BES Gaziantep Şube Başkanı Yunus Çiçek, düzenlediği basın toplantısında, “Kamu emekçileri ve emeklilerinin 2020 ve 2021 yıllarında alacağı zam ve sosyal destek ödemelerinin belirleneceği toplu sözleşme görüşmeleri önümüzdeki Ağustos ayında yapılacak ve 3 milyonun üzerinde kamu emekçisi ile 2 milyon üzerinde memur emeklisinin merakla beklediği zamlar belirlenecek” dedi. Çiçek açıklamasında, “Ülkemizde kamu emekçilerinin grevli/toplu sözleşmeli sendika hakkı, siyasi iktidar tarafından yıllardır yok sayılmakta ve toplu sözleşme sınırlı mali ve sosyal haklara indirgenmektedir. Oysa toplu sözleşme süreci kamu emekçilerinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarının tümünü kapsamalı ve grev hakkının kullanıldığı bir süreç olmalıdır. Kamu emekçileri başta yoksulluk ve güvencesizlik olmak üzere ağırlaşmış sorunlarla bu süreci karşılamaktadır. Uzun yıllara yayılan kamuda dönüşüm ve buna bağlı olarak güvencesiz çalışma biçimlerinin dayatılması son yıllarda kamu emekçilerinin gündeminde yer alan temel sorun oldu. Bu dönüşüm hikâyesinin sözleşmeli personel uygulamasıyla iş güvencesinin fiilen ortadan kaldırılması, derinleşen ekonomik kriz karşısında ücretlerin erimesi, enflasyonun altında zamların dayatılması, kamuda partizanlığın, baskıların artması, liyakatın rafa kaldırılarak mülakat yoluyla hükümet memurluğunun yaratılması, işyerlerinde dayanışmanın yerine performansa dayalı rekabetin geçirilmesi, Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemiyle, sosyal güvenlik ve emeklilik hakkının gasp edilmek istenmesi gibi daha sayabileceğimiz birçok sorunla bugün kamu emekçileri karşı karşıyadır.
Çalışma yaşamı, güvencesizlik, parçalı istihdam, ayrımcılık ve mobbing kaygı ile eşdeğer hale getirilmiştir. Kamu emekçilerinin tümünü etkileyen böylesi bir çalışma yaşamı, cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadın emekçiler üzerinde daha çok olumsuz etkiler yaratmakta, baskı ve mobbinge daha açık hale getirmektedir. İşyerindeki angarya, yoğun iş yükünün yanı sıra ev ve bakım yükümlülüğü nedeniyle kadınlar erkeklerden çok daha fazla emek harcamak zorunda kalmaktadır” dedi. MEMUR-SEN’E TEPKİ GÖSTERDİLER
“2002 yılında AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte hormonlu bir şekilde büyümeye başlayan Memur-Sen her yıl rekorlar kırarak, hem genel hem de tüm işkollarında yetkili sendika oldu. Tüm devlet imkanlarını arkasına alarak adeta AKP’nin memur kolları gibi çalışan Memur-Sen Konfederasyonu, AKP’nin koltuk değneği olmayı asıl işlevi olarak bu güne kadar sürdürdü” şeklinde konuşan Çiçek sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Daha önceki üç toplu sözleşme döneminde yetkili sendika olarak masaya oturan Memur-Sen, 2014-2015 yıllarını kapsayan toplu sözleşme döneminde 2014 yılı için hükümetin önerdiğinin altında bir rakam olan ve seyyanen ödenen 123 TL zamma imza atmıştır. 2015 yılında ise toplu sözleşme gereği %3+%3 zam yapılmıştır. Bu sözleşme ile son 13 yılda ilk defa kamu emekçileri resmi enflasyonun altında zamma mahkûm edilmişlerdir. 2016-2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşme döneminde 2016 için %6+%5; 2017 için ise %3+%4 zam yapılmıştır. 2018-2019 yıllarını kapsayan toplu sözleşme döneminde ise Memur-Sen, iki yıl için toplam %38,52 altında bir zamma asla imza atmayacağını iddia etmişti. Ancak hayallerin ve gerçeklerin aynı olmadığını bir kez daha gördük. 2018 için %4+%3,5; 2019 için ise %4+%5 oranına çektikleri zamma imza atarak, bu zamları kazanım gibi kamu emekçilerine açıklamakta bir sakınca görmediler. 31 Mart seçimleri ve sonrasında haksız ve hukuksuz bir biçimde iptal edilen İstanbul seçimleri nedeniyle bir seçim ekonomisi dönemi yaşanmaktadır. Seçimlerden yenilgiyle ayrılan iktidar daha seçim biter bitmez başta elektrik olmak üzere, çay, şeker, motorin, benzin birçok temel tüketim maddesine zam yapmıştır. Ancak TÜİK yine mucizevi hesaplarından birisini yapmış bu zamlar Haziran ayı enflasyon verilerine dahil edilmeyerek Haziran ayı enflasyonu %0,03 olarak açıklanmıştır. Yılın ilk altı ayı için resmi enflasyon rakamı da %5,01 olarak duyurulmuştur. Bu rakamların halkın yaşadığı gerçek enflasyonla yakından uzaktan ilgisi bulunmamaktadır. Vergiden cezalara kadar her şey, açıklanan resmi enflasyonun kat be kat üzerinde arttırılmıştır. Kamu emekçilerine de Temmuz ayında verilecek olan %5’lik zamma %1,01’lik enflasyon farkı da eklenerek maaşlar ödenecektir. Ancak bir-iki ay geçmeden kamu emekçileri %20’lik vergi dilimine gireceği için verilen zamlar daha eline geçmeden kaynağında kesilmeye başlayacak. Bu soygun düzenine dur demek zorundayız.”