Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör olaylarıyla mücadelenin devam edeceğini belirterek, ''O evlerde, o binalarda, o açtığınız hendeklerde yok olacaksınız. Tüm güvenlik güçlerimiz, askeriyle, polisiyle, gönüllü köy korucularıyla, şu andaki operasyonlar oralar ter temiz haline gelinceye kadar, huzur ortamı tesis edilinceye kadar, bu mücadele orada devam edecek. Durmak yok. Aynı kararlılıkla mücadele edeceğiz'' dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mevlana'nın ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen 'Hz. Mevlana'nın 742'nci Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Töreleri'nin son günü olan 'Şeb-i Arus' törenlerine katılmak için özel uçakla eşi Emine Erdoğan ve Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Numan Kurtulmuş, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker ile birlikte Konya'ya geldi. Erdoğan'ı, Konya Havalimanında Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, Vali Muammer Erol, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve protokol üyeleri karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak Konya 3'üncü Ana Jet Üs ve Garnizon Komutanı Hava Pilot Tümgeneral Haluk Şahar'ı makamında ziyaret etti. Ziyaret basına kapalı olarak gerçekleşti.
RAYLI SİSTEM AÇILIŞ TÖRENİNDE Erdoğan daha sonra Mevlana Meydanı'nda düzenlenen Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Alaaddin-Adliye Raylı Sistem Hattı ile 72 yeni tramvayın açılış törenine katıldı. Erdoğan, konuşmasına başladıktan kısa bir süre sonra ezan okunduğu için ezan bitine kadar konuşmasına ara verdi.
ÜLKELERİNE, MİLLETİNE İHANET BUNLARIN İLİKLERİNE İŞLEMİŞ Konya’ya yapılan yatırımları anlatan Erdoğan, Rusya ile yaşanan uçak krizine de değindi. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Türkiye'nin başı hangi ülkeyle sıkıntıya düşse gidip o ülkenin yanında saf tutanları üzüntüyle görüyoruz, ibretle takip ediyoruz. Ülkemiz yakın zamana kadar Rusya ile yakın ilişkiler kurduğunda bizi batıya sırtımıza dönmekle, Asyacı, Avrasyacı olmakla suçlayanlar vardı. Şimdi üstelik egemenlik haklarımızı koruma konusunda Rusya ile gerilim yaşıyoruz. Bunlar hemen başımıza Rusçu kesildiler. Yine Türkiye İranla yakın ilişki içinde iken, bizi İrancı olmakla hitap edenler, aramızda bazı görüş ayrılıkları belirince bir anda kendileri İran'ın safına geçtiler. Aynı durumu Yunanistan'a, Ermenistan'a, Avrupa ülkelerine, Afrika'ya, tüm dünyaya uyarlayabilirsiniz. Türkiye'nin sorun yaşadığı kim varsa, onun safında yer almayı kendilerine görev bilenleri, siyasette, akademide, medyada her yerde görmek mümkün. Kendi ülkelerine, milletine ihanet bunların adeta iliklerine işlemiş. Bu hastalıklı ruh hallerine Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla, hükümet karşıtlığıyla, iktidar partisine muhalefetle perdelemeye çalışıyorlar. Ama hayır ama bunların asıl düşmanlığı bu millete ve ülkeyedir.'' Erdoğan, konuşması sırasında ‘Dik dur eğilme' sloganları üzerine ise ''Dik duruşumuzdan hiç endişeniz olmasın. Biz rabbimizin huzurunda rükuda eğiliriz. Başka eğilmek yok'' dedi.
HANİ YA BENİMSİN YA KARA TOPRAĞINSIN DİYEN PSİKOPATLAR VARDIR YA Erdoğan, ''Bunların düşmanlığı milletimizin temsil ettiği tüm değerlere, özellikle inancımıza, tarihimize ve kültürümüze yöneliktir. Türkiye güçlendikce, milletimizin de temsil ettiği değerlerin de güçlendiğini görüyorlar, biliyorlar. Hani ya benimsin ya kara toprağın diyen piskopatlar vardıry a, bunların ki de o hesap. Türkiye ya bizim olsun, ya yok olsun mantığıyla kişisel ideolojik saplantıların, siyasetin, medyanın ve akademinin kendilerine sağladığı ünvanları kullanarak dışa vuruyorlar'' diye konuştu.
BUNLAR BAKAR KÖR Terör olaylarına da değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Böyle dönemler herkesin eteğindeki taşları döktüğü, maskelerinden sıyrılıp gerçeklerin ortaya çıktığı günlerdir. İşte bu ülkeyle bu milletle hiçbir bağ hissetmeyenlerin isyanlarını her gün duyuyorsunuz. Bu terör örgütü müyitlerinin iki yüzlü tavırlarına son olarak gecen hafta Diyarbakır'da Fatih Paşa Camii'nin örgüt tarafından yakılması hadisesinde bir kez daha şahit olduk. Çıkıyor bir tane sözde eşbaşkan, 'devlet helikopteriyle bombaladı' bunlar bakar kör. Bu nasıl helikopterdeki bombalıyor da minare yıkılmıyor, kubbe yıkılmıyor, alttan kapılar yanmaya başlıyor. Aynı zihniyet bölgede yaşayan insanların hayatlarını zindana çeviren hendeklere methiyeler düzenleyecek, güvenlikleri için yer değiştirecek insanlara hakaret edecek kadar alçalabiliyor. Düşünebiliyor musunuz, belediyelerin iş makinalarıyla, bu milletin devletin iş makinalarıyla hendekler açacaksın, oradaki benim tüm Kürt vatandaşlarıma hayatı zindan edeceksin. Bu insanlar oraları terk etmek zorunda kalıyor. Utanmadan ve sıkılmadan da geri dönmesin diyorlar. O insanlar geri dönecekler. Ama o evlerde, o binalarda o açtığınız hendeklerde yok olacaksınız. Tüm güvenlik güçlerimiz, askeriyle, polisiyle, gönüllü köy korucularıyla, şu andaki operasyonlar oralar ter temiz haline gelinceye kadar huzur ortamı tesis edilinceye kadar, bu mücadele orada devam edecek. Durmak yok. Aynı kararlılıkla mücadele edeceğiz. Fatih Paşa Camii'ni yakanlar, bunun dışında Kurşunlu Camii'yi aynı şekilde kurşunlayanlar, benimli inançlı, imanlı o Kürt kardeşlerimi istismar edenler bunun bedelini ödeyecekler. ''
CHP'Lİ ERDEM'E TEPKİ Erdoğan, Suriye’deki IŞİD üyelerinin Türkiye’den kimyasal silah olarak kullanılan sarin gazı hammaddesi aldığı iddia eden CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem'e de tepki gösterdi. Erdoğan, ''Bu ülkede Cumhuriyetle yaşıtım diyen bir partinin bir milletvekili, yabancı bir televizyon kanalında kendi devletini terör örgütlerine, kimyasal vermekle suçlayacak kadar ihanet çukuruna batabiliyor. Mensubu olduğu bir partiden bir ses var mı? Neyi bekliyorlar. Bu nasıl bir ihanettir. Sen nasıl olur da bu ülkeyi bu devleti, Suriye gibi, katil Esed'in, başında olduğu bir terör devletine sarin gazı vermekle suçlayabilirsin. Bunu partisi içinde barındırabilenlere, şahsım ve milletime yazıklar olsun diyorum'' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında başkanlık sistemine de değindi. Türkiye'nin top yekun değişime ihtiyacı olduğunu belirten Erdoğan, ''Güya bir profesör, Nobel ödülü alan Aziz Sancar hocamızı, sırf kendi gibi düşünmüyor diye aşağılamaya çalışıyor. Siyasetiyle, medyasıyla, üniversitesiyle Türkiye bu tabloyu hak ediyor. Bu bakımdan Türkiye'nin top yekün bir değişime ihtiyacı var. Biz bunun için yeni Türkiye diyoruz. Önümüzdeki dönem başta yeni Anayasa konusu olmak üzere yeni Türkiye'nin adım adım inşaası dönemi olacaktır'' diye konuştu.
YETKİLERİMİN SINIRLARINI ANAYASA BELİRLİYOR Erdoğan, ''Benim yetkilerimin sınırı elbette Anayasa belirliyor, ama sorumluluğum da milletime karşıdır. Her kim ülkeme ve milletime zarar verecek bir tavır, bir eylem içine girerse, onun karşısında yer almak en öncelikli görevimdir. Bunu yapanın şu veya bu parti olması, şu veya bu örgüt olması, şu veya bu şahıs olması, benim sorumluluğumu ortadan kaldırmaz. Aynı şekilde 40 yıllık bir siyaset tarzım, üslubum var. Milletimle bu şekilde iletişim kurdum, meramımı bu şekilde anlattım, halkımdan desteği de bu şekilde aldım. Kimse şu saatten sonra benden başka biri gibi hareket etmemi kimse beklemesin'' dedi. KİŞİSEL İKBALİMİ DÜŞÜNEREK BUNLARI SÖYLEMİYORUM Başkanlık sistemiyle ilgili görüşlerini açıklamaya devam eden Erdoğan, şunları söyledi: '' Ne diyor o güzel Konya türküsünde 'Atı olan el atına biner mi? Yiğit olan ikrarından döner mi?' Biz de milletimize verdiğimiz ikrarımızdan dönmedik, bundan sonra da dönmeyeceğiz. Biz yeni Türkiye derken, yeni Anayasa derken, başkanlık sistemi tartışmalı derken, asla kişisel ikbalimizi düşünerek bunları söylüyor değiliz. Hamdolsun milletim, bu fakiri, bir faninin bu ülkede gördüğü, görebileceği tüm makamlara getirdi. İstanbul gibi dünya şehrine büyükşehir belediye başkanı yaptı. 11 yılı aşkın bu ülkeyi başbakan olarak yönetmeyi nasip etti. Türkiye'nin doğrudan milletin oyuyla işbaşına gelen ilk Cumhurbaşkanı olma şerefine nail kıldı. Bir insan daha ne isteyebilir ki. Ama benim bu ülkenin, bu milletin daha iyi yönetilmesi daha büyük hedeflere büyümesi gibi hedeflerim var. 1994 yılından itibaren edindiğim tecrübeler şunu gösteriyor, bu sistemle Türkiye yoluna daha fazla devam etmez. 40 milyonluk Türkiye'ye yeten, 80 milyonluk Türkiye'ye yetmiyor. Kendi içine kapanmış Türkiye'ye yeten, bölgesinde ve dünyaya söz sahibi olmak isteyen Türkiye'ye yetmiyor. Alan el konumunda olan Türkiye'ye veren el konumundaki Türkiye'ye yetmiyor. Bunu görmek bunu anlamak için siyaset dahisi, yönetim gurusu, hukuk kompetanı olmaya gerek yok. ''
13 YILDIR ESAMESİ OKUNMAYANLAR Erdoğan, konuşmasında muhalefet partilerini de eleştirdi. Erdoğan, '''13 yıldır bu ülkenin yönetiminde esamesi okunmayanlar, bu kafayla daha nice on yıllar boyunca da okunmayacak olanlar, mevcut sistemde direniyor. Halbuki, onların sistem değişikliğini talep etmesi, bizim de mevcut sistemi sürdürmemizi ısrar etmemiz gerekiyor değil mi? Burada terslik var. Çünkü bunların millet diye, ülke diye derdi olmadığı için ülke nasıl daha iyi yönetilir diye bir arayışları mevcut değil. 13 yıldır bu ülkede sadece ve sadece bizim ak dediğimize, kara diyerek siyaset yapıyor gözüktüler. Muhalefeti böyle temsil ettiler. Aslında hiçbir şey yapmadılar. Bunların vesayetin aracı olmaktan, onların sözcülüğüne soyunmaktan başka işleri yok. Milletimiz yeni anayasa talebini güçlü bir şekilde ortaya koyduğunda, buna hiçbir partinin, siyasetçinin uzun süre kayıtsız kalabilmesi mümkün değil. Şayet kayıtsız kalırlarsa, bedelini öderler'' diye konuştu. Erdoğan, açılış kurdelesinin ardından hizmete giren yeni tramvaylardan birinin vatman koltuğuna oturarak, törenin yapıldığı Mevlana Meydanı’ndan yaklaşık 500 metre ilerideki Valilik binasına kadar kullandı. Erdoğan, daha sonra Konya Valisi Muammer Erol'u makamında ziyaret etti.
..