Gaziantep Türk Eğitim-Sen Başkanı Bekir Avan ile Gaziantep’te eğitimde yaşanan sıkıntılar,sınavlarda başarıyı yakalayamamamız, eğitimcilerin sorunları ,Suriyeli öğrencilerin olumsuz sonuçları üzerine yaptığımız röportajda çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.Bu çok özel röportajı Hakimiyet okurlarıyla buluşturuyoruz.
Andımız ile ilgili polemik neden halen çözülemiyor?
2009’ da andımıza sahip çıkan bir milli eğitimimiz varken bugün gelinen nokta ise ne yazık ki tam tersi.Türk Eğitim Sen olarak ilk günden beri sadece biz “Andımız” a sahip çıkarken, karşı dava açan sendikalar Memur –Sen’e bağlı Eğitim Bir-Senle Eğitim Sen olmuştur.Bunun özellikle de bilinmesini istiyorum.Milli sendikacılığı,milli değerlerimizi Türkiye’de ayakta tutan ve çocuklarımızın milli benlik içerisinde yetişmesini amaçlayan Türk- Eğitim Sen olarak Türk milliyetinin temel amaçlar doğrultusunda öğrencilerimizin mutlaka andımızı okumalarını istiyoruz.Biz bu noktada tek taraf olduk.Dava aştık.Danıştay da da kazandık. Türk Eğitim- Sen olarak ta çıkan kararlar ne olursa olsun Andımızın tekrar okutulması için mücadelemizi bırakmayacağız.
Andımıza tek sahip çıkan biziz
Türkiye’mizin geleceği ile ilgili milli düşünen tüm vatanseverlerin, bayrak severlerin de bu ülkenin geleceğinden bağımsızlığından yana olanlarında andımıza sahip çıkma noktasında yanımızda yer alacağına da hiç şüphemiz yok.Türkiye sevdalısı bütün insanlarımızın da tüm görüşteki partilerle birlikte bütünleşeceğimize inanıyoruz.
Kayıtlı üye sayınız ne kadar?
Gaziantep’te 4928 aidat bazında imzalı üyemiz var.Doğum ve askerlik de katarsak sayı 5020’i buluyor. Türk Eğitim- Sen her zaman sendikacılığın, özlük sosyal demokratik haklarının savunulması anlamında öncü olmuştur.Bir diğerleri baskı ve güç göstergesi ile sayı ile üye sayısını arttırmış olabilir.2013’ e kadar Türk Eğitim -Sen yetkili sendikaydı.Ama 2013 yılında Eğitim Birsen öne çıkmasıyla toplu sözleşme masasının dışına atıldık.Türkiye genelinde 35 bin üyesi olan ve 15 temmuz darbesi ile kapatılan Eğitim-Sen üyeleri Eğitim Bir-Sen’ e kaydırıldı.Ve yetki ele geçirildi.Bizi masa dışına itmek için özel çaba sarf edildi.FETÖ ile o yıllardaki birlikteliklerini sorguluyoruz.Devletinde nereden nereye geldiğini iyi görmemiz gerekiyor.
Haksızlıktan söz ederken en çok hangi alanlarda oluyor?
2014’ de müdür ve müdür yardımcıları operasyondan geçirilerek hepsi görevden alındı.Yeniden değerlendirme adı altında Türkiye genelinde müdür ve müdür yardımcılarının her yüz kişiden doksan ikisi malum sendikanın üyesi yapıldı.İlk atanan öğretmenlere mülakat getirildi.Sendikasına göre haksızca uygulamalar yapıldı.Hain darbe sonrası da OHAL ve sözleşmeli öğretmenlik geldi. Atamalarınız yapılmaz baskısı ile sendikaya kaydederek sayıları arttırıldı. Türkiye geneli yazılıda 90 puan alana mülakatta düşük verilerek ataması yapılmayıp açıkta bırakıldı. Bu ülkenin çocuklarının hakları gasp edildi. İstemediklere bir sendikaya üye olmaya zorlandı.
Baskı,şantaj ne ararsanız var
2013’ ten 2019’ a kadar çok katı bir baskı,şantaj ve tehditle eğitim çalışanlarının malum sendikaya üye olmaya zorlanması ile öyle bir noktaya gelinildi ki şuan baktığımızda 2019’ da malum sendika üye sayısını çok yükseklere çıkardı.Ne yaptı da üye sayısı arttı? Eğitimcilerin sorunlarını mı çözdü,haklarını mı savundu? Değil. Yaşadığımız katı istipdadın maalesef kamu alanında da yaşatıldığını gördük.Öyle ki okullarda ziyaret ettiğimiz eğitimcilerden “adını dahi söylemek istemediğimiz sendikanın zoraki üyesiyiz “ itiraflarına şahit oluyoruz.
İlimiz eğitimde neden hep başarısız olarak anılıyor?
Gaziantep ne yazık ki eğitim noktasında diğer büyük şehirler gibi başarı gösteremiyor.Özel okullara karşı değiliz ama dershanelerin kapatılıp el değiştirilerek denetimsiz olarak dönüştürüldüklerini gördük.Süper ligde yarışan oturuşmuş özel okullara sözümüz yok.Sayılarının artması rekabeti oluşturur ve açığı kapatır.Kalite ve niteliği arttırır.
Eskiden beri milletvekilleri,sendikalar kısaca eğitimle ilgilenen herkesin tespitleri belli noktalarda yoğunlaşıyor.Öncelikle öğretmen,okul ve derslik,sınıf sayılarını makro dengelerini olumlu hale getirirsek buradaki sayılar istenilen noktaya getirilmelidir.Önceki valilerimizden sayın Erdal Ata ile başlayan ciddi bir okullaşma hamlesi başlatıldı ve sonrakilerle de devam etti.Belli bir noktaya kadarda iyi gidiyordu.Fakat bir ay kadar öncesinde tasarruf tedbirleri adı altında yapımı yüzde seksenin altında olan okulların yapımına ödenek durduruldu.Yapımı devam edenler bitirilebilirse Gaziantep okul ve derslik açığını kapatılacak ve eğitimde istenilen seviyelere gelinilebilecektir.Gözle görünür bir ilerleme vardı.Ama olumsuzluklar eğitimimizi etkiliyor.
Her çocuğun sınava girme hakkı olmalıdır
Her çocuğun sınava girme hakkı olduğu halde duyuyoruz ki bazı bölgelerde başarısız çocukların sınava girmemesi için ikna ediliyor ki, başarı dilimi daha da düşmesin diye.Bu haksızlıktır. Makro dengeleri belli bir seviyeye getirebildiğimizde zaten başarı grafiği de artacaktır. Bir Tunceli ile kıyaslayacak olursak bu sene başarısı yüksek çıktı ama orada sınıf ortalaması 11.Yani bir öğretmene 11 öğrenci düşerken bizde bu sayı çok çok fazla.Gaziantep’te eğitim çalışanları feryat içerisinde.Yoğun göçler,Suriyeliler ve ikili öğretimi halen bitiremememiz…bizim önce bunları aşmamız lazım.Bazı mahallelere kamulaştırma nedeniyle okullar yapılamıyor.Karataş Bölgesinde dahi halen ikili öğretim veren okullar var.Bir okulda halen sabahçı öğlenci eğitimi varsa anormaldir.
Ayrımcılığa son verilsin
Ayrıca Gaziantep’te yıllardır öğretmenlere sistemli şekilde ayrımcılık yapıldı.Malum sendikanın üyesi olmayanlar yönetici yapılmadı.Ehliyeti liyakatı olmayanlar mensubiyet şuuru ile yönetici oldular.Vizyoner olmadıkları içinde öğretmenleri dinlemiyorlar.Bu anlamda da eğitim mensubiyet şuuruna göre ne yazık ki eğitimi rekabet ortamından uzaklaştırdı.Eğitimde tedirgin ortamlar oluşmasına neden oldu.Ve niteliğini düşürdü.Bunun müsebbipleri belli.Türk Eğitim- Sen olarak defalarca açıklamalar yaptık,yargıya gittik.Adalet yerini buldu mu? Hayır.Hak eden yönetici olmalı.Bakanımızın da dediği gibi “en kutsalımız olan Kabe’nin anahtarını bir gayri Müslime teslim edebiliyoruz ama okullarımızı liyakat sahiplerine vermiyoruz” doğru bir anlayış değildir, diyor.Önümüzde yine yönetici mülakatları var.Eğer öğretmenlik mesleği ile bir sıkıntı varsa elensin ama yandaşlık gözetilmesin.Ayrımcılık artık bitsin.Bizlerde takipçisi olacağız.Başka Türkiye de yok.En iyiler en iyi yerlere gelmeli.Cepheleşme ülkemize de zarar verir.Yanlışlar artık düzeltilmeli.Böylelikle başarısızlıklarda aşılır.
Suriyeli öğrencilerin başarısızlıkta katkıları var mıdır ?
Suriyeli öğrencilerin bizim öğrencilerle beraber eğitim almaları da eğitimde ciddi sorunlar oluşturuyor. Biz pek çok okulda bunun değerlendirmesini yaptık.
Kaynaştırma açısından iyi olamaz mı?
Okullar bu konuda baskılanıyor ve de seslerini çıkaramıyorlar. Okullarda iki yıl öncesinde birinci ve ikinci sınıf düzeyinde sistemin içerisine alındılar. Bundan sonra da devam edecek.Bizim bununla ilgili yaptığımız çalışmalardan örnekler verecek olursak;
-Gaziantep’te 100.yıl Okulunda birinci sınıfta mevcut 40-45 iken bunun Suriyeli öğrenci mevcudu 20-23. İkinci sınıflarda mevcutlar 35-38 iken bunun Suriyeli olanı 17-18.-Şehre Küstü Ahmet Çelebi’de birinci sınıflarda sınıf mevcudu 40, Suriyeli sayısı 20.-Düztepe de ise Ali Ömer Battalı da birinci sınıflarda mevcut 40 iken, Suriyeli ise 27-28 yani yarıdan fazla.Çok daha fazla sıkıntılı okullar var.- Özel idare İlkokulunda birinci sınıflarda mevcut 45 iken bunun 30’u Suriyeli.İkinci sınıflarda mevcut 45 iken Suriyeli sayısı 30.Bu çok ürkütücü.-Cumhuriyet İlk okulu ise tamamen facia.Okul mevcudu 556 iken bunun dörtte üçü Suriyeli.Okul artık feryat ediyor.İlçe eğitim olayı bastırmış.Vatandaşlık boyutuna geldiğimizde ise veliler çocuklarını başka okullara göndermeye başlamış.Okul Suriyelilere kalmış.Eğer çözüm bulunmazsa Suriyeli öğrencilerin arttığı bütün okullarda bu sıkıntıları yaşayacağız.Okullar artık çığlık atıyor.Öğretmenlerle yaptığımız görüşmelere de,”bizim çocuklarımız etkileşim yaşayarak artık Suriyeli çocuklar gibi davranmaya başlıyorlar” serzenişlerini duyuyoruz.Şahinbey ilçe müdürlüğü ise kendilerine bununla ilgili giden şikayetlerde yöneticileri sizi görevden alırız tehditleri yapmakta.
Sorunlar bastırılarak çözülemez
Sorunlar bastırılarak çözülemez. Sayın valimize sesleniyorum.45 mevcutlu okulun 30’nun Suriyeli olduğu sınıflarda eğitim nasıl yapılabilir?Öğretmen ne yapabilecek?
Vergisini veren vatandaş haklı olarak çocuğunu okula nasıl gönderebilecek?Neredeyse bizim çocuklarımızı Suriyelilere kaynaştırıyoruz.Bizim önerimiz ve de yetkililere sayın valimize çağrımız 2019-2020 öğretim yılı başlamadan bu soruna el atılmalı ve hiçbir okulda Suriyeli sayısı yüzde yirmiyi geçmemeli.Diğer okullara dağıtılmalı. Suriyeli öğrencilerin eğitilmeleri tabiî ki de gerekli.Yoksa farklı alanlara kayar.Ama bunu yaparken de kendi sistemimizi çatlar hale getirdik.
Eğitimci açığımız var mı?
Gaziantep öğretmen tutamayan bir şehir
Gaziantep öğretmen tutamayan bir şehir.2019 yılında iller arası atama da 900’ün üzerinde öğretmen ayrılırken sadece 400 kadar öğretmen geldi.Atama ne kadar yapılırsa yapılsın hep açık veriyor.Bu anlamda Gaziantep’te öğretmenlere yönelik konut hamlesi yapılabilinir.Öğretmen evi ihtiyaçlara cevap veremiyor.Sosyal anlamda da daha fazla sahip çıkılmalı.Sözleşmeli öğretmenlik 4+2 den 3+1’e düştü.Bunu kabul etmiyoruz.Sözleşmelilerin hepsi kadroya geçmeli.Hakları ile ilgili toplu sözleşmede de hakların biran önce verilmesini istiyoruz.Öğretmene gerçek anlamda sahip çıkılmasını bekliyoruz.Biz eğitimciyiz ve eğitim için varız.Ama eğitimde problem varsa da bunu her zaman çığlık atarak duyuracağız. Bizlere bu açıklamalarımız için imkan veren Hakimiyet Gazetesine de çok teşekkür ederiz.