Sağlık kurumlarında meydana gelen şiddet olaylarına ilişkin Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Acil Servisi önünde bir araya gelen Gaziantep Tıp Fakültesi öğrencileri, Samsun’da Doktor Aynur Dağdemir’in saldırgan tarafından katledilmesini protesto ettiler. Öğrenciler adına basın açıklamasında bulunan Tıp Fakültesi 4.sınıf öğrencisi Bahadır KILIÇ, “Geçtiğimiz perşembe günü Samsun'da bir doktoru daha kaybettik. Doktor Aynur Dağdemir görevi başında katledildi. Ne hazindir ki her gün bir arada çalıştığı iş arkadaşları Doktor Aynur'un yaralanmasına üzüldüğü anlarda aynı zamanda olayın failini hayata geri döndürmek için çaba sarf ediyordu. Doktor Aynur ilk değildi, şu an bulunduğumuz hastanede yıllarca görev yapmak suretiyle uzman hekim olan Ersin Arslan ağabeyimiz bir hasta yakını tarafından yok yere hayatından olmuş, görevi başında katledilmiştir. Vefatının ardından 3,5 yıl geçmesine rağmen ne Ersin Arslan'ın yaşamından olması ne de bir başka şiddet olayı, sağlıkta şiddeti durduracak bir ibret vesikası olamamış, üzerine yenileri eklenmiştir. Yaklaşık 6 ay önce, 29 Mayıs 2015'te Doktor Kamil Furtun Samsun'da öldürüldü. 3 ay kadar önce, 31 Ağustos 2015'te henüz görevinde iki yılını dolduramamış olan Doktor Abdullah Biroğul Diyarbakır'da katledildi. Ülkemizin herhangi bir tarafında kuzeyde veya güneyde, doğuda veya batıda bir hekimin öldürülmesi, katledilmesi maalesef kanıksanacak duruma gelmiştir” ifadelerine yer verdi.
“BEYAZ KOD UYGULAMASINA YAPILAN BAŞVURU SAYISI 20 BİN”
Sağlıkta şiddet olayları nedeniyle kurulan Beyaz Masa’ya binlerce başvuru yapıldığını kaydeden Kılıç, “Bizzat Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun ifadesiyle iki yıl içerisinde sağlıkta şiddete maruz kalanlar tarafından beyaz kod uygulamasına yapılan başvuru sayısı 20 bin 159 dur. Yazıktır ki sağlıkta şiddet münferit vakalar halinde değil koca bir yığın olarak karşımızda bulunmakta ve artık kocaman bir istatistik verisi haline gelmiştir. Mesleki yaşamı boyunca hiç şiddete maruz kalmamış hekim oranı yalnızca yüzde 25'tir. Bizler tıbbiyeliler olarak şunu açıkça belirtmeliyiz ki geleceğimizden kaygılıyız, yarın görev başındayken odamıza gelip şikâyetlerini dinlediğimiz bir hastanın veya ameliyatından çıktığımız bir hasta yakınının iki dakika sonra son nefesimizi vermemize neden olmasından veya darp edilmekten, şiddete maruz kalmaktan çekiniyoruz. Tek isteğimiz uygar bir şekilde insanca mesleğimizi icra etmek ve hastalarımızı nasıl tedavi edeceğimize odaklanmaktır. Gayemiz hastalarımızın nihai mutluluğundan başka bir şey değildir” diye konuştu.
“ŞİDDET HEKİMLER AÇISINDAN BİRİNCİ RİSK”
Tıp öğrencileri olarak her gün ayrı bir “hekime şiddet” haberini izlediklerini ifade eden Kılıç, “Kendi öğrenim hayatımızda da maalesef şiddete maruz kaldığımız bir dönemde insanlara şifa olmanın hayaliyle, idealist düşüncelerle tıp eğitimi almaya çalışıyoruz. Bizler 12 yıllık eğitim hayatımıza 6 yıl daha sürekli, yoğun tempolu ve zorlu bir eğitimle devam edip, sadece insanlara hizmet vermek ve mesleğimizin hakkını yerine getirmek gayesiyle adımlar atıyoruz. Yaşam hakkını ortadan kaldıracak boyuta ulaşan şiddet artık hekimler açısından birinci derece mesleki risktir. Farkında olmanın yetmediği ve çözüm için sorunun temel nedenlerinin ortadan kaldırılmasının şart olduğu noktaya gelinmiştir. Tüm kurum ve kişiler bu noktada artık birlikte çaba harcamak zorundadır” dedi.
Açıklamanın ardından öğrenciler, yaşanan şiddet olaylarında hayatını kaybeden sağlık çalışanları için saygı duruşunda bulundular.