!#**v748&pl=true**#!
Antalya’nın Aksu ilçesinde maxima çeşidi domates üretmek isteyen çiftçiler, ekim zamanı olan yaz aylarında İsrail merkezli tohum firmasından binlerce domates fidesi aldı. Aradan geçen 5 aylık süre sonrası hasat zamanı gelen domateslerini toplamak isteyen çiftçiler, sera içerisinde gördükleri manzara karşısında şoke oldu. Domateslerinin 3 ayrı renkte olduğunu gören çiftçiler, durumu fide aldıkları firmaya iletti. Ancak firmanın konuyla ilgilenmediği iddia edildi. BATEM ’VİRÜSÜ’ ONAYLADI Son çare olarak İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsüne (BATEM) başvuran 300’e yakın çiftçi, ürünlerinin incelenmesini istedi. Tarım İlçe Müdürlüğünden gelen yetkililer seralarda yaptıkları incelemede, hasat toplanma zamanında domateslerde kırmızının yanı sıra yeşil ve pembe renkler olduğunu gözlemledi. Rapor oluşturan yetkililerin çiftçilere verdikleri tutanakta, "Kırmızının yanı sıra pembe ve yeşil renk olduğu tespit edilmiş olup, bu renklenmenin ürünün kalite ve pazar değerinde kayıplara neden olabileceği kanaati oluşmuştur" ibaresi yer aldı. Hemen ardından BATEM’E giden çiftçiler, ürünlerinin analiz edilmesini talep etti. Burada ürünlere uygulanan ELISA testi sonucu ise çiftçilere verilen analiz raporunda "Ürüne yapılan ELISA testi sonucunda Tobacco Mosaic Virüsü tespit edilmiştir" denildi. "ÖNLEM ALMADIĞI İÇİN ÇİFTÇİ BÜYÜK ZARARA UĞRADI” Konuyla ilgili açıklama yapan Ziraat Mühendisi Veli Saçıkara, virüslü domatesin insan sağlığına bir zararının olmadığını ancak ürün değeri ve kalite yönünden pazar değerinin oldukça düşük olduğuna dikkat çekti. Virüsün halk arasında kanser olarak adlandırıldığını belirten Saçıkara, "Çiftçiler çok büyük kayba uğruyor. İnsan sağlığı yönünden zararı yok ancak ürün değeri ve kalitesi düşük olduğu için çiftçiler satamamakta. Bu hastalığın sebebi tohumdan kaynaklanıyor. Aslında Türkiye girişi yasak olan viral bir hastalık ama tohum firması dikkat etmediği ve önlem almadığı için çiftçi büyük zarara uğradı. Firmanın bunu önceden analiz edip dağıtmaması gerekiyor. Çünkü çiftçi ürününün virüslü olduğunu bilemez. Bu sebepten dolayı yaklaşık 300 çiftçi mağdur" dedi. "BUNLARA VERDİĞİMİZ DEĞERİ ÇOCUKLARIMIZA VERMİYORUZ" Anne ve babasıyla birlikte 3,5 dönümlük 2B arazilerinde yetiştirdikleri ürünleri çöpe dökmek zorunda kaldıklarını belirten İsa Bilgiç "Ağustos’un 5’inde aldığım domates ilk etapta çok güzel gitti. Meyvesinde bir sıkıntı yoktu. Ama renk almaya başladıktan sonra alalı bulalı bir hal aldı. Firma yetkililerini aradık telefonlarına bakmadı. 3,5 dönüm zararımız var. Ekmiş olduğum maxima domatesin dönüme maliyeti 7 bin lirayı buluyor. 3 dönüm yerde 21 bin lira para ediyor. Bunun işçi parası, gübre parası, ilaç parası, üstüne bir de para etmedi, zaten çeşit bozuk olunca alan da olmadı. Zararımız çok büyük" dedi. Oğlunun ürünleri satamadığını söyleyen Teslime Bilgiç de, "Biz buna verdiğimiz değeri çocuklarımıza veriyoruz. Ben 50 TL yevmiyeli işçiler çalıştırıyorum. 2B arazisine kira da ödüyorum. Verdikleri fidenin hepsi kanserli çıktı. Pazara gidiyoruz satamıyoruz, hale götürüyor oğlum yine satamıyor. Kanserli diye kimse almıyor bunu. 50 derece sıcağın altında çalıştık, hepsini çöplere döktük" diye konuştu. "2017’Yİ UMUTLA BEKLİYORDUK, BU İLLETTEN DOLAYI KEPAZE DURUMDAYIZ" 150 bin lira zararı olduğunu belirten üreticilerden diğer bir üretici Mehmet Kaplan ise, ürünün yüzde 90’ında sorun yaşadığını ve bu ürünlerin hepsini çöpe döktüğünü söyledi. Fideleri almadan önce kendisine virüslü olmayacağı garantisinin verildiğini öne süren Mehmet Kaplan, "Benim üç tane bankada 200 bin liraya yakın kredi borcum var. Fiyatlar artmıştı, umutla bekliyorduk 2017’yi ama yine karamsar bir şekilde girdik. Bu iletten dolayı umudumuzu yitirdik. Hiçbir pazarı olmayan bir şey, olduğu gibi çöpe döküyoruz. Batma derecesine geldik, kepaze durumdayız" ifadelerini kullandı.