Özellikle CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Dr. Muzaffer Ertürk'ün adaylıktan çekildiği ve yaşanan kaos iddialarını yalanlayan Reisoğlu, basına yüklenerek gerçekleri saptırmaya çalıştı.
Ayrıca Reisoğlu'nun, medyanın parti içi politikaları yorumlama yetkisine sahip olmadığını belirtmesi ve gerçekleri haber yapma görevinin olduğunu savunması, basın özgürlüğü ve doğru bilgilendirme ilkelerine yapılan bir saldırı olarak yorumlandı. Reis Reisoğlu'nun basına yönelik bu tavrı, şeffaflık ve demokrasi ilkelerine olan saygıyı sorgulatmaktadır. Gazetecilik mesleğinin toplumun haber alma hakkını savunması ve gerçekleri aktarması gerektiği unutulmamalıdır.CHP'nin il başkanı, partinin etkinliğini artırmak ve seçmen nezdinde güven sağlamak yerine, partinin iç çekişmelerle boğuştuğu bir dönemde, il başkanının liderlik eksikliği ve etkisiz iletişimi, partiye zarar vermektedir. Sahada aktif olmayıp, birlik mesajları vermek yerine iç sorunlarla meşgul olması, CHP'nin Gaziantep'te seçim mücadelesinde geri kalmasına sebep olmaktadır.
CHP Gaziantep İl Başkanı’nın iddiaları yalanlaması, sadece bir yönetim krizini örtbas etmeye yönelik bir çaba olarak değerlendirilebilir. Parti içindeki krizlerle başa çıkamayan bir il başkanının, halk nezdinde güven tesis etmesi ise oldukça zor görünüyor. CHP'nin yaşadığı bu gelişmeler üzerine İl Başkanı’nın verdiği yanıtlar, parti içindeki krizi gizlemekten öteye gitmiyor. Reisoğlu'nun, Muzaffer Ertürk gibi önemli bir ismin varlığına rağmen bu tür sorunlara yanıt vermesi, partinin içinde bulunduğu sıkıntının boyutlarını gösteriyor.