Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun üslubunu sert biçimde eleştirerek, "Keşke Davos’a gelse, Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde Türkiye’nin nereden nereye geldiğini muhataplarından dinlese en azından takdir etmeyi öğrenir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Davos’ta gerçekleştirdiği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi etiğe siyasi nezakete uymayan bir üslup kullandığını ifade ederek, bu seviyesiz üslubun siyasetin doğasını olumsuz etkilediğini ifade etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Dünya Ekonomik Forumu 46’ncı yıllık toplantılarının düzenlendiği İsviçre’nin Davos kasabasında Türk gazetecilere açıklamalarda bulundu. Türkiye ile Almanya arasındaki hükümetler arası zirvenin tek konusunun mülteci konusu olmadığını kaydeden Davutoğlu, “Türkiye ve Almanya birbirlerini yeni keşfetmiş değiller. Çok tarihi ittifak ilişkilerimiz var. dünyada en fazla Türk, Türkiye dışında Almanya’da bulunuyor. en fazla Alman da Almanya dışında herhalde Türkiye’de turizme geliyor, yerleşiyor. Zaten böyle bir şeye ihtiyaç vardı. Geçen sene Berlin ziyaretimizde mutabık kalmıştık. Bu sene sayın Merkel’in Ekim ayında yaptığı İstanbul ziyaretinde de Aralık ayında Berlin’de başlatalım kararı verdik. Dolayısıyla bu planlanmış bir husustu. Salt mülteciler sorunu değil ama mülteciler sorunu tabi önemli bir boyutudur bu müzakerelerin. Çünkü, bütün dünyada artık şu anda mülteciler birinci konu halde. Türkiye, mülteciler konusunda büyük bir takdir topluyor. Katıldığım her oturumda Türkiye’ye teşekkür ediliyor. Geçen sene bu yoktu, daha önceki sene kimse mülteciler sorunun farkında değildi. Şimdi hem bir farkındalık oluştu hem de Türkiye’yi takdir oluştu. O bakımdan tam da bu farkındalık oluşmuşken, mülteciler sorunu konusunda sistematik, tutarlı, kapsamlı bir çözüm yolu bulmak lazım. Bu da nasıl olur? Bir kere mülteci akınını yavaşlatmak, mümkünse durdurmak yani Suriye’den akışını, Irak’tan akışını. Yani orada çözüm bulmak. İkincisi gelen mültecilerin adil bir şekilde yükünün herkes tarafından paylaşılacak bir mekanizma oluşturmak. Türkiye, bu yükü tek başına kaldıracak değil” ifadelerini kullandı.
“MERKEL TÜRKİYE’NİN ROLÜ KONUSUNDA DA TAKDİR EDİLMESİ GEREKEN BİR LİDERLİK GÖSTERİYOR”
Başbakan Davutoğlu, kimse yardım etmediğinde Suriye’ye yardım edildiğini ancak mültecilerin Avrupa’ya yönelmişse bunun bedelinin Türkiye tarafından ödenmesi gerekiyormuş gibi bir algının doğru bulunmadığını aktardı. Türkiye’nin planladığı hususları devreye soktuğunu bildiren Davutoğlu, üçüncü ülkelerden gelen Suriyelilere niyetlerinin değerlendirilerek ona göre vize verilmesi gibi uygulamalarla mülteci akışını azaltmak, olan mültecilerin de hayatlarını düzene sokmak konusunda adımlar olduğunu bildirdi. AB’nin e atması gereken adımlar olduğunu belirten Başbakan, mültecilerin yükünün paylaşılması için finansal ortak paket oluşturulması gerektiğini belirtti.
“Bu para Türkiye’ye verilecek değil, bu para Suriyeli mültecilere verilecek” diyen Davutoğlu, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Suriyeli mülteciler için kullanılacak ama Türkiye kullanacak. Çünkü, Türkiye’de bu mülteciler. Mesele bir para meselesi değil, insanlık meselesi. Avrupa içinde bazı anlaşmazlıklar vardı. Ümit ederim bunları yarın Merkel’le görüşeceğiz. Ancak Merkel yaptığı son açıklamalarla bence mülteciler konusunda da Türkiye’nin rolü konusunda da takdir edilmesi gereken bir liderlik gösteriyor. Bütün siyasi baskılara rağmen konunun öneminin farkında insani boyutunun farkında hem de Türkiye’nin yaptıklarının ve yapacaklarının da farkında. Dolayısıyla sayın Merkel’le son 1 yıl içinde yaptığımız toplantılarda ortak perspektife sahip olmaktan da mutluluk duyuyorum” açıklamasını yaptı.
“SAYIN KILIÇDAROĞLU’NUN KULLANDIĞI BU SEVİYESİZ ÜSLUP HEM SİYASETİN DOĞASINI OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Davutoğlu İstanbul’dan ayrılmadan önce İstanbul İl Danışma Meclisi’ne bu konudaki kanaatlerini ifade ettiğini belirterek, “Sayın Kılıçdaroğlu, siyasi etiğe siyasi nezakete uymayan bir üslup kullanıyor. Türkiye tam anayasa başta olmak üzere birçok konularla ilgili muhalefetle yaptığımız görüşmelerle daha medeni bir diyaloğun içine girmek üzereyken sayın Kılıçdaroğlu’nun kullandığı bu seviyesiz üslup hem siyasetin doğasını olumsuz etkiliyor hem de Kılıçdaroğlu’nun niyetini ne olduğunu anlamak konusunda da ciddi sıkıntılar doğuruyor. Ben Kılıçdaroğlu’nun ara sıra yurt dışına çıkmasından memnuniyet duymuşumdur. Keşke Davos’a gelse, burada konuşulanları görse biraz dünyayı tanısa veya diğer başkentlere girse Türkiye’nin önemini anlasa. cumhurbaşkanımızın, Başbakanlığı döneminde Türkiye’nin nereden nereye geldiğini biraz da muhataplarından dinlese en azından takdir etmeyi, en azından seviyeli bir üslup kullanmayı öğrenir. Türkiye içine kapanıp ideolojik dogmalarla, meseleleri şahsileştirerek bu şahsileştirilen mesele üzerinden kendi kitlesini toparlama çabası içine girmek suretiyle Türkiye’de son derece olumsuz bir atmosferin oluşmasına sebebiyet veriyor Kılıçdaroğlu. Öncelikle siyasi nezaketi ve siyasi etiği temel alıp, eleştirecekse muhatabı sayın Cumhurbaşkanı değil, hükümeti eleştirecekse bu eleştiri kapısı her zaman açık. Bunu her zaman yapabilir. Ama sayın Cumhurbaşkanımız üzerinden, Cumhurbaşkanlığı makamını dahi Cumhurbaşkanımızı yıpratmak için bu tür ifadelerle kampanya yürütmesi, tam da bugünlerde Türkiye dışında Türkiye ile oluşturulmak istenen algıya uygun düşen, onunla işbirliği yapan psikoloji oluşturuyor” dedi.
Londra’da izlediği bir Rus televizyonunda Kılıçdaroğlu’nu öne çıkaran Türkiye’ye dönük saldırılar yapıldığını kaydeden Başbakan, “Kılıçdaroğlu yurt dışında Türkiye karşıtlarına malzeme vermek yerinde Türkiye’de kendi vizyonunun ne olduğunu, kendisinin ne düşündüğünü seviyeli anlatmakla mükelleftir. Dolayısıyla hem bu üslubu şiddetle kınıyorum, bu konuda her zaman Cumhurbaşkanımıza ve devleti temsil eden bu makama sahip çıkacağımızı bunun için her türlü çabayı göstermek ve gereken adımlar atmak konusunda tereddüt etmeyeceğimizin bilinmesini isterim” dedi.