İstikrarsız seyir gösteren fiyatlarla hal esnafının, kabzımalların sorunları nelerdir?Kabzımalların sorunu o kadar çok ve ekonomide istikrarsızlılar yüzünden katlanarak artıyor ki birkaç soru ile geçiştirilecek gibi değil.Gün geçtikçe de hal esnafı daha çok sıkıntıyla boğuşmak zorunda kalıyor.Fiyatlardaki istikrarsızlık,artan maliyetler ve tahsil edilemeyen borçlar yüzünden Hal esnafı sıkıntılı günler yaşıyor.Şuan halde fiyatları nasıl?Son günlerde fiyatlar beklenenin aksine iyice dip yaptı. Vatandaşın işsizliğe bağlı olarak alım gücünün hissedilir şekilde düşmesi, fiyatlara olumsuz olarak yansıdı.Diğer yandan okulların açılması ile ailelerin mecburen öğrenim masraflarına yönelmesi,kış hazırlıklarının da başlamasıyla zahreliklere bütçe ayrılması yine ,odun kömür yakacak masraflarının da bu ayda ailelerin karşısına çıkması gıda da kısıtlamaya gidilmesine ve de bizlere yansıyor.En önemlisi de vatandaşın aldığı düşük ücretle bütün bu ihtiyaçlarına yetişememesi,bir türlü dillendirilmeyen ama var olan ekonomik sıkıntının bizlere de dalda dalga olumsuz olarak yansıması hal esnafını direkt olarak etkiliyor.
Hal’de sıcak para dolaşımı nasıl?Piyasada ne yazık ki uzun zamandır sıcak para göremiyoruz.Borçların da çoğu ödenemiyor.Elimizde ödenmesine artık imkansız gözüyle baktığımız çekler var sadece.Dün itibarıyla küçük bir market iflasını açıkladı. Sadece iki milyon hal esnafına borcu vardı.Miktarın büyüklüğüne verdiği zararlığa bakar mısınız?peki bu zararlık nasıl karşılanacak? Bilen yok. Hal esnafının durumu konuşulurken genelde İstanbul’un en lüks semtindeki manava gidilip, oranın fotoları alınıp Türkiye’ ye her yer aynıymış gibi lanse ediliyor.Yok öyle bir şey.Gaziantep’ teki fiyatlarla İstanbul’ da ki fiyatların alakası yok. Marketlerdeki yüksek fiyatlardan da tüketici çok rahatsız. Fiyat farkının sebebi onlar mı?Market işletmecilerine de bir şey dememiz haksızlık olur.Yaş sebze diğer ürünleri gibi değil.Risk oranı çok yüksek.Çünkü firesi çok oluyor.Gaziantep’ e gelen ürünlerin kalite bazında ikinci üçüncü sınıf ürünler geliyor.Önceki zamanlarda çok kaliteli ve güzel ürünleri alabiliyorken şimdi ne yazık ki fiyatların yüksekliğinden onlara gücümüz yetmiyor.Eğer birinci kalite ürün getirmeye kalkılırsa da raflarda çok daha pahalı olanlar sizi karşılar.İstanbul’ da ki enflasyonla mukayese edilen fiyatlarında karşılaştırılması çok yanlış.Aslında fiyatların her yerde öyle olması lazım.Ama Gaziantep’ in ekonomisi ve gelir düzeyi buna müsait değil.Diğer illere göre fiyatlarımız çok uygun olduğu halde yine de durgunluk yaşıyoruz.
Geçen yıl ile bu yıl arasında bazı ürünlerde fiyat dengesizliği yaşanılmasını neye bağlıyorsunuz?Bugün patatesin kilosu 5 lira diye yaygara yapılıyor.Oysa üç, dört aydır kilosu 1 lira idi ve yine alan yoktu.Soğan 6 lira diye devlette beraberinde kıyametler koparılıyordu.Bugün soğan 1 liradan satılıyor,yüzüne bakan yok.Geçen sene bu zamanlar domates 3-4 lira seviyelerindeyken bugün 50 kuruş ile 1 lira arası.Sarımsak bu yıl ekilmediğinden dolayı fiyatı 30 liraları görürken İran’dan ithal edilmesiyle 15-16 liralara geriledi.Gaziantep öncesinde sarımsak üreten bir il iken bugün sadece Arabanlı üretici sarımsak ekiyor.Tekelleşti ve fiyatların artmasına neden oldu.Küçük çaplı çiftçiler artık sarımsak ekmiyorlar. Çünkü büyük tüccarların eline geçti. Maliyetleri kurtarmıyor.On sene üst üste sarımsaklar tarlada kalıp çöpe dökülürken devlette başta olmak üzere hiç kimsenin sesi çıkmıyordu.Ama bir sene fiyatı yüksek olunca veryansınlar yapılıp direk olarak ta hal esnafı suçlanıyor.
“Düzgün üretim politikalarımız yok”Dönüp üreticinin sıkıntılarına beklentilerine ciddi anlamda eğilmek lazım.Devlet olarak üretimle ilgili bir planlama projeleri var mı?Hazır yetişmiş Ziraat Mühendisleri işsiz olarak geziyorlar. Doğru dürüst planlama yapılarak onlarda istihdam edilebilirler.Çiftçiye teşvik verirken de doğru olana gerçekten ekim yapana verilmelidir.Dağa,taşa teşvik vermenin ne anlamı var ki? Eskiden dere köylerinde ürünün her türlüsü ekiliyordu.Ama şimdi oralar da ekim yok.Çünkü çiftçi on sene ekipte kazanamayınca,ürünler dereye dökülünce büyük zararlarda edince ister istemez üretimden vaz geçiyor.Şimdi bunda da mı hal esnafının suçu var? Denilecek.İşine gelmeyen hemen suçu hal esnafının üzerine atıyor.İşin en kolay yanı.Tarladaki fiyat ile tezgahtaki fiyat arasındaki büyük uçurumun sebebi nedir?
Sebze ve meyvenin fiyatı ne komisyoncunun, ne üreticinin ne de marketçinin elinde.Bir üründe bazen dalgalanmalar olduğunda sabah saatlerinde beş lira olup öğleden sonra iki liraya düştüğü zamanlarda oluyor.Fırsatçılar her meslekte olduğu gibi bunda da vardır.Bunu Gaziantep olarak değerlendirirsek,çiftçi salçalık biber,dolmalık, patlıcan ekiyor.Milyonlarca ton.Ama hal’e gelen bunun yüz tonu bile değil.Çoğunluğu dışarıda tarla da alınıp satılıyor.Gaziantep’in sebze ve meyve de bir özelliği vardır.Kuru patlıcan dünyada sadece Antep’ten gidiyor.Kuru biberin,acur,kabak çoğunluğu buradan karşılanıyor.Çok güzel ve verimli toprakları olan bir memleketimiz var.Fakat bu kadar özellikli ürünlerin yetişmesine rağmen eşit dağılım olmuyor.Ziranlı Köyünde eskiden iki yüz hanesinin yüz doksanı ekim yaparken, bugün bu oranlar yok.Çünkü kazanamıyorlar.İşin özü, üretici tüccarla rekabet edemiyor.Devlet politikası olarak, bu bölgedeki gerçek üretim yapan çiftçileri belirleyerek teşvik verip üretime dahil edilmeleri lazım.Yoksa dengesiz fiyatlardan şikayet etmemek lazım.Eğer İran’dan sarımsak alınmasaydı bugün kilosu 50 lirayı görürdü.Bugün halde fiyatlar 15- 16 lira ama kalitesi yüksek olan Balıkesir sarımsağı kıymetli olduğundan daha yüksektir her zaman.
Bu sektörde en çok kazanan kim?
Olayı geniş çerçeveden ele alıp yan yana toparlayarak değerlendirmek lazım.Ne yazık ki her zaman tek yönden bakılıp konuşuluyor.Bu yüzden de çözüm üretilemiyor.Bu tür zincirlerde arada mutlaka fırsatçılık yapanlarda oluyor.Onlarda ürünün az olmasını fırsata çeviriyorlar.Ama ürün zaten bol olursa fiyatlar istenilse de yüksek olmaz.Bu arz talep meselesidir.Belediyeler bir dönem tanzim satış noktaları kurdular.Bizim anlaşma yaptığımız yerlerde mesela Aydıncık’ ta ürünleri belediye marifetiyle bir nevi zorla aldılar.Benim 5 liraya yükleyeceğim ürünü 6 liraya yüklediler.Ve burada getirip 3 liraya sattılar.O yüzden bu iş kimsenin elinde değil.Geçen yıl 3 liraya olan konservelik domatesi bu yıl bir liradan satamıyoruz.Fiyatları arz talep ilişkisi belirliyor.Şu bilinmeli ki fiyatlar kesinlikle halcinin yada pazarcının elinde tekelinde değildir.Fiyatları arz talep oranları oluşturur.
En önemli sorunumuz tarım politikalarımızın eksikliği mi?
Devletimizin acilen doğru dürüst bir tarım politikası oluşturarak her yıl ekilecek ürünlerin belirlenmesinde ve desteklenmesinde doğrudan rol alması gerekmektedir.Kimseleri suçlamadan,zan altına konulmadan düzgün politikalarla hem vatandaş, hem üretici, hem de satıcı mutlu olacaktır.Örneğin salçalık domatesin tonlarcası bugün tarladan doğru fabrikalara gidiyor ve iç piyasaya az olan bir miktar girerek mecburi bir artış oluyorsa bunun takip edilmesi gerekmektedir.Fırsatçılarda yakın takibe alınıp gerekenlerin yapılması gerekmektedir.Burada belki de en mağdur olan hal esnafı olmaktadır.Sanıldığı gibi de hiç kimse burada istediği fiyatları uygulayamaz.