Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Söz verdiğimiz gibi, onların yıktıkları, yaktıkları her taşı yeniden imar edeceğiz. Her esnafın zararının karşılayacağız. Onların tahrip ettiği her evi ve sokağı yeniden imar edeceğiz. Onlar yıkarsa, biz yapacağız, onlar yakarsa biz daha güzelini inşa edeceğiz. Biz ebediyen kardeşiz diye haykıracağız. Diyarbekir sana teşekkür ederim, bunlara itibar etmediğin için teşekkür ederim. Bunların tuzaklarına provokasyonlarına fırsat vermediniz. Nevruz’da Diyarbekir’i kana bulamak istediler, sizler destek vermediniz. Ama bakın sadece selam vermeye geldim. Binlerce Diyarbekirli göğsünü açtı. Onlar sizinle buluşamazlar. Biz ise her zaman sizinleyiz. Allah yolumuzu daima kardeşlerin yolu eylesin. Bu Sur’un her taşını koruyacağız. Bunlar diyorlarmış ki, burayı insansızlaştıracaklar. Aksine Sur’u aziz Diyarbekirlilerle buluşturacağız. İnsanların ebediyen barış içinde dolaştığı güzel bir mekan eyleyeceğiz. Bunlar diyorlarmış ki ‘kentsel imar adı altında buradaki yapı değişecek.’ Hayır, hepsini koruyacağız. Esnafın yaralarını saracağız. Eksiklerini, gediklerini tümüyle onaracağız. Evini terk eden kardeşlerimize yardım ettik, yardım edeceğiz. Söz veriyorum, daha güzel evlerde oturacaklar, daha huzurlu yaşayacaklar. Tahrip edilen okulların daha iyisini bu güzel gençler için yapacağız. Hiçbir gencimizi barikatların, çukurların içinde kaybetmeyeceğiz. Diyarbekir anneleri bir daha ağlamayacak.”