Gaziantep Girişimci İş Kadınları Derneği (GAGİKAD) Başkanı Beril Özlem Leylek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Saygıdeğer kadınlar ; hayatta hiçbir mücadele kolay değildir, inandığınız şeyleri yapmak için süper güçlere ihtiyacınız yok , süper olan kendiniz olduğunuzu fark edin, bu bir özgüven patlaması olarak değil, ancak altını doldurarak gerçekleştirilebilir" dedi.
"127 KADININ ÖLÜMÜ TARİHE KAZINAN ACI BİR OLAY"
"1857 bir dokuma fabrikası. 40.000 kadın 16 saatten 10 saate çalışma süresinin inmesi için greve gider. Sonuç, erkeler tarafından fabrika içine kilitlenerek hapsedildikleri anda çıkan yangın ile 127 kadının canlı canlı yanarak ölmesi ile tarihe kazınan acı bir gerçek olur. Tarihte 1910 Copenhagen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında, ilk kez ‘bir kadınlar günü’ olması gündeme gelmiş,1977’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etmiştir. Yani 8 mart hakkı, dünya emekçi kadınlar günü olarak kabul edilmesi tam 67 yıl sürmüştür" şeklinde konuşan Gaziantep Girişimci İş Kadınları Derneği (GAGİKAD) Başkanı Beril Özlem Leylek açıklamasını şu şekilde sürdürdü;"Saygıdeğer kadınlar ; hayatta hiçbir mücadele kolay değildir, inandığınız şeyleri yapmak için süper güçlere ihtiyacınız yok , süper olan kendiniz olduğunuzu fark edin, bu bir özgüven patlaması olarak değil, ancak altını doldurarak gerçekleştirilebilir. Kendinize yatırım yapın, en iyi gelişim kendini eğiterek olacaktır. Yaşadığınız topluma bir katkınız olmalı, bunun için yaşamın içinde yer almak önemlidir, bunu zaman ve emek vererek başarabilirsiniz. Korkmayın, cesaret kadının gerçek TC numarasıdır. Düşünün ki evladınıza bir el uzandığından sizden daha vahim, sizden daha elim bir kuvvet yoktur. O gücü doğru ve akılcı kullanmayı öğreniniz. Kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı biliniz, kimsenin eline avucuna bakmayınız, ancak ekonomik olarak özgür olan bir kadın tam anlamıyla özgürdür. Neme lazımcı olacak vakit yoktur, tembellikle geçirecek vakit yoktur. Ülkenin, vatanın sizin zekanıza, pratik çözüm kabiliyetinize, sağ duyunuza, sevgi ile birleştirici gücünüze ihtiyacı vardır. Vatan da evlat gibidir, sarıp sarmalayarak ve sadece severek iyileşemez. Tedavi etmeyi bilmeliyiz. Tam bağımsız Türkiye kavramının altında ki çözümsüz bağımlılık aslında gerçekte tam bağımlı kadınları özgürleştirmekten geçecektir. Ne kadar çok ekonomik bağımsızlığı olan kadın, o kadar çok özgür kadın demektir. Özgür kadınlar bu ülkenin gerçek beyinleridir. Zira kadın, tutsaklığın sorunları ile boğuşmadığı sürece fikir üretimi maharetinin en üst zirvesine taşınacaktır. O zaman gerçek eşitliğin sınırını geçip, üstünlüğü fark edecek, büyüyecek ve engellerini, zincirlerini kendisi kıracaktır. Temelde yatan sorun aynıdır, hedef aynıdır, yürünmesi gereken yol aynıdır, mücadele aynıdır. Hepimiz bu hedefte buluşmalı ve savaşmalıyız.Tüm kadınlar EŞİT TEMSİL hakkı için birleşmelidir. Eşit temsil ancak ve ancak aynı okyanusta geminizi yüzdürmekle olacaktır. Bu nedenle annemizin havuzunda yüzme vakti bitmiştir. Erkeklerin mecrasında söz sahibi olmak için bizler GAGİKAD Kadınları olarak daha yolun başında bu manevrayı gerçekleştirdik ve şehre ayna tuttuk , gazetelerde ve tweeterda aktif yer aldık , zira daha önce bilinen gibi instagram ve dergiler de daha çok kadın hakimiyeti varken , yerel gazete ve tweeter da iş dünyası ve siyaset dans ediyordu. Kadınların yaptıkları görülmüyordu. Yerel gazetelerde kadın silüeti çok azdı! Bir devir açtık, kadınların önünü tüm kadın gazetecilerimiz ile açtık, hepsine tek tek teşekkür ederim. Asıl teşekkürüm ise, 1923 te Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile sonraki 10 yılda reformlarla ,1-tevhidi tedrisat kanunu /eşit eğitim 2-türk medeni kanunu / eşit miras ve boşanma hakkı 3- seçme ve seçilme hakkı/ siyasette eşitlik… haklarını Türk kadınına, bir çok medeni sayılan ülkeden önce kazandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’edir. Sonsuz minnet ve teşekkürlerimi sunarım. Peki günümüzden 100 yıl önce verilen bu haklar olmasına rağmen neden halen eşit temsilde TBMM’nin %50 si kadın değildir ? Kadınlar hakkında neden erkekler karar ve kanun koyucu olmaya devam etmektedir? Basit anlatımla; nasıl ki bir kadının bir erkeğin askerlik süresi için bilgi donanım ve tecrübesi yokken, süresine ve içeriğine karar ve kanun çıkarma yetkisi olamaz ise, bir erkeğinde kadının yaşamında kendi tecrübesine münhasır konular için karar yetkisi olamaz. Tam bu nedenle gerçek cinsiyet eşitliğini yakalamak istiyorsak öncelikle eşit temsil hakkını almak zorundayız. 2013 TUİK verilerine göre OECD ülkelerinde çalışmaya katılım oranı %61, Türkiye’de ise %33. Peki kadınlar Türkiye’de daha mı az çalışıyor yoksa kayıt dışı çalışan kadınımız mı daha fazla? Maalesef aile işçisi adı altında özelikle kırsalda kadınlar maaşsız, ucuz işçi olarak çalışmakta ve kazandıkları asla kendilerine sunulmamakta ve işçi kanunlarına ise asla sahip olamamaktadırlar. Türkiye’de çalışan kadınlar ise halen kadın istihdamında atılım yapılmış gibi gözükse de yönetim de değil, işçi sınıfında daha çok yer almaktadır. Size hepinizin gözlerini yerinden oynatacak gerçek bir veri daha sunmak isterim. Dünyada ki işlerin %66’sı kadınlar tarafından yapılmasına rağmen, dünyada ki gelirin %10’u ve dünyada ki mal varlığının %1’i sadece kadınlara aittir. Bunun Tam tersini düşündüğünüzde ise gerçekle yüzleşeceksiniz, dünyada ki işlerin %33 ü erkeler tarafından yapılmakta ama gelirin %90’ını erkekler almakta ve mal varlığının ise %99 una sahip olmaktadırlar. Atalarımızın bir sözünü aklıma getirmeden edemiyorum. Parayı alan düdüğü çalar. İşte o düdüğü artık bizlerin çalabilmesi için çalışmak, paramıza sahip olmak, kendi mevduatlarımızı ve kendi mal varlığımızı oluşturmak zorundayız. Kadının kocası kadar değil, artık kendi kadar konuşabildiği aydınlanma devrine geçilmiştir. Türkiye’yi gelecek nesillere bizler emanet edeceğiz. Unutmayınız ki kadını da erkeği de bizler yetiştiriyoruz. Tüm bu konuştuğumuz konuları mücadele ile başarmak için, daha çok kız çocuğu okutmalıyız. Çünkü üniversite eğitimi sonrası iş hayatına girmek kadın için çok daha kolay bir merdiven sağlar. Bu nedenle en büyük girişimcilik; çorba yapıp Instagram’da soğan, sarımsak soymak değil, Türkiye’de bir kadın için üniversite okuyabilmektir. Sözlerimi bitirirken bu önemli günde emek veren tüm kadınlarımızın, derneğim GAGİKAD adına Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlarım."