Havaların iyice soğuduğu bu günlerde soğuk algınlığıyla sağlık merkezlerine yapılan başvurularda önemli artış oldu. Uzmanlar, soğuk algınlığında risk gurubunu içeren kişilerin dikkatli olmalarını istiyorlar. Ekim ve Mart ayları arasında yoğun şekilde görülen soğuk algınlığı rahatsızlığının önüne geçebilmek için vatandaşların uyarıları dikkate almaları gerekiyor. OCAK AYINDA DAHA DİKKATLİ OLUNMALIÜlkemizde Ekim-Mart ayları arasında solunum yolu belirtileri (öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi) ile giden enfeksiyon hastalıkları sık görülmektedir. Bunların çoğu hafif belirtilerle seyreden ve kendi kendine iyileşen soğuk algınlığı şeklinde olmakla birlikte bazen genel belirtilerin de (ateş, yaygın vücut ağrısı gibi) eşlik ettiği mevsimsel grip şeklinde görülebilmektedir. Çoğu gripli hasta herhangi bir tıbbi tedavi almadan bir haftada iyileşir. Fakat risk grubunda olan kişilerde (gebeler, 5 yaş altı çocuklar, 65 yaş ve üzeri kişiler, kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, metabolik veya hematolojik hastalık gibi kronik hastalığı olanlar ve immün yetmezliği olanlar) hastalık ciddi ve ağır seyredebilmektedir.OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİLUzmanlar, “İçinde bulunduğumuz aylar, grip sezonuna dahil olduğundan diğer aylara göre vakalarda artışlar olması beklenen bir durumdur. Sağlık Bakanlığı “Grip Bilim Kurulu”nun 8 Ocak 2020 tarihindeki hazırladığı son raporuna göre vaka sayıları ve artış hızı geçen yıllarla benzer oranda seyretmekte olup salgın gibi olağanüstü bir durum söz konusu değildir” şeklinde görüş belirtiyorlar. Uzmanlar konuya ilişkin ise şu açıklamalarda bulunuyorlar;“Mevsimsel grip hastalığının etkenleri olan influenza virüslerinin çok fazla sayıda alt tipleri bulunmaktadır. Yıllar içerisinde toplumda sık görülen influenza virüsleri sürekli değişmekte, bir önceki yıl görülen virüsten oldukça farklı virüsler sonraki yıllarda insanları hastalandırabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı tarafından dolaşımda olan influenza virüsleri her yıl takip edilmektedir. “Grip Bilim Kurulu”nun son raporunda virüs tipleri ve pozitiflik oranlarında olağanüstü bir urum söz konusu değildir. Buna göre, ülkemizde halen influenza A (H1N1) ve influenza B virüslerinin her ikisi de dolaşımda yer almakta ve gribe neden olmaktadır. Bu yıl ülkemizde dolaşımda olan grip virüslerinin yarısı influenza A (H1N1) tipindedir. 2009’da küresel bir salgın olan influenza A (H1N1) virüsü artık “domuz gribi” olarak tanımlanmamaktadır ve “insanlarda normalde görülebilen mevsimsel grip ajanları arasında” yer almaktadır. İnfluenza A (H1N1) virüsünün neden olduğu ‘mevsimsel grip’in klinik belirtileri diğer mevsimsel griplerden farklı değildir ve diğer mevsimsel grip vakalarından daha ağır seyretmemektedir. H1N1 den ölüm oranı mevsimsel inluenzaya bağlı grip ölüm oranlarından daha düşüktür. Grip, tedavisi olan bir hastalıktır. Hekimin gerekli gördüğü durumlarda antiviral ilaçlar tedavide etkilidir. Hastalık belirtileri başladıktan sonraki ilk 48 saat içerisinde başlanan antiviral tedavinin daha etkili olduğu bilinmelidir. Mevcut grip ilaçları bu yıl dolaşımda olan grip etkenlerine karşı da etkilidir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı grip tedavisinde kullanılan antiviral ilaçların eczane, depo, üretici firmalar ve Sağlık Bakanlığı depolarındaki sayılarının tüm hastalara yetecek miktarda olduğunu açıklamıştır.”
ERKEN MÜDAHALE HAYAT KURTARIR
2022-12-26 12:18 - Röportajlar