Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Anayasa Platformu tarafından düzenlenen “Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte” programında konuştu. Darbecilerin değil, milletin yaptığı yerli bir anayasayı, gelecek nesillere armağan etmek zorunda olduklarını ifade eden Erdoğan, “Bugüne kadarki anayasaların hepsi ithaldir, yerli değildir. İthal ürünlerle yönetildik, ithal mantıklar bize hakim oldu. Şimdi biz yerliye ve milliye dönmeliyiz” ifadelerini kullandı.
CHP’Yİ ELEŞTİRDİ
Yeni anayasa konusunda, “İşe sahip çıkması gereken muhalefetin tam tersi bir tutum içinde olduğunu görüyoruz” diye devam eden Erdoğan, daha önce uzlaşılan 60 madde üzerinde önce oany veren, ardından tüm genel başkanların onayı talebiyle ‘U’ dönüşü yapan CHP’yi eleştirdi. Cumhurbaşkanı, “Kimin dürüst olduğunu görmek bakımından bu 60 maddelik çalışma bir ispattır” dedi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde başkanlık sistemi de vardı. Erdoğan, “Yeni Türkiye’nin inşası sürecinde yeni anayasaya ve başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Başkanlık sistemi, Tayyip Erdoğan’ın kişisel meselesi değildir. Bu sistemi başbakanlığımda da, belediye başkanlığımda da konuştum. Biz dersimizi iyi çalışıyoruz, yeni başlamadık” diye konuştu.
“Yeni anayasanın başkanlık sistemi anlayışıyla hazırlanması en doğrusudur” diye devam eden Cumhurbaşkanı, “Benim teklifim kararın millete bırakılmasıdır. Nihai kararı vekiller değil, asil olan millet vermelidir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da Türkiye Anayasa Platformu tarafından düzenlenen 'Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte' temalı programa katıldı. Türkiye Anayasa Platformu çatısı altında biraraya gelen 16 sivil toplum kuruluşunun her birinin gösterdiği çabaya işaret eden Erdoğan, "Türkiye Anayasa Platformu'nun yeni anayasa için hep birlikte' çağrısının şu anda kadar yaklaşık 300 sivil toplum kuruluşumuz tarafından desteklendiğini öğrendim. Bu sayı kısa süre içinde inanıyorum ki yüksek rakamlara çıkacaktır. Bunun ise milletin birliğine çağrı olduğuna inanıyorum. Çünkü bu mesele herhangi bir kurum veya şahsın değil bizatihi milletimizin meselesidir. Yeni anayasa konusuna milletimizin değerlerini yaşatma noktasında hassasiyet sahibi sivil toplum kuruluşlarımızın öncülük etmesi rastgele bir durum değildir. Millet kendi meselesi olan yeni anayasa talebine kendisini temsil eden sivil toplum kuruşları aracılığıyla sahip çıkıyor. Demokrasiye inanan herkesin milletin talebine saygılı olması gerekir. Her kim ki millete sırtını döner, millete rağmen yol yürümeye kalkarsa akıbeti hüsran olur. Merhum Akif İstiklal Marşımızda milletin gücünü nasıl ifade ediyor, kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım, yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım" ifadelerini kullandı.
"Millet kükrediği zaman onun önünde ne bentler durabilir ne de dağlar durabilir" diyen Erdoğan, "Yeni anayasa meselesi de milletimizin işte böyle güçlü talebi haline dönüşmüştür. Bu toplantı artık meselesinin artık gözardı edilemeyecek, ertelenemeyecek, ötelenemeyecek, baştan savılamayacak seviyeye ulaştığını gösteriyor. Milletimiz STK'lar aracılığıyla artık konuya el koymuştur. Bu tür toplantılarla, çalıştaylarla, arama konferanslarıyla tüm kesimleri için alan, tüm kesimlerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini yansıtan yeni anayasa sereci hızla olgunlaşacaktır. Yeni anayasa çalışmalarına emeği geçen ve geçecek olan herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum çünkü bu mesele millidir, bu mesele yerlidir, milli olan her meselede, yerli olan her meselede Cumhurbaşkanı olarak ben de varım bunu açıkça söylüyorum. Bugüne kadar kurulan anayasaların hepi ithaldir, yerli değildir ve ithal ürünlerle yönetildik, ithal mantıklar bize hakim oldu. Şimdi biz yerliye ve milliye dönmeliyiz" şeklinde konuştu.
“YENİ ANAYASADAN RAHATSIZ OLANLAR, MEVCUT ANAYASADAN MEMNUN DEMEKTİR” Erdoğan, "Tabii biz yeni anayasa dedikçe birileri bundan ciddi anlamda rahatsız oluyor. Yeni anayasadan rahatsız olanlar, mevcut anayasadan memnun demektir. Halbuki mevcut anayasa yıllar içinde yapılan tadilatlara rağmen hala 1960 ve 1980 darbelerinin ruhunu taşıyan, millete karşı güvensizliğin bir eseri metindir. Eskilerin güzel bir sözü var, tatbiki mümkün olmayanın ıslahı da mümkün olmaz diye. Mevcut anayasa da sürekli değiştirilmesine rağmen ıslahı mümkün olmayan metin durumundadır. Esasen, mevcut anayasanın kurduğu siyasi ve idari düzen, 13 yıl bu ülkeyi yöneten kadronun işine gelir ama dikkat edilirse yeni anayasa meselesi en başından beri, başbakanlığımın ilk dönemlerinden itibaren bu kadro tarafından gündeme getirilmekte güçlü bir şekilde de talep edilmektedir. İşe asıl sahip çıkması gereken muhalefetin ise tam tersi bir tutum içinde olduğunu görüyoruz" dedi.
2011 seçimlerinin ardından bu konuda ciddi bir adım atıldığını belirten Erdoğan, "Meclis'te yüzde 60'lık çoğunluğu oluşturuyor olmamıza rağmen grubu bulunan partilerin eşit katılımıyla komisyon oluşturulmasını talep ettik. Amacımız, mümkün olan en geniş katılımlı anayasa metninin ortaya çıkmasını sağlamaktı. Fakat, diğer partiler anayasa metni oluşturmak için değil, adeta anayasa metni oluşmasını engelleme gayesiyle hareket ettikleri için komisyonun çalışmaları akamete uğradı. Bu durum milletimizi yeni anayasa talebinden vazgeçirdi mi? Seçimler yapıldı, 7 Haziran, 1 Kasım, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, yeni anayasayı konuştuğumuzda meydanlar titriyordu. Niye? Çünkü mevcut anayasalar bu vücuda dar geliyordu dar, artık bunu kaldırmıyor. Milletimizi temsil eden her platformda yeni anayasa meselesi konuşuluyor, tartışılıyor, gündemde tutuluyor. Artık burada yapılması gereken, yeni anayasa çağrılarına kulak tıkayan, oyalayıcı, topu taca atıcı tavırlar yerine samimi bir şekilde tekliflerin ortaya konmasıdır. Yeni anayasa, ne kadar geniş bir temsil kabiliyetine sahip bir yapı tarafından inşa edilirse tatbiki, uygulaması da o derece güçlü ve gerçekli olur. Bunun için gerek Meclis'te temsil edilen diğer partilerin, gerekse farklı görüşlere sahip kesimlerin sesi olan STK'ların yeni anayasa sürecine dahil olmalarını özellikle bekliyoruz" diye konuştu.
“MİLLET HAZIR DA BEN ELİTİM DİYE GEÇİNENLER, SİYASETÇİLER BUNA TAM HAZIR DEĞİL” Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Hakikatın ışığı gerçeğin ışığı, farklı fikirlerin çarpışmasıyla ortaya çıkar. Şimdi sizler bunu yapıyorsunuz, yani çoğunlukçu değil çoğulcu bir anlayışla yeni anayasanın hazırlanmasını arzu ediyoruz. Anayasa metinleri bir toplum sözleşmesidir. Öyle de olmalıdır. Oysa bizdeki anayasa metinleri dayatmadır, darbe direktifleri olarak hazırlanmıştır. Burada bulunan herkes 1960'tan itibaren darbecilerin hazırladıkları anayasalarla hayatlarını geçirdiler. Gelin darbecilerin değil, bizatihi bu milletin, onun temsilcilerinin yaptığı bir anayasayı bizden sonraki nesillere armağan edelim. Bu yeni anayasa ruhuyla, diliyle, yöntemiyle, milletimizin birikimini, kültürünü, tarihini, özlemlerini yansıtan metin olmalıdır. Bu anayasaya baktığımız zaman millet kendini, geleneklerini, tarihini görmelidir. Hukukta usul, bilimde yöntem en az esas kadar, içerik kadar önemlidir. Bu bakımdan yeni anayasanın yapımındaki usulü çok iyi belirlemeliyiz. 2011'deki yöntemin sonuç vermediğini gördük. O kadar ilginç ki, 4 parti 3'er temsilci veriyorsun, 47 madde üzerinde mutabakat sağlanıyor, çıkıyor ana muhalefetin başı gelin bunları meclisten geçirelim. Arkadaşlarımız gidiyorlar, 4 partinin de buna onay vermesi lazım, 4 parti temsilcisinin buna onay vermesi lazım. İnanmak, dürüst olmak bu başka bir şey. Çok önemli. Aradan tekrar başlanıyor 60 maddeye geliniyor, bu defa ben söylüyorum arkadaşlarıma gidin, gidin bir daha dolaşın, eğer bu işe evet diyeceklerse desinler. Aynı cevap diğer partilerin de buna evet demesi lazım. 60 maddede 4 parti temsilcilerinin onayı var, bu temsilciler burada kim adına var, o partiler adına var. Buna onay verdiklerini paraflayarak onaylıyorlar. Şu anda 60 madde bu şekliyle duruyor. Kimin dürüst olduğunu, kimin akşam başka sabah başka olduğunu görmek bakımından aslında bu 60 madde çok önemli bir ispattır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "STK'lar aracılığıyla, milletimizin tüm kesimlerini de içine alacak bir anayasa yazım süreci üretmeliyiz. Seçkinci değil kapsayıcı, böyle bir anayasa metnini ancak bu şekilde ortaya çıkarabiliriz. Zaman zaman diyorum ya, Türk tipi başkanlık, onu diyorduk ya işte bu konuda Türkiye modeli anayasayı hazırlama başarısını ortaya koyabilmeliyiz. Yahu, bu millet içinden bir anayasa yazabilecek, yapabilecek kadro bugüne kadar hazırlayamadı mı? Millet hazır da ben elitim diye geçinenler, siyasetçiler buna tam hazır değil. Sıkıntı burada. Yoksa millet hazır. Millet, zaten meydanlarda hep kükrüyor. Bunu bekliyor. Bize göre, milleti merkeze alan, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesiyle ifade ettiğimiz kadim yönetim geleneğimize yaslanan anayasa Türk tipi anayasadır" ifadelerini kullandı.