Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’de STK toplantısında 20 Ağustos’ta Gaziantep’te bir kına gecesine yapılan saldırıda 14 yaşındaki canlı bombanın Messi formasıyla saldırıyı gerçekleştirdiğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 71. BM Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere geldiği New York’ta temaslarını sürdürüyor. ABD’de Türk Amerikan Toplumu’nun etkinliğine katılan Erdoğan, “Türkiye adeta akrebin kıskacında yoğrulmuş bir coğrafyada zorlu sınamalarla karşı karşıyadır. Suriye’de yaşanan trajedi bütün dünyanın gözü önünde devam ediyor. Biz hep sabrettik. Ne oldu? Gaziantep’te 14 Yaşında bir çocuğun gövdesine bombaları bağladılar ve çocuğu kına merasimine saldılar” ifadelerini kullandı. “Gaziantep’teki canlı bomba Messi forması giymiş” “Çocuğu kına merasimine saldılar ve çocuk da Messi’yi çok sevdiği için Messi’nin formasını giydirmek suretiyle onu oraya saldılar” diyen Erdoğan, 56 kişinin hayatını kaybettiğini 100 kişinin de yaralandığını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Dedik artık bitti. Biz ılımlı muhaliflerle Cerablus’a gireceğiz dedik. Ve Cerablus’a girdik. Ne oldu? DAEŞ’İ oradan attık. Ama bitmedi devam edeceğiz dedik. Rai’den de girdik. Rai’den de aynı şekilde DAEŞ’İ attık. Bitmedi. Daha ineceğiz dedik. Şuanda güneye doğru iniyoruz. Ama Azez’le Fırat’ın arasını birleştirdik. Buradaki hat artık terör koridoru olmayacak. bu hat bir barış koridoru olacak dedik. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok, bize topraklarımız yeter. Biz istiyoruz ki Suriyeli kardeşlerimiz kendi evlerine, topraklarına dönsünler. Onların güvenliğini sağlayalım” “Hedefimiz 4 bin-5 bin kilometre karelik alanda güvenli bölge ilan edelim” Koalisyon güçlerinin desteğine vurgu yapan Erdoğan, “Ama yeterli değil. Halep’e insani yardım gönderdi BM arkasında Kızılay vardı. BM konvoyu Halep’e girerken vuruldu. Kim tarafından? Rejim tarafından. Bunu görmemiz lazım. Eğer bunu göremiyorsak yazık olsun bizlere. Hedefimiz şu: 95-45 kilometre hesabıyla istiyoruz ki 4 bin-5 bin kilometre karelik alanda güvenli bölge ilan edelim. Bu güvenli bölgeye de bizler mülteci kardeşlerimizi yerleştirelim. Bize iltica etmek isteyenleri buraya yerleştirebiliriz, bize iltica etmiş olanlardan kardeşlerimizi buraya yerleştirebiliriz yerli mimari ile konutlar yapalım Suriyeli kardeşlerimiz yerleşmiş olsun. Hatta topraklarımızda da konutlar yapmaya hazırlanıyor. Vakit kaybına tahammülüz yok. Zira uçuşa yasak bölge ilan edelim diyoruz, yaklaşmıyorlar. Karayla ilgili bir adım atalım diyoruz işi gevşek tutuyorlar. Öyle veya böyle bu işi başaracağız ” dedi. “65 ülkeden oluşan koalisyon bir DAEŞ’i halledemeyeceğiz öyle mi?” Türkiye ile ABD’nin iş birliğinin önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı açıklamasını şu şekilde tamamladı: “Şuanda koalisyon güçlerinin içinde 65 ülke var. 65 ülkeden oluşan koalisyon güçleri bir DAEŞ’i halledemeyeceğiz öyle mi? DAEŞ’in Suriye’deki rakamı 10 bin, Irak’ta da bir 10 bin. Ben kendilerine defaetle söyledim. Verelim ele ele dedim biz bu DAEŞ’i bitiririz. Bu DAEŞ buralarda kalamaz. Kaçacak delik arar. Hep bunu söyledim. Aynı şeyi dün de söyledim. Ama siz kalkar da başka terör örgütüyle pazarlığa girerseniz. PYD ile YPG ile DAEŞ’i bitireceğinizi zannederseniz bitiremezsiniz. Çünkü onlar da terör örgütü. teröristin iyisi kötüsü olur mu? Hepsi terörist hepsi kötü. Şimdi El Nusra da DAEŞ’e karşı savaşıyor ama El Nusra’ya iyi demiyorsunuz. Ona kötü diyorsunuz. Ama YPG, PYD onlara iyi diyorsunuz. Bu ne menem iştir. Gelin bunu kendimiz yapalım. Bunu beraber yapalım. Bu terör örgütlerine 3 gün önce Kobani’ye 2 uçak dolusu silah indirdi ABD. Dün de Biden’a söyledim. Haberim yok dedi. Benim haberim var dedim. aynı şey daha önce de oldu. Yine Kobani’ye 3 uçak indirdiler, silahın yarısı DAEŞ’a gitti, yarısı PYD’ye gitti. Ortada böyle bir acı tablo var. Dolayısıyla bizim sağlıklı bir şekilde ABD ile el ele vermek suretiyle bu bölgedeki sıkıntıyı aşmamız lazım. Temenni ederim ki bu seçim böyle bir adıma vesile olur. ABD yönetiminden ciddi samimiyet ve gayret bekliyoruz. Başkanlık seçimin getirdiği iş siyasi dinamiklerinden dolayı Türkiye’nin hassasiyetlerine yeteri kadar dikkat gösterilmediğini biliyoruz. bunun için hep birlikte yönetim ve kamuoyu nezdinde etkin olmanın yollarını aramalıyız. FETÖ, PKK ve Suriye meselesi yanında Ermeni iddialarını ve Ermeni diasporasının faaliyetlerini gözden kaçırmadan kendi yaklaşımlarımızı ifade etmeliyiz. bir karar çıkarsa ne olur? Bir kulaktan girer öbür kulaktan çıkar.”