Kahramanmaraş merkezli depremlerde enkazda kalan ve 54 gün boyunca yoğun bakımda yaşammücadelesi veren 42 yaşındaki Gülçem Adam, doktorlar ve sağlık çalışanlarının alkışları eşliğindeyoğun bakımdan çıkarılarak servise alındı.Kahramanmaraş merkezli depremlerde Kahramanmaraş'ta enkaz altında kalan ve 6 saat sonrakurtarılan 42 yaşındaki Gülçem Adam, Gaziantep’teki Özel Hatem Hastanesinde tedavi altına alındı.54 gündür yoğun bakımda tedavi gören depremzede, Gaziantep Özel Hatem Hastanesindedoktorların ve sağlık çalışanlarının alkışları arasında servise alındı.
“Oğluyla kendini bir araya getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz”Yaşanan bu zorlu sürecin ardından depremzede hastanın servise alınması ve oğlu ilebuluşturacaklarından dolayı mutlu olduklarını belirten Başhekim Yrd. Uzm. Dr. Ahmet Şükrü Denker,“Servise çıkmasından dolayı çok mutluyuz. Gülçem Hanım bize depremin 10. saatinde geldi. Yaklaşık 5saat enkaz altında kalmıştı ama çok ciddi yaralanmaları vardı. Tüm ekstremiteleri, karnı hepsi enkazaltında kalmıştı. Buna bağlı yaygın kas ezilmeleri ve arkasından gelişen ciddi bir böbrek yetmezliğioluşmuştu. Böbrek yetmezliği tedavisi devam ederken erişkinin sıkıntılı solunum sendromu gelişti veakciğer yetmezliği nedeniyle solunum cihazına bağlamak durumunda kaldık. Çoklu organ yetmezliğitablosuna giren hastamızı mortalitesi yüksek bu durumdan çıkarıp sağlıklı bir şekilde servisegönderebilmek bizi çok sevindiriyor. 54 günlük zorlu tedavi süreci sonrasında bugün oğlu ilebuluşturmanın büyük mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.Gülçem Adam’a uygulanan tedavi hakkında bilgiler veren Dr. Denker, “Depremzedelerde özelliklebüyük enkazların, molozların vücutta oluşturduğu travmaya bağlı olarak kas yıkımı gerçekleşiyor. Kasyıkımı olduktan sonra kas içindeki bir proteinimiz miyoglobin serbest dolaşıma geçiyor ve bu ciddiböbrek yetmezliğine sebep oluyor. Genelde takip ettiğimiz hastaların pek çoğunda böbrek yetmezliğitablosu vardı. Bir kısmı kendiliğinden belirli bir süre sonra sıvı tedavisiyle düzeldi. Diğerhastalarımızda hemodiyalize benzer bir tedavi olan sürekli renal replasman tedavisi uygulayarakböbrek fonksiyonlarını koruma altına aldık. Gülçem hanımda bu tedaviyi 45 gün uyguladıktan sonraböbrek fonksiyonları normale döndü. Tabii bu kadar yaygın travmalardan sonra genelde biz yoğunbakımcılar akciğer yetmezliği tablosu görürüz. Bir süre sonra hastamızda akciğer yetmezliği de gelişti.Uzunca bir süre solunum cihazıyla desteklemek ve oksijen tedavisi vermek durumunda kaldık. Kandeğişiklikleri oldu ve kanamaya ciddi meyli oldu. Bunun için de dahiliye doktorlarımızdan destekalarak İlaç kan plazma ve sıvı tedavisi ile düzelme sağladık. Şükür ki bugün fizik tedavi programı kaldı.Fizik tedavi programından sonra da en kısa sürede günlük yaşamına normal bir şekilde dönmesiniplanlıyoruz. Şimdi de fizik tedavi için hastayı servise transfer ediyoruz” şeklinde konuştu.
"Depremde eşim ve küçük oğlumu kaybettim”54 günlük yoğun bakım sürecinde yaşam mücadelesinden vazgeçmeyen ve geçirdiği zorlu tedavisüreci boyunca sağlık çalışanlarının yoğun desteğini gördüğünü ifade eden depremzede GülçemAdam, “O gün, o gece depremde eşim ve küçük oğlumu kaybettim. Ben ve büyük oğlum kurtulduk.Gaziantep Özel Hatem Hastanesi Anestezi doktoru Eyüp Tutak beyi tanıyordum. Onu aradım sağolsunlar gelip beni Maraş’tan alıp Gaziantep’e getirdiler. Bütün sağlık çalışanı arkadaşları, çok yordumonun farkındayım, dayanamadığım anlar oldu. Gerçekten doktorlar olsun, sağlık çalışanı arkadaşlarolsun, çok sabırlı davrandılar. Çünkü benim zaten hiç tahammülüm kalmamıştı hiçbir şeye. Ne
hastalığa, ne tedaviye hiçbir şeye dayanacak halim yoktu. Ama gerçekten çok sabırlılardı. Her şeyeçok olumlu baktılar, hepsi yani bir tanesi değil. Yüz kere çağırdım, yüzünde de geldiler. Bir keresindegelipte ne var ne istiyorsun diyen olmadı, yani hepsi de koşarak geldiler. Şu anda hastaneye ilkgirdiğim halimle şimdiki halimi karşılaştırdığımda arada dağlar kadar fark var ve ben bunu tek başımada başarmadım. Hiç öyle düşünmüyorum, hepsinin sayesinde oldu” ifadelerine yer verdi.Enkazın altında bütün zorluklara rağmen umudunu kaybetmeyip oğlu için hayata tutunan GülçemAdam, “Enkazdan ilk çıktığımda büyük oğlum içerideydi, ayakları sıkışmıştı. Eşim zaten hemenyanımda ölmüştü, emindim onun öldüğünden. Küçük oğlumun öldüğünden de emindim. Son çıktığımanda büyük oğlum, 'Anne Seymen bana bakıyor, ama buz gibi, konuşamıyor' dedi. 'Gözlerini kapattım,kapandı. Galiba Seymen ölmüş' dedi. Ona da emindi. Bir büyük oğlum vardı, hastanede çok yalvardım'oğlumu kurtarın' diye. Ben durmadan çığlık attım, bağırdım, yardım edin dedim hiç susmadım. Zatenburadaki doktorlarımızın söylediğine göre o çığlıklar, o hareketler beni daha kötü yapmış. Daha çokhasar görmeme sebep olmuş. Daha sakin kalmam gerekiyormuş ama o anda da sakin kalamazsınız ki.Hastaneye çok teşekkür ediyorum. Bütün personellere teşekkür ediyorum, hepsi benim nazımı çokçekti” diye konuştu.