Türkiye Sakatlar Derneği Şube Başkanı Hulusi Kalender, Gaziantep’te kendini eve kapatarak hayata küsen tüm engelli vatandaşların iş sahibi olarak hayata tutunmaları için kendilerine başvurmalarını istedi. Çalışmak ve iş sahibi olmak isteyen tüm engelli vatandaşlara kapılarının açık olduğunu anlatan Kalender, “Evde oturarak yaşama küsüp yardım bekleyen kişiler yerine toplumda bende varım diyen bireylere elimizden gelen yardımı göstereceğiz” diye konuştu.
“ENGELLİ VATANDAŞLARDA İŞ HAYATINDA OLACAK”
Hulusi Kalender, birçok iş alanında engelli vatandaşların önemli çalışmalara imza attığını dile getirdi. “2014 yılının başlarında Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı olduğum zaman karşılaştığımız olay, kötüydü. Engelli denince insanların aklına, mağdur, mağdurdan da öte sadaka toplayan, dilenci konumunda görüyorlardı. Bunun nedeni dernekleri yöneten kişilerin, hep sadaka kültürü ile hareket ettikleri için; üyelerinde aynı durumda olduğunu düşünüyorlardı. Bu algıyı değiştirmek için çok sıkıntı yaşadık. Özellikle engelli istihdamı noktasında sıkıntılar vardı. İşverenler, engelliden ağır işler yapmasını, normal bir insan kadar çalışmasını bekliyordu. Örneğin görüşmelerde, ‘çuval taşır mısın?’ gibi sorularla karşılaşılıyordu. Ulaşımını sağlayamaz, sağlasa bile fabrikada engelli tuvaleti yok. Tekerlekli sandalyedeki insanları istemiyorlar, koltuk değnekli insanları istemiyorlar. İstiyorlar ki dışı sağlıklı olsun, içi sağlıksız olsa da olur. Çünkü engelli bireyler çalışmak istiyor fakat bir sonuca ulaşamıyorlardı” şeklinde konuşan Kalender, “Bugün geldiğimiz noktada ise engelli vatandaşlarımızın gerek yasalardan kaynaklanana gerek ise becerilerinden kaynaklı olarak istedikleri iş alanlarında kendilerine yer bulabiliyorlar” diye konuştu.
“ENGELLİ VATANDAŞLARIMIZ DİLENCİ DEĞİLLER”
Türkiye Sakatlar Derneği Şube Başkanı Kalender sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Engellilerin bir birey, bir canlı oldukları bir karakteri var. Normal insanlar belki utanmadan dileniyor ama bir engellinin dilendiğini göremezsiniz. Gaziantep’te engelli vatandaşların dilendiğini göremezsiniz. Hepsi bir şekilde çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışırlar. Bizim derneğimizin tüzüğünde bulunmayan gıda dağıtımlarına insanlar alıştırılmış durumda. Engelli vatandaşlara yapılan yardımların reklam malzemesi yapılmaması gerekiyor. Yapılan yardımların reklamı olmaz, engelli bireylere yapılan yardımların siyaset üstü olması gerekiyor. Bir derneğin siyasi bir kanadın uzantısı olmaması gerekiyor. Ülkemizde ve şehrimizde bu durumdan rahatsızım. Derneğin yaşaması için çeşitli projeler gördük, fakat bu projeler devamlılığı olmayan kurslardı. Kurs bitiyor sertifikalar veriliyor, insanların bir yerleştirilmesi söz konusu değil. Bakıyoruz ki sertifikalı insanların sayısı arttı, sonuç yok. Bir proje geliştirdik, İŞKUR’dan bize bir araç sağlamasını, yanında psikolog ve sosyoloğun yer aldığı bu araç ile engelli bireyleri alıp Organize Sanayi Bölgesi’ne götürelim. İŞKUR’a kayıtlı ve kayıtlı olmayan engelli vatandaşları, İŞKUR’un önünden alarak görüşmelere götürerek sürdürülebilir bir projeye başladık. Bu proje ile birlikte sonucu olmayan, kısa süreli projeleri bıraktık. Yıllık projeye başladık. İlk yıl bin 120 kişi hedefledik ve o yıl 250 kişiyi işe yerleştirdik. 6 yılsonunda 5 bin 280 engelliyi taşıdık. Bu 5 bin 280 insandan bin 130 tanesi işe yerleştirmesi yapıldı. 4 aylık bildirgelerimizi verdik, sigorta girişlerini bildirdik ve engellilere sahip çıktık.”