Hastalığın ilerleyen yaşlarda daha yüksek oranda görüldüğüne dikkat çeken Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Koçak, "Bu hastalık yaşlılıkla ilgili bir süreç dolayısıyla yaş arttıkça bu hastalığın oranı artıyor. Örneğin 75 yaşında yüzde 4'ken bu hastalığın oranı, 90 yaşındaki popülasyon da hastalığın oranları yüzde 14-15'e kadar çıkabiliyor" dedi.
Sarı nokta hastalığı birçok kişide görülen, gözün sarı nokta bölgesinin, yaşın ilerlemesiyle birlikte bozulup dejenerasyona uğramasına halk arasında sarı nokta hastalığı adı veriliyor. Sarı nokta hastalığının kronik bir hastalık olduğunu ve yapılan tedavilerinde kür tedavisi değil hastalığı sınırlandırmaya yönelik bir tedavi olduğunu belirten Doç. Dr. İbrahim Koçak, en önemli belirtisinin görme azalması, cisimleri büyük görme, küçük görme, çarpık görme gibi sıkıntıların olduğunu söyledi. Öte yandan Koçak, bu hastalığın oranı 75 yaşında yüzde 4'ken, 90 yaşındaki popülasyon da yüzde 14-15'e kadar çıkabildiğini ifade etti.
“En önemli belirtisi görme azalması”S.B.Ü Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Koçak, “Sarı nokta her birimizin gözünde bulunan retinanın merkezi noktası aslında, bu merkezi nokta çok önemli okuduğumuz, yazdığımız, araba kullanırken kullandığımız merkezi görmeyi sağlayan kısım. Dolayısıyla buranın hastalıklarında da ciddi görme problemler yaşanıyor. Sarı nokta hastalığı bu retinanın merkezi bölgesinin hastalanması buranın yaşlılık nedeniyle dejenere olması hastalığıdır. Yaşlılığa bağlı makula dejenerasyonu olarak tanımlanır. Bu hastalığın belirtileri tabi en önemli belirtisi görme azalması, görme azalmasının dışında cisimlerin büyük görme, küçük görme, çarpık görme gibi de sıkıntılar olabiliyor. Bu hastalık yaşlılıkla ilgili bir süreç dolayısıyla yaş arttıkça bu hastalığın oranı artıyor. Örneğin 75 yaşında yüzde 4'ken bu hastalığın oranı, 90 yaşındaki popülasyon da hastalığın oranları yüzde 14-15'e kadar çıkabiliyor. Belirli bir yaşın üstündeki hastalarımızın cisimleri büyük görme, çarpık görme veya merkezi görme de azalma, kitap okuyamama, araba kullanamama gibi şikayetleri olursa bu hastalıktan şüphelenebilirler” dedi.
“İleri evrede makulada sarı nokta dediğimiz bölgede su toplanması ve ödem gelişiyor”Şeker hastalığında görmeyi en çok bozan etkenin sarı noktanın ödemlenmesi olduğunu söyleyen Koçak, “Bu hastalığın iki evresi var başlangıç evresi kuru tip, daha ileriki evre yaş tip. Kuru tipte daha ziyade yaşam tarzına ilgili tavsiyeleriniz oluyor. Bir kere hareketsiz yaşam tarzından uzak durmalarını istiyoruz. Günlük yürüyüşler yapmalarını istiyoruz. İkincisi beslenme tarzları değiştirmelerini istiyoruz. Sigarayı kesinlikle bırakmaları istiyoruz, sigara bu hastalığın ilerlemesini hızlandırıyor. Daha ileri evrede makulada sarı nokta dediğimiz bölgede su toplanması ve ödem gelişiyor. Bu aşamaya gelindiği zaman bu tavsiyeleriniz artık yeterli olmuyor. Tedavi de ilk seçeneğimiz göz içi enjeksiyonlar oluyor. Bu enjeksiyonlar bir kereye mahsus değil. Sarı nokta hastalığı kronik bir hastalık ömür boyu devam eden bir hastalık, yapılan tedavilerde tam kür tedavisi değil olayı sınırlandırmaya yönelik bir tedavi. Onun için hastaların düzenli retina kontrollerini gelip düzenli bir şekilde bu enjeksiyonları olması gerekiyor. Sarı noktayı bozan tek hastalık tabi bu yaşama bağlı makula dejenerasyonu yani halkımızın sarı nokta hastalığı olarak bildiği hastalık değil. Sarı noktayı birçok durum bozabilir. Bunların başında da şeker hastalığı geliyor. Bu sırada şeker hastalığında görmeyi en çok bozan etken de sarı noktanın ödemlenmesi” şeklinde konuştu.