Gaziantep’teki sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütleri, roketli saldırıya uğrayan Kilis’e destek verdi.
Gaziantep’teki sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle başkanları ve yöneticileri 18 ocaktan beri roketli saldırıya uğraşan Kilis’e destek vermek amacıyla Kilis Barosu’nda basın toplantısı düzenledi. Kilis Baro Başkanı Avukat Hayri Muammer Fazlıağaoğlu, 18 ocaktan itibaren Kilis’e atılan roketler üzerine Kilis’e ses ver bildirgesi yayınladıklarını ifade ederek, “Bize büyük destek verdiler. Bugün de bizleri yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyorum” dedi. Gaziantep Baro Başkanı Avukat Bektaş Şarklı, Gaziantep sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütleri adına yaptığı basın açıklamasında, Kilis’in uğradığı saldırılara sesiz kalmadıkları için buraya geldiklerini kaydetti. Şarklı, "Terör örgütü IŞİD’i de tüm terör örgütlerini de, terörden beslenenlerin de nefretle kınıyoruz. Kınamanın yetmediğini biliyoruz. Barış içerisinde vatandaşların güven ortamında yaşam sürmeleri için gerekenlerin yapılmasını talep ediyoruz. Uygulanan yanlış politikaların bedelini ödeyen kentlerden biri olan Kilis ilinden yaşayan Kilislilere destek olmak için geldik. Bizim açımızdan Türkiye’nin de Kilis’in de Gaziantep’in de adının IŞİD ile terör ile anılması kabul edilemez bir durumdadır. Kilis’ten Karkamış’a kadar uzanan sınır bölgesinde, Suriye’de oluşturulmayan tampon bölgenin oluşturulacağı söylentileri dolaşıyor. Bu durum kabul edilemez, Gaziantep ile Kilis birdir. Bütündür. Anadolu'nun bütün kentleri, kasabaları ve köyleri bir bütündür. Kilis vatan toprağıdır, söz konusu vatan ise gerisi teferruattır. 18 ocaktan bu yana onlarca can kaybedildiğini, çocukların öldüğü, Kilis’i, hedef olan ama rastgele atılan roketlerin altında korku ve baskı oluşturulan, bu saldırılara karşı mücadele imkanı dahi olmayan, evlerini yurtlarını terk etmek zorunda kalan insanların sesi olmaya geldik. Öğrenciler, memurlar ve Kilis’te yaşan insanlar maalesef şehirden göç etmiş yada göç etmeye istekli olduklarını gözlemlemekteyiz. Devletin en önemli görevi, anayasada yer aldığı gibi ‘yaşam hakkının korunmasıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ politikası hatırlanmalı ve bu politikadan asla vaz geçilmelidir” dedi.