“Sahi sevgi neydi? Sevgi sahip çıkan dost , sıcak insan eli, insan emeğiydi.Sevgi iyilikti, sevgi emekti…”
Serap-Feyzullah Tosun çifti, 23 yıllık evliler ve 3 çocukları var.Bursa Orhaneli ilçesinde yaşıyorlar.Onların hikayesini ilginç kılan ise, BOSKİ çalışanı olan ve ağır bir işte çalışan Feyzullah’ın ağır böbrek hastası olan hayat arkadaşına her türlü çevresel baskılara rağmen böbreğini vermesi, can vermesi, hayat vermesi... İlginç ve bir o kadar da mükemmel olan bu anlamlı hikayeyi HAKİMİYET okurları ile paylaşıyoruz..
Eşinize böbreğinizi vermeye nasıl karar verdiniz?
Eşim ağır böbrek hastasıydı ve her gün gözümün önünde yavaş yavaş ölüyordu. Her gün bizlerden ve yaşamdan bir tık daha kopuyordu. Her sabah uyandığımızda acaba yarında uyanabilecek mi? diye korkudan ölmek!..çok korkunç bir duygu.Böyle bir acıyı inanın hiç kimsenin yaşamasını istemem. Çocuklarımın annesi, sevdiğim insan gün gün elimden kayıp gidiyordu.
Kaç çocuğunuz var? Bu sancılı süreci nasıl geçirdiniz?
23 yıllık evliyiz ve üç evladımız var. Yaşadığımız bu acılı süreçleri onlarda beraber yaşamak zorunda kaldılar.İyileşmek için başvurmadığımız hastane kalmadı. Son olarak organ nakli gerekliydi ve bu yola Dr.Yavuz Ayar hocamla beraber yola çıktık. Bizimle yaşadığımız o sancılı süreçlerde çok yakından ilgilendi. Allah kendisinden razı olsun. Eğer Bursa’da nakil ameliyatları olabilseydi tercihimizi o yönde kullanacaktık. Çünkü zaten çok zorlu ve sancılı bir süreç geçiriyorsunuz ve nakille ilgili bir şey bilmiyorsunuz. Yanınızda olan size rehberlik eden insanların varlığı ve samimiyeti çok daha bir önem kazanıyor.Nakil öncesin de hemodiyaliz tavsiyesi aldık.Ama eşimin babası da böbrek hastası idi ve diyalize giriyordu.Diyaliz sürecinin de özellikle hasta için nasıl yıkıcı etkileri olduğunu bildiğimizden hiç o sürece girmeden verici olayı kabul edip nakil sürecine bir an önce başlanmasını istedik.
Korkmadınız mı? ya da çevrenizde sizi vazgeçirmek isteyenler oldu mu?
Öncelikle böbreğimi verirsem bana ne olacak diye asla bir korkum olmadı. Ama çevremden olumsuz tepkiler aldım.En yakın arkadaşlarımız bile bana “eğer böbreğini verirsen sende yarım bir insan olacaksın, önünde uzun bir hayat var ve sen sağlıkla devam edemeyeceksin…” dediler.
“Sana yeni kadın buluruz”
Bu yaklaşım sizin içinde insanlık adına da çok acımasızca olmuş; çok yazık
Evet bu kararıma olumlu yaklaşan neredeyse hiç olmadı.Ve son ana kadar hep vazgeçirmeye çalıştılar. Sürekli ilerde pişmanlık duyabileceğimi aşılamaya çalıştılar. Oysa insanların hayatla ilgili planlar yapması çok saçma.Çünkü kimse yarına çıkabileceğini dahi bilemiyorken uzun vadeli planlar, hesaplar bana çok gülünç geliyor. Çevremizde pek çok insanı farklı sebeplerden kaybetmiyor muyuz? Mesela eşimin annesini yeni kaybettik.Bu arada ben annemi 38 yaşında kaybettim ve şu an eşimde 38 yaşında.Bu korku ve eşimi de kaybetmenin yaratabileceği büyük panik, kulaklarımı çevreye kapatmamda ki bir diğer etken oldu.Hayatımız sürekli hastanelerde ve korku ile geçiyordu.O süreçleri yaşamayanlar bilmez, anlatsanız da anlayamazlar.Eşimin hastalığı nüksedince sosyal hayatımızda bitmişti. Arkadaşlarınızla oturduğunuzda bile gözünüz sürekli telefonda ve gelecek bir kötü haberde oluyordu.
Eşinizin ailesinden kardeşlerinden vermek isteyen oldu mu?
Çevrem zaten benim vereceğimi duyunca önce kardeşleri versin diye tepki gösterdiler. Kardeşleri de ilk zamanlar cengaverlik yapıp yola çıktılar; tutmadı, olmadı.. o konuya fazla girmek istemiyorum.
“Evlilikte önce saygı”
Eğer hayat bir bütünse ve kimle yola çıktıysanız onunla nefesinin sonuna kadar devam etmelisiniz. Tabi sevgi ve saygı bitmediği sürece bu önemlidir. Eşler arasında da bana göre önce saygı olmalı. Sevgi sonrasında gelişiyor zaten. Ama saygı olmazsa “seviyorum, ölüyorum..”hikayedir bana göre.
Kadınların öldürüldüğü, şiddet haberlerinin bolca yapıldığı bir dönemde eşiniz size can vererek örnek bir hareket gerçekleştirdi. Neler hissediyorsunuz?
Eşimin böbreğini vermek istediğini öğrendiğimde o da yarım kalacak diye çok üzüldüm. Zaten ben sağlıksızdım ama onu da peşimden sürüklemeye hakkım yok, diye düşündüm.Ama onun cesareti, kararlığı bana da umut oldu ve ağır şartlarda çalışan birisi olduğu halde düşünmeden böbreğini verdi.
Böbrek bağışlamak gerçekten de yarım kalmak mı?
Biz bu konuyu zaten detaylıca araştırdık.Normalde zaten tek böbrek çalışıyormuş. Birisinde sorun olduğunda diğeri devreye giriyormuş. Bağışlayan ileri ki hayatında daha dikkatli ve sağlığına özenli olması gerekiyormuş.Hatta sürekli dikkatli bir hayat yaşamaya özen gösterdikleri içinde diğer insanlardan daha sağlıklı ve uzun hayatları oluyormuş.
Çocuklarınızın tepkisi ne oldu?
Ben zaten sağlıksız bir sürece girmiştim ve günden güne durumum daha kötüye gidiyordu. Hiçbir şey yiyip içemiyordum, onlarla ilgilenemiyordum.Günden güne de erimeye başlamıştım. Çocuklarımda çok üzülüyorlar ve bir an önce nakil olmamı istiyorlardı.Babalarının da verici olmasını desteklediler.
Eşinizin çevreninde baskısı ile son anda vazgeçebilir, diye bir düşünceye kapıldınız mı?
Bir bu yola çevre ile değil ikimiz beraber çıktık. Eşimde sonuna kadar hiç acaba olmadı. İş gerçeğe dönüştüğünde ise korkusunun olup olmadığı sordum.Bu sırada Feyzullah Bey söze giriyor;Ben iğne olmaktan çok korktuğum için beş senedir şiddetli diş ağrıları çekiyorum. Ama söz konusu eşimin sağlığı olunca bana bir cesaret geldi. Psikologlar sürekli korkup korkmadığımı sorduklarında şaşılacak bir şekilde bana cesaret geldiği gördüm ve bu duruma kendimde çok şaşırdım.
Güya bana korkum varsa cesaret aşılayacaklarmış.Bana zaten gereken cesareti Allah vermiş, sen kim oluyorsun da bana cesaret vereceksin?
Ben yola haplarla değil sevgimle çıkmıştım.Bu arada 30 yıldır günde 3 paket sigara içen birisiydim ve onu da biranda bırakmış oldum.
“Dervişin fikri neyse zikri de o olur”
Bir insanın niyeti ve yüreği iyi ise gerisinde bozukluklar varsa da Rabbim onarıyor. Ben insanlarda namazına, hacılığına…falan bakmam. Yüreğinin doğruluğuna, niyetindeki samimiyete ve icraatlerine bakarım. Gerisi beni ilgilendirmez. Kalbi temiz, niyeti halis insanlardan korkmayın. Ben eşime Allah rızası için, gerçekten kendisini sevdiğim için böbreğimi verdim.
Bundan sonraki hayatınızda sizlere sağlık ve mutluluklar diliyoruz.Mesajınız nedir?
Hayat sevince güzel. Eğer sadece sevgi sözcükleri ön plandaysa bu aşkta değildir.Bir insana hayat vermekten daha güzel bir şey yok. Her iki dünyada da kazanan oluyorsun. Şimdi ben eşime can verdim. Ama çok iyi biliyorum ki aynı şey benim başıma gelseydi tereddüz olarak oda bana böbreğini verirdi.Benim kardeşlerim verir miydi diye düşünüyorum, vermezlerdi. Çünkü herkesin kapısı da yolu da ayrı. Ama eşiniz canınızsa hiç düşünmeden böyle bir fedakarlığa katlanabiliyor.
“Hayat sevince güzel”
Eşim 23 yıllık evliliğimiz boyunca beni hiç yalnız bırakmadı.Rahatsızlığım süresince de hep yanımda oldu. Hastane süreçlerimde dahi beni hiç kimselere bırakmadan hep yanımdaydı. Ağır bir işte çalıştığı halde düşünmeden verici oldu.İstanbul’a benden önce kendisi gelmek istedi. Ben de hep “bana bir şey olsa da çocuklarımın başında o var” düşüncesi varken bu yolda beraber kendimizi bulduk. Beraber ameliyata girdik. Şu an beraber ağrılar çekiyoruz. Eşim benim her şeyim.