Emek Partisi, deprem bölgesinde yaşanan sorunlara karşı mücadele edenleri buluşturuyor. 1 Şubat Cumartesi günü Şehitkamil Kültür Merkezi’nde yapılacak olan buluşmada deprem suçlarına karşı farklı alanlarda mücadele eden emek ve meslek örgütleri, dayanışma platformları, dernekler, kurum ve kuruluşların temsilcileri yan yana gelecek.
???? Tarih: 1 Şubat Cumartesi???? Yer: Şehitkamil Kültür Merkezi
DEPREM SUÇLARIYLA MÜCADELEYİ NASIL ORTAKLAŞTIRACAĞIZ?İki oturumda gerçekleşecek olan buluşmada birinci oturumda katılımcılar bu 2 yılda mücadele sürdürürken neler yaşadıklarını, neler deneyimlediklerini konuşacaklar. İkinci oturumda ise “Deprem suçlarıyla mücadele eden gruplar birbirinin mücadelesini nasıl besleyebilir, daha güçlü bir mücadele için neler yapabiliriz” diye tartışacaklar.
Buluşmaya emek ve meslek örgütlerinin, baroların, sendikaların, inanç kurumlarının ve yöre derneklerinin temsilcileri, Adalet Peşinde Aileleri Platformu, deprem davalarını takip eden hukukçular ve hak savunucuları, Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınları Derneği (DEMAK), farklı kentlerden rezerv alan mağdurları, göçmen ve mülteci derneği temsilcileri, bölgede taş ocakları ve maden ocakları nedeniyle zarar gören ve bunlara karşı mücadele eden mahalle ve köylerin temsilcileri, kadınlarla ve çocuklarla bölgede çalışmalar yapan hak savunucuları ve dernekler, TOKİ mağdurları, depremzede derneklerinin temsilcileri katılacak. Emek Partisi Gaziantep il örgütünün ev sahipliği yapacağı buluşmanın ardından bir sonuç deklarasyonu da yayınlanacak.
KARACA: DEPREM BÖLGESİNDE SORUNLAR DA MÜCADELE DE DEVAM EDİYOR, ŞİMDİ BU MÜCADELELERİ BİRLEŞTİRME ZAMANI
Emek Partisi milletvekili Sevda Karaca bu buluşmanın önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “6 Şubat depremi bu ülkede halen hesaplaşılamayan çok büyük suçların sonucunda bir katliama dönüştü. Depremin etkilediği 11 kentte acılar hala taze. Üstelik deprem bölgesinde yaşanan hak ihlalleri yeni acılar ve büyük sorunlar da yaratıyor. Her ne kadar iktidar bu bölgede barınma, alt yapı, eğitim, sağlık gibi çok temel sorunları çözdüğü, bölgeyi ihya ettiği reklamı yapsa da gerçek bambaşka. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 2024 yılı sonundaki hedefini 201 bin 688 bağımsız bölüm olarak belirlerken bu sayı 155 bin 124’te kaldı. Ayrıca "dağıtılan" çoğu konutun altyapısı, çevre düzenlemesi henüz tamamlanmış değil. Ulaşım sorunlu, yakında okul, hastane olmayan evler var. Kurada "dağıtılan" evlerden kendisine çıkıp da anahtarını teslim alamayan binlerce insan var. TOKİ evlerinde dertler bitmiyor, elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz gibi en temel ihtiyaçlar karşılanamıyor. Borçla başını bir çatı altına sokan insanlar işsizlik ve ağır yaşam şartlarıyla boğuşuyor. 6 Şubat depremlerinin ardından yoksulu mülksüzleştirip borçlandırma, zenginin servetine servet katma kanunu olan rezerv alan kanunu ile halkın emeğine, toprağına, evine, mülküne çöküyorlar. Deprem davalarında adalet sağlanmıyor. Binaların yıkımından sorumlu tutulan, iktidarla ilişkisi olan birçok iş insanı ya firari ya da yargılama süreçlerinde gözaltına bile alınmadı. Yıkımda kusuru ve sorumluluğu en az olan çeşitli meslek elemanları kurban seçilerek dosyalar kapatılıyor, asıl sorumlu olan kamu görevlilerine ise neredeyse dokunulmuyor. Depremde yakınlarını kaybeden ve ölü ya da diri ulaşamayan yüzlerce insan var. Bölgede eğitim ve sağlık halen eğitim ve sağlık emekçilerinin sırtındaki ağır yüklerle, çocukların, gençlerin ve kadınların eğitim ve sağlık hakkına erişim haklarının gasp edildiği bir ortamda devam ediyor. Bölgede demografik değişimlere ek olarak kültürel ve tarihi dokunun tahrip edilmesi, kentlerin rant odaklı bir biçimde halkın ihtiyaçlarını hafızasını, anılarını, taleplerini göz ardı ederek yeniden inşasının tek kazananı yandaş şirketler. Bütün bu sorunlara karşı pek çok mücadele odağı da bu süreçte oluştu. Biz bu iki yıl içerisinde bu mücadelelerin her birinin yanında olduk, seslerinin duyulması için ses kattık, gücümüz yettiğince bu mücadelelerin bir parçası olduk. Bu buluşmalarda en önemli gündemlerimizden biri de, deprem suçlarına yönelik yürütülen ayrı ayrı mücadelelerin ortak bir zeminde buluşması, birbirini güçlendirmesi ve bu suçların etkilediği kesimlerin kendilerini yalnız hissetmemesi için gücümüzün ortaklaşması oldu. Bu iki senede gördük ki aslında mücadele edenler kendilerini yalnız da hissediyor. Deprem davalarında adalet isteyenlerden kayıplarını arayanlara, rezerv alan peşkeşine karşı mücadele edenlerden eğitim ve sağlık hizmetinin insani koşullarda verilmesi için çaba gösterenlere kadar emekler büyük. Ancak bu mücadelelerin daha çok desteklenmesi ve deprem suçlarına karşı ayrı ayrı yürüyen mücadelelerin birbirini gören, güç veren bir hale gelmesi de çok önemli bir ihtiyaç. Bu yıl 6 Şubat anmamızı mücadeleye güç verecek bir şekilde Antep’te bir buluşma ile yapacağız ve deprem suçlarına karşı mücadele eden, 2 yıldır yan yana geldiğimiz tüm kesimlerle bu buluşmada bir mücadele rotası çıkaracağız. 1 Şubat’ta gerçekleştireceğimiz bu buluşmada deneyimleri paylaşıp sonuçlar çıkarırken, önümüzdeki yıl bu suçlara karşı mücadele zeminini güçlendirmek ve ortaklaştırmak için neler yapabileceğimizi de tartışacağız. Bu buluşmanın deprem suçlarıyla hesaplaşmak ve bir daha ülkemizde böyle acılar yaşanmaması için verilecek toplumsal mücadeleye katkı sunmak için önemi büyük.”