Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle gözden çıkartılarak yıkılmasına karar verilen Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlı hizmet binalarının yeri tartışma konusu oldu. Şehir merkezinde oldukça önemli bir konumda bulunan alanın Sağlık Bakanlığının uhdesi dışında kullanılmaması isteniyor. Türk Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Kemal Kazak, “Hastaneye bağlı binaların güçlendirilmesini istiyoruz. Şayet yıkım kararında ısrar edilirse bu değerli alanın Sağlık Bakanlığı uhdesinde kalmasının doğru karar olacağı kanısındayız” dedi.
“BU ALAN SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN KONTROLÜNDE OLMALI”
Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesinin uzun yıllardır Gazianteplilere hizmet verdiğini anlatan Türk Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Kemal Kazak, hastane alanının bakanlık kontrolünde değerlendirmesini istedi. Kazak açıklamasında, “Uzun yıllardır kente hizmet veren bu sağlık tesisimiz öncelikle beton bakımında güçlendirilerek depreme dayanıklı hale getirilmeli. Şayet bu kabul edilmeyecekse hastaneye bağlı binalar yıkılmalı ve alanın tamamı Sağlık Bakanlığının kontrolünde olmalı. Bizler biliyoruz ki birileri bu alana daha şimdiden gözlerini diktiler. Emlak bakımında da oldukça değerli olan bu alan sağlık sektöründe kullanılmalı” diye konuştu.
“KIRK YAMA BOHÇA GİBİ DURUYOR”
Türk Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Kemal Kazak sözlerini şu şekilde sürdürdü;“Gaziantep’te sağlık hizmetlerine yatırımın yetersiz olmasının siyasilerin ve yetkililerin ayıbı olarak görüyoruz. Gaziantep’e bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi yapılması kararını destekliyoruz ancak Gaziantep’in en eski hastanesi olan ve 50 yaşın üzerindeki vatandaşlar tarafından halen ‘Millet Hastanesi’ olarak biliniyor. Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi ‘Kırk yamalı bohça’ haline gelmiş halde bulunuyor. Birimler birbirinden bağımsız gibi bunları idare etmek, sağlıklı sağlık hizmeti verebilmek hakikaten çok zor. Hastanenin karmaşık yapısından dolayı hem idareciler hem de sağlık çalışanları hizmet vermekte zorluklar yaşıyorlar. Hastanenin yapısı düzgün olsa hem hizmet alan sağlıklı bir şekilde hizmete ulaşacak hem de sağlık çalışanları daha verimli bir şekilde hizmet verebilecekler. Sevk ve idaresi kolaylaşacak, denetimler daha hızlı bir şekilde yapılabilecek.”
“ŞEHİR HASTANELERİNİN İŞLEYİŞİ DOĞRU DEĞİL”
Şehir Hastanesinin işleyişini Türk Sağlık-Sen genel politikası olarak doğru bulmadıklarını kaydeden Kemal Kazak sözlerini şu şekilde sürdürdü;“Bütün gelişmiş ülkelerde yönetilebilir bir hastanenin yatak kapasitesinin 200 ile 600 arasında olduğu resmi anlamda tescillenmiş durumda. Ülkemizde son dönemlerde moda haline getirilen şehir hastaneleri şehrimizde ise bin 300 yataklı olarak ifade ediliyor, yönetilebilmesi zor bir hastane; bir tarafta kamu mantığı bir tarafta özel mantık başlı başına sorundur. Şartnamede yüzde 70’lik yatak doluluk oranının mecburi bırakıldığı ifade ediliyor. Bunun altında kaldığı takdirde aynı köprülerde olduğu gibi ücret ödenecek ve bu ücretler vatandaşın verdiği vergilerle karşılanacaktır. Bunun yerine şehrimizin uygun yerlerinde 2-3 tane hastane yapılabilseydi hem yönetimimiz daha kolay olacaktı hem de kamu kaynakları daha doğru kullanılacaktı. Trafik sorununa da neden olacak, ulaşım sorunu nasıl çözülecek, oradaki yığılma nasıl çözülecek bunların hepsi ileride ortaya çıkacak. Çalışanlar açısından da öncelikli olarak firmaların ücretleri ödeneceğinden dolayı çalışan arkadaşlar ciddi anlamda döner sermayeden kayba uğrayacaklar. Bu hastanelerin doğru olmadığını, yanlış olduğunu düşünüyoruz biz.”