Özel Gaziantep Sevgi Hastanesi Uzman Psikoloğu Pınar Tümbaş, eşlerin ayrılma süreçlerinde çocukların önemli oranda olumsuz şekilde etkilendiğine dikkat çekti. Sevgi Hastanesi’nde göreve başlayan Psikolog Pınar Tümbaş, “Boşanma sürecinde temel sorulardan biri "Çocuğumuza neyi, nasıl söyleyeceğiz?" sorusudur. Peki, gerçekten kendimize bile itiraf etmekte zorlandığımız bir konuyu çocuğumuzla nasıl paylaşacağız?”
“BOŞANMA TÜM AİLE BİREYLERİ İÇİN OLDUKÇA ZOR BİR SÜREÇTİR”
Özel Gaziantep Sevgi Hastanesi’nde görevli Psikolog Pınar Tümbaş, “Boşanma tüm aile bireyleri için oldukça zor bir süreçtir. Boşanma eşlerin tek taraflı veya birlikte vermiş olduğu bir karar dahi olsa evden ayrılan ve geride kalan tüm aile bireylerini sarsan bir süreçtir. Ancak boşanma bir bitiş olduğu kadar yeni bir başlangıç, ya da değişim için bir fırsat olarak görmek de mümkündür. Özellikle boşanma sonrası sürece adapte olma aşamasında birçok eş kendileriyle ilgili yeni farkındalıklar yaşayarak kendilerindeki güçlü yanları, farklı zevk ve ilgi alanlarını keşfederler. Ancak bir yetişkinle bir çocuğun bu ayrılık süreciyle baş etme şekilleri farklıdır. Boşanma sürecinde temel sorulardan biri "Çocuğumuza neyi, nasıl söyleyeceğiz?" sorusudur. Peki, gerçekten kendimize bile itiraf etmekte zorlandığımız bir konuyu çocuğumuzla nasıl paylaşacağız?” şeklinde konuştu.
“ÇOCUĞUMUZA NEYİ, NASIL SÖYLEYECEĞİZ?”
“Özellikle çocukları ufak olan ebeveynlerin bir kısmında çocuklarının böyle ağır bir konuyu anlayamayacağı düşüncesi hakimdir” şeklinde konuşan Özel Gaziantep Sevgi Hastanesi’nde görevli Psikolog Pınar Tümbaş sözlerini şu şekilde sürdürdü;“Hâlbuki evde bir şeyler yolunda gitmiyorsa, anne ve baba mutsuz ve kızgınsa çocuklar bunu hissederler. Düşüncelerle anlamlandırıp kelimelerle neyin ters gittiğini tam olarak ifade edemeseler de sezgisel olarak bir sorun olduğunu anlarlar ve hatta belli bir düzeyde bu gerginliği farklı şekillerde (altını ıslatma, isyankar tavırlar, okulda davranış ve/veya akademik problemler,vs.) ebeveynlerine de yansıtabilirler. Bazen anne-babaların ayrılığı anlatmaktan kaçınmalarındaki sebeplerden biri de kendi acılarını fazlasıyla aktaracakları korkusu da olabilir. Sonuçta yılların beraberinde getirdiği anlaşmazlıklar, iletişim sorunları, maddi veya manevi aldatma, yalnızlık, cinsel problemler, şiddet, vb. sorunlar oldukça soyut konular olması sebebiyle daha fazla yetişkin dünyasına ait görünüyorlar. Ayrıca bu sorunların yarattığı öfke, suçlama, hayalkırıklıkları, duygusal yıkım gibi baş etmekte zorlandığımız duygu ve düşüncelerimizi çocuğumuza nasıl aktaracağız?”
“ÇOCUKLAR KENDİ DÜNYALARINDA ŞİMDİ BANA NE OLACAK, BANA KİM BAKACAK DİYE DÜŞÜNÜRLER”
“Bir çocuk ebeveyninin varlığının farkındaysa, belli bir seviyede de konuşup anlayabiliyorsa, yani lisanı kullanabiliyorsa ona boşanmadan bahsedilebilir. Ama ayrılıkla ilgili konuşmanın en iyi zamanı anne babanın konuyla ilgili kararı kendi aralarında net aldıkları zamandır” konuşan Bektaş sözlerini şu şekilde sürdürdü;“Gerçek ayrılığın yaşanmasına birkaç hafta veya bir ay kala bu durumun çocuğa bildirilmesi önemlidir. Çünkü bu zaman çocuğun aklına gelenleri sormasına, öfkesini, üzüntüsünü, kaygısını veya olası herhangi bir duygusunu açıklamasına fırsat verir. Çünkü bu tip durumlarda çocuklarda "şimdi bana ne olacak, bana kim bakacak, vb." gibi duygular görülür. Onlardaki güven duygusunun hem sözle, hem de boşanma sonrası nerede, nasıl ve kiminle yaşayacağı anlatılarak daha somut bir planla oturtulması önemlidir. İleriki yaşlardaki çocuklarda ben kaygısının yerini ebeveyn kaygısı da alabilir; anneme veya babama şimdi ne olacak, onunla kim ilgilenecek şeklinde olabilir. Onlara aktarım sırasında bu konulara da açıklık getirilmesi faydalı olacaktır. Bazı şeyler hakkında ebeveynlerin de bilgisi yoksa bunu da aynen bu açıklıkla "şu an biz de bilemiyoruz, ama öğrenince seninle de paylaşacağız" şeklinde aktarmalarında bir sakınca yoktur. Aynı şekilde çocukların akıllarına takılan herhangi bir sorunun da yaş dönemlerini gözeterek dürüstçe cevaplanması diğer önemli konulardandır. Çünkü sizden net bir cevap almadıkça çocuk kafasında kendi cevabını üretir ki bu da çoğunlukla sizin ayrılık kararınızın sebebinin kendisi olduğu yönünde olabilir. Bu dönemde çocuğun ayrılık gerçeğine karşın ebeveynleri tarafından sevilmeye ve korunmaya devam edileceğini duymaya fazlasıyla ihtiyacı vardır. Daha büyük çocuklardaki kaygılardan biri ise ebeveynlerinden birini diğerine tercih etme durumudur. Böyle bir arada kalma hissiyatı onların üzerine çok fazla yük koyacaktır, kaldı ki ileride bundan ötürü ebeveynlerini suçlayabilirler.”
“ÇOCUKLAR SÜREÇTE ÖNEMLİ ORANDA ETKİLENİR”
Bektaş sözlerine daha sonra şu şekilde devam etti;“Şunu da unutmamak gerekir: Bir çocuk boşanma kararı alınmasına sebep olan nedenleri ne kadar iyi anlarsa bu süreçle baş etmesi de o denli kolay olacaktır. Ancak bu aktarımın net ve de yargılayıcı ifadelerden kaçınılarak yapılması önemlidir. Ebeveynlerin boşanmayı çocuklarına aktarma noktasında duydukları huzursuzluğun diğer bir nedeni de çocukların gösterebileceği şiddetli öfke patlaması ya da sessizce durumun içe atılması gibi olası tepkileridir. Ancak çocuk nasıl tepki gösterirse göstersin bu durumu ertelemek uzun vadede bir yarar getirmeyecektir. Çocuğunuzla bu konuyu konuşurken dikkat etmeniz gerekenleri maddelerle anlatmaya çalışayım.”
“DÜRÜST VE NET OLUN”
“Önce çocuğunuza ayrılık ve boşanmanın ne demek olduğunu net bir şekilde açıklayın. Çocuğunuz küçükse onun anlaması için bu açıklamayı farklı zamanlarda birkaç defa yapmanız gerekebilir. Açıklarken bu kararın ani olmadığını ve uzun bir süreçten geçtiğinizi açıklayın ki çocuğunuz böyle bir kararı anlık bir hisle almadığınızı bilsin. Ayrıca eğer evliliğinizi kurtarmak adına bazı adımlar attıysanız yine çocuğunuzun yaşını gözeterek bunu da aktarabilirsiniz.”
“AİLE TOPLANTISI YAPIN”
Boşanmayla ilgili ilk konuşmayı bir aile toplantısı şeklinde aktarın. Çocuğunuzun her iki ebeveyninden de benzer mesajlar alıyor olması önemli olacaktır.
“ONA SEVDİĞİNİZİ SÖYLEYİN”
“Çocuğunuzun her zaman sevileceğinin, her daim korunup, kollanacağının ve bakılacağının altını çizin, ve gerekiyorsa bu mesajı farklı zamanlarda da tekrarlayın.“BOŞANMA ONUN SUÇU DEĞİL!”
“Konuşmanızda boşanmanın çocuğunuzdan kaynaklanmadığını, bu konuda onun herhangi bir suçu ve sorumluluğunun olamayacağının altını birkaç defa çizin. Ancak şunu unutmayın ki çocuklar ebeveynlerini beraber görmek ister, bu yüzden de kafalarında sizleri tekrar bir araya getirmek için plan da yapabilirler. Ayrılığın net olduğunu bilmeleri önemlidir.”
“EŞE OLAN KIZGINLIĞI ÇOCUĞA YANSITMAYIN!”
Ayrılan eşe yönelik bir kızgınlık ve evliliği bitirdiğinden ötürü de bir suçlama hali varsa bunun çocuğunuza yansıtılmaması önemli olacaktır. Onunla ayrı konuştuğunuzda da eşinizi suçlayıcı veya hakaret dolu ifadeler kullanmamaya gayret edin. Çünkü çocuğunuz bunu bir taraf seçme gibi algılayabilir. Uzun dönemde çocuğun ebeveynini reddetmiş olması, onun hem kendi içinde iç çatışmalar yaşamasına sebep olabilir, hem de karşı cinsiyetle olan yetişkin ilişkilerine de olumsuz yansıyabilir.
“DEĞİŞİKLİKLERDEN BAHSEDİN”
“Çocuğun hayatındaki olası değişikliklerden –varsa yer/mekan, ev, okul, arkadaş ve genel düzen değişikliği bahsetmeniz gerekebilir. Ayrılan ebeveynin onu ne sıklıkta ziyaret edeceği, onun yanında kalıp kalmayacağı, onunla nasıl bir düzen oturtacakları bilindiği ölçüde paylaşılması faydalı olacaktır. Özellikle küçük çocuklarda yalnız kalma ya da onu yatağa kimin götüreceği, yedireceği, spor veya müzik dersine nasıl gideceği gibi konularla ilgili endişeler olabilir. Değişiklikleri konuşurken bu tip detay konulara da yer verilmesi önemli olacaktır.”
“ÇOCUĞUNUZA KENDİ DUYGULARINI AKTARMASI İÇİN FIRSAT VERİN”
“Onları dinleyin. Bazen boşanmanın getirdiği kayıp duygusunu tam tarif edemeyebilirler. Bu duyguların farkına varıp tanımlamalarına yardımcı olun. Mesela, haberi duyduktan sonra çok öfkeli davranan çocuğunuzla öfkesi yatıştıktan sonra öfkesinin kayıp duygusuyla ilintili olabileceğini bulmasına destek olabilirsiniz. Küçük çocuklarla olan konuşma sonrasında onlarla beraber vakit geçirdiğiniz sırada boşanmayla ilgili çocuk öykü kitapları okuyabilirsiniz. Farklı çocuklara da olan bir durum olduğunu ve kendilerinin bu süreci yaşayan tek çocuk olmadıklarını duymak onlara iyi gelebilir.”