Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kuraklık nedeniyle göllerdeki su çekildi. Hava sıcaklıklarının normalin üzerinde sürdüğü bölgede güller yeniden çiçek açarken, eskiden balık avlanan ve kenarında piknik yapılan göl alanından araçla ve yaya geçilebiliyor.
Türkiye'de son 44 yılın en kurak kış mevsiminin görüldüğü Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Ocak ayı sonuna gelinmesine rağmen yağış düşmemesi bölge çiftçilerini endişelendirdi Halk arasında 'Zemheri' olarak bilinen kışın en soğuk döneminde bölgedeki güller yeniden çiçek açarken, birçok doğal ve baraj göllerinde önemli miktarda su çekilmeleri görüldü.
SU ÇEKİLDİ, ESKİ KARAYOLU ORTAYA ÇIKTI
Kilis'in su ihtiyacını karşılayan Seve Baraj gölü de yüzde 90 oranında kurudu. 2002 yılında inşası tamamlanan ve Kilis’in su ihtiyacını karşılayan barajda kurulu arıtma tesisiyle saatte 600 su kente pompalanarak halkın içme ve kullanım suyu ihtiyacını karşılıyordu. Baraj gölü 2012 yılında etkili yağışlar nedeniyle taşmış ve yollar su altında kalmıştı. 2014 yılında da kuraklık nedeniyle su düzeyi düşmüş, 2016 yılında yağışların etkisiyle su düzeyi yüzde 80’nin üzerine çıkarak Kilisliler'in yüzünü güldürmüştü. Bu yıl kuraklık nedeniyle barajdaki su düzeyi yüzde 10'un altına düştü. Su çekilince barajın tamamlanması ile beraber su altında kalan eski Kilis-Gaziantep karayolu da ortaya çıktı ve bölgedeki çiftçiler tarafından kullanılmaya başlandı. Eskiden balık avlanan ve kenarında piknik yapılan gölün içinden araçla ve yaya olarak geçilebiliyor.
"KÖSTEBEK GİBİ SU ARIYORUZ"
Gaziantep Ziraat Odası Başkanı Kenan Seçkin, kuraklık nedeniyle bölgeyi çok zor günlerin beklediğini söyledi. Kenan Seçkin, küresel ısınmaya bağlı olarak iklim değişikliği görüldüğünü kuraklık nedeniyle çiftçilerin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Bölgede ağaçlandırmanın arttığını fakat bunun kuraklığın önüne geçmek için çözüm olmadığını aktaran Seçkin şöyle konuştu: "Gerçekten bizi zor günler bekliyor. Zaten bilim adamlarımızın açıkladığı son 50 yıl içerisinde Gaziantep'i de içine alan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çölleşme olması bekleniyor. Bu çölleşmeyi nasıl engelleriz diye Gaziantep'te belediyelerimiz ve vatandaşlarımızın orman ağacı dikme seferberliği var, fakat bu çözüm değil. Çiftçilerimiz çok zor günler bekliyor. 2004 yılından 2017 yılının sonuna kadar arada geçen 13 yılda biz Gaziantep'te 5 tane toplam büyük kuraklık yaşadık. Tek yıllık bitkiler tamamen yok oldu, çok yıllık bitkiler bölgemizin ana geçim kaynağı olan Antepfıstığı ve zeytin ise meyve yönünden rekolte kaybına çok fazla uğradı. Ağaçlar yaşaması için topraktan suya besine ve aldığı besinle de meyve verir. Toprakta su olmayınca kendi besinlerini yapmakta zorlanan ağaçlarda rekolte kaybı çok fazla oldu hatta Antepfıstığında ve zeytinde her yıl giderek düşen bir rekolte kaybımız var. Bunları sebebi son yıllarda yağışların az olmasının etkileridir. Bu yıl kuraklığın yaşanması kaçınılmaz gibi gözüküyor. Vatandaş da artık kuraklıktan yaşaya yaşaya bıkmış bir durumda. Son bir yıl içinde Gaziantep'te tarımsal sulamada yer altı kuyusu açmak için 2 bin 278 kişidir. Bu büyük bir rakam, biz yer altından su bulup ağaçlarımızı sulayabilmek için köstebek gibi yer altını kazıyoruz."
"ANTEP FISTIĞI YOK OLMA TEHDİDİ ALTINDA"
Seçkin, Fırat Nehri'nden uygun enerji maliyetleriyle su pompalanması ve çiftçiye bu konuda destek olunması gerektiğini ifade etti. Fıstık ağaçlarının her yıl yaşanan kuraklıktan daha çok etkilendiğini ve fıstık rekoltesi miktarının düştüğünü ifade eden Seçkin, "Kentimiz gerçekten yatırımcı lokomotif bir il sanayide olduğu gibi tarımda da öyledir. Tarımdaki sulama mutlak suretle enerji maliyetlerini düşürecek tedbirler almak lazım. Şuanda su çok pahalı ve enerji maliyetleri çok yüksek. Kanallarda kayıp kaçak çok fazla. Bu enerji maliyetinin düşürülmesi ve çiftçiye daha uygun şartlarda su verilmesi gerek. Barak bölgesi yüzde 86'sı dikili alan bir bölge Antepfıstığı veya zeytin ve bu ağaçlarından mutlak suretle sulanmaya ihtiyaçları var. Ağaçlar sulanmadığı zaman zeytinde çiçek gözleri Antepfıstığında karagöz dediğimiz meyve gözlerinde dökülmeler olur. Dolayısıyla bunlar da bölgemizde rekolte kayıplarına neden oluyor. 150-200 yıllık ağaçlar kurumaya yüz tutmuş bir durumda. Çünkü her yıl kurak, bu gün Karkamış'ta toplam yağış miktarı metrekareye 20 mililitre, Nizip'te 41 ve Gaziantep'te 61 mililitredir. Gaziantep'in yağışı 450-550 mililitre olması gerekiyor. Karkamış'ta daha 20 mililitre yağış düşmüş ve bu toprağı ıslatmaya dahi yetmiyor. Ağacın ihtiyacı olan kök bölgesine kadar olan suyun gitmesi ve ağaç tarafında anlık kullanılması bu şartlarda çok zor. Direk bu yıl çok büyük bir rekolte düşüşü bekliyoruz diyemeyiz. Fakat bunu uzun yıllara yaydığımız zaman Antepfıstığında kuraklıktan dolayı gelişme geriliği kurumalar başlayacak. Kuraklık bir kaç yıl daha böyle devam ederse Antepfıstığı ağaçlarının kesilip odun olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz" dedi.
"YAĞIŞ OLMAZSA ÜRÜN OLMAYACAK"
Bölgede çiftçilik yapan İbrahim Halil Kılçık son yılların en büyük kuraklığını yaşadıklarını ifade ederek, "15 dönüm arazim var arpa ektim. Bu yıl yağış olmazsa biz bittik. 5- 6 ton ürün bekliyordum yağmur yoksa hiç bir şey yok. Hayvancılık da yapıyoruz ama yağış olmazsa yem fiyatları da artacak ve zarara gireceğiz" diye konuştu. Hasan Öz de arazisine arpa ve buğday ektiğini kaydederek, "Ben de dönüm başı 5-6 ton ürün bekliyordum. Fakat yağış yoksa açız. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Barajımızda kurudu. Burada başka su yok. Devlet destek verirse belki biraz daha düze çıkarız ama yoksa hiçbir şey yok" diye konuştu.