“Son dönemde artan hayat pahalılığı biz gençlerin ihtiyaçlarını karşılamasında ve sosyalleşmesinde zorluklara neden oluyor. Kötüleşen ekonomide kendini sıkışmış gibi hisseden biz gençlerin, gelecek kaygısı gün geçtikçe artıyor.Ekonomiye dair bir umudumuzun olmadığı iyi bir geleceğimizin de olacağını göremiyoruz. Olduğumuz yerde sayıyoruz. Keşke başka ülkede yaşayabilseydim diyen gençlerin sayısı her geçen gün artmakta.
Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerin kullanımına ilişkin sorunların yaşandığı bu duruma bir de ekonomik buhran eklenince iş güvencesinin de olmağı gençlerde büyük bir memnuniyetsizlik oluşturuyor.
Her 5 üniversiteli gençten biri işsiz
Bunun daha vahimi ise çok sayıda genç kendi alanında çalışmıyor. Yarına umutla bakamıyor sürekli bir endişe içerisinde ve mutsuz geçen bir süreç içinde kalıyorlar. Yeni mezun bir gencin ekonomik olarak yaşadığı darboğaz sebebi ile gelecek planlarından biri yurt dışında yaşamına devam etmek. Gelinen noktada yurt dışında yaşamak isteyen gençlerin orda çöpçü olmayı bile düşünüyor.
Kendi para birimimizi sadece izlemekle yetiniyoruz, yorum bile yapamıyoruz.
Ev ve araba sahibi olmak artık bizim için hayal bile olamaz ama bilgisayar ve telefon gibi ürünleri almak da çok zor bu anlamda zorlanıyoruz. Sosyal aktivitelere katılamayan gençler ekonomik sıkıntı içersine giriyor. Bizlerle aynı yaşta olan gençler Avrupa'da çok güzel bir hayata sahip. Biz o anlamda çok şanssızız. Bizim gözümüz sürekli dolarda. Ne yazık ki bir beklentimiz kalmadı. Kendi geleceğimizi kimsenin eline bırakmayarak, kendimiz tasarlamak istiyoruz. Her şey tek adam rejime dayalı değilde daha demokratik ve özgür bir ortamda kendimiz tasarlamak istiyoruz. Genç işsizlerin sayısının yıldan yıla arttığını ve alt yaş gruplarının da bunu çok iyi gözlemliyoruz. Bir lise çağında olan gencin başka şeyler düşünmesi gerekirken geleceğe dair kaygılar duymaya başladığını, ekonomik durumları düşündüğünü ailesinin sırtıma yük olduğunu düşündüğünü görüyoruz.
Gençler her şeyin farkındalar
Gençler artık internet sayesinde tüm dünyada olup bitene de hakim. Haliyle gençlerin büyük bölümü ekonomide yaşananların Türkiye'ye özgü olduğunu görüyor. Ve diğer ülkelerdeki fırsatların çok daha farklı olduğunu biliyorlar. 1961 sonrasında Almanya'ya gidenler belki bu durumu bilmiyorlardı, yönlendirme ile tercih etmişlerdi, ama artık çok sayıda genç tüm dünyada ne olduğunu biliyor ve bu yönde bir istek gösteriyor. Yani erken yaşta gelen umutsuzluk bir şekilde yurtdışına çıkmak için arayış içine itiyor. Bu hem düşük vasıflılar da hem de yüksek vasıflılarda aynı şekilde gerçekleşiyor. Sadece işçi göçü ile sınırlandırmak yetmez burada yoğun bir beyin göçünü de görüyoruz”dedi.