İnsanların çoğu, kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Kendisini sevilmeye lâyık görmediği için, sevilmekten korkuyor.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.” W. Shakespeare
**
Sana emanet edilmiş bizim geleceğimiz Sen oldun bayrağı, vatanı sevdirenimiz Atatürk’ün izinde, koşar yüreğinle Türk milletine layıksın, sen öğretmenim.
**
Hepimizin yaşamın daha ilk başlarında; hayat adına, yaşam adına büyük hayalleri vardır.
Kimimiz büyük bir ev sahibi olmak isteriz.
Kimimizin de hayallerini lüks bir araç süsler.
Kimimiz” çok param olsun dünyayı dolaşayım” der.
Ama öyle ender ruhlu olanlar da vardır ki,tüm bunları önemsemeyip sadece bir okul yaptıralım, çocuklar okusun ister.
Gaziantep te doğup büyümüş,doktor ve öğretmen olarak hizmet vermeye devam eden, bunun yanında eğitim gönüllüsü,fedaisi Prof.Dr. Enver Taner ve muhterem eşleri Nurel Taner Hanımefendi misafirlerimiz..
Sizlerle tanışmak ve sohbet etmek beni oldukça heyecanladırdı.Özellikle de eğitim için yaptıklarınız takdire şayandır.Emsaldir.Sizin gibi değerli büyükleririmizi halkımıza tanıtmak istedik.Öncelikle sizi tanıyabilirmiyiz.
Nurel Taner:1945 Gaziantep doğumluyum.Üniversiteye kadarki eğitim hayatımı burada yaptım.Ankara Üni.Dil Tarih Coğrafya Fak.Ed.Böl. bitirdim.Severek ve isteyerek seçtiğim bir bölümdür.Şimdi ki eğitim sistemimizdeki çarpıklaşmaya bakarsak bireyin arzu ettiği mutlu olabileceği eğitimi alması şanstır.
Enver Taner:Ben de 1941 Gaziantep doğumluyum.Eğitim hayatıma orta okul yıllarımda bir süre ara verip çeşitli işlerde çalıştım.Sonrasında geri dönüp arkadaşlarımdan geri kalmış olarak liseyi bitirdim.İdealim olan İstanbul Üni. Tıp Fak.den cerrah olarak mezun oldum.Ayrıca da ilk mezınlarındanım.1974 ‘ten beride cerrah olarak çalışmaktayım.
Nasıl tanıştınız?
Nurel Taner:Biz lise dönemimizde tanıştık ve aşık olduk.Farklı ünüversitelere ve şehirlere gitsekte irtibatımızı koparmadık.Sonrasın da da zaten memleketimize dönüp evlendik ve Erzuruma gittik.İki evladımızda orada dünyaya geldi.Dönüşümüzde ben gelen talep üzerine Gaziantep Üniv.öğretim görevlisi olarak 25 yıl görev yaptım.
O yılları ve şartlarını düşünecek olursak kız çocuğunun okuması ve hatta başka bir şehre üniversiye eğitimine gitmesi nasıl karşılandı?zorlukları olmuştur muhakkak..
Nurel Taner:Annem o zamanın şartlarında 6 yıl olan ilkokulu bitirmişti.Çok aydın ve ileri görüşlü bir insandı.O yüzden hiçbir eleştiriyi önemsemeden okumamı destekledi.Ankara’ya giderken de taşradan gittiğimiz belli olmasın diye aylarca beni başımda kitapla dolaştırıp yürüme dersleri verdi.Biz o yıllarda okuyabilen bir avuç kızdık ama gittiğimiz şehirlerde ne kendimizi kültürümüzü kaybettik nede şehirde kaybolduk.Çünkü aileden gelen köklü eğitimlerimiz vardı bizlerde.Günümüz öğrencilerini gördükçe içim buğruluyor ne yazık ki…Neler oluyor bize demeden duramıyor insan..
Siz bir eğitimci olarak günümüz eğitimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nurel Taner:”Nerede o eski eğitim”gibi serzenişler klişe olmaya başladı ama ne yazık ki de öyle.Eskinin okuyan insanı kendisini her bakımdan belli ederdi..Kültürü,konuşması,bilgi birikimi,oturması kalkması..Ama ne yazık ki şimdi bakıyorsunuz, evet üniversite bitirmişler ama sadece meslek sahibi olmuşlar.Hepsi bu kadar.Hatta mesleklerini dahi en iyi şekilde yapmak,daha da ileriye götürmek gibi kaygıları da yok.Nasıl hemen iş bulabilirim,bir arabam olur,zengin olabilirim….Yine söyledi diyeceksiniz ama “NEREDE O ESKİ ADAPLAR” dedirtecek bir dönemde yaşıyoruz.Donanımlı insan olabilmek için sadece diploma sahibi olmak yetmiyor.
Enver Bey, siz de alanınızda oldukça başarılı bir hekimsiniz.Ve de çalışmaya devam ediyorsunuz.Sizden “hayır sever doktor “diye bahsediliyor.Hastalarınız sizi çok seviyor.Siz günümüz hekimliğini nasıl değerlendiyorsunuz?
Enver Taner:Benim hayat felsefem hep insan odaklı olmuştur.İnsanlarla ilgilenmek dertlerine derman olabilmek çok mutlu edici.Ben hekimliğimde hastanın cebine hiç bakmadım.Hiç bir zamanda parası var mı yok mu diye sorgulamadım.Eşimde ben de hiçbir zaman maddi perest olmadık.Para her zaman bizim için ikinci planda kaldı.Abartılı bir yaşam da hiçbir zaman arzulamadık.İkimizde insan odaklı olarak yaşam felsemizi sürdürüyoruz.Böyle yaşamaktan da hiç pişmanlığımız olmadı..
Sizlerin kendi adınıza yaptırmış olduğunuz bir okulunuz var.Keşke herkes böyle bir güzelliğe sahip olabilse.Farkınızda yaptırdığınız okulu sürekli takip edip ilgilenmeniz ve de sorunlarını sahiplenmeniz..
Nurel Taner:Eşimle benim en büyük hayalimiz daha ilk gençlik yıllarımızdayken bir okul yaptırmaktı.İkimizin de aileleri de kendi hallerinde zengin falan değillerdi.O yüzdende herşeyimizi kendi çabalarımızla yaptık.Evlendğimizde hiçbir şeyimiz yoktu.Ama ille de bir evimiz,arabamız, çokca paramız olsun demedik.Sadece bir okul yaptırmak hayalimiz oldu.Çok şükür zamanla evimizde oldu arabamızda.Sonra da okul yaptırma hayalimiz gerçekleştirmek istedik.Ama onlarında hakları olduğunu düşündüğümüzden biriktirdiğimiz paranın tasarrufu için çocuklarımızında iznini aldık tabiki..
Onlar nasıl baktılar bu fikre?sonuçta pahalı bir bütçe gerekiyor..
Enver taner:Sevinçle,gurula karşıladılar tabiki..Hatta para yetmezse kendilerinin de destekleyebilecekleriniz söylediler..
Sizin gibi ebeveynlerin çocuklarından da faklı bir yaklaşım beklenemezdi zaten..
Enver Taner:Haklısınız..Çocuklarımızın ikiside Amerika’da yaşıyorlar.Ama gündemi ve siyaseti bizden daha iyi takip ediyorlar.Vatanlarını da çok seviyorlar.Onlar için eğitime destek vermek ve bu alanda bir nebze olsun katkıda bulunabilmek onur verici bir durum.
Sizin diğer hayır sahiplerinden farkınız okulunuzla sürekli ilgilenmeniz ve içinde olmanız.Aslında buda çok örnek bir davranış.
Nurel Taner:Elbette.Zaten bizimde baştan beri yapmak istediğimizde buydu.Okulun yapımının her aşamasında başında bulunmak,sonrasın da takip edip eksiklerini belirlemek ve her zaman yanlarında olduğumuzu hissettirmek.Zaman zaman derslerine girer izlerim.Sorunlarla ilgilenmeye çalışırım.
Enver Taner:Çocuklarda zaten bizi tanıyorlar.Okula girince kapıda bizi coşkuyla karşılıyorlar.Hepsini tek tek kucaklıyoruz.Gözlerinde duydukları o sevgi inanın bana dünyanın hiçbir servetiyle değiştirilemez.
Biz zaman zaman kitap okuma yarışları yaptırıp bisiklet gibi hediyeler veriyoruz.Başarıları ödüllendiriyoruz.Orada eğitim gören bütün çocuklar aynı zamanda bizimde çocuklarımız.Yaşadığımız sürece de desteklerimizi kendilerinden esirgemeyeceğiz.
Sayın hocam; sürekli eğitim kalitemizi eleştiriyoruz ve memnuniyetsizliklerimiz had safhada..siz yılların eğitimcisi olarak nasıl değerlendiriyosunuz bu durumu?
Nurel Taner:Öğretmenlik başlı başına bir meslektir hatta dünyanın en önemli mesleğidir.Çünkü size bir gelecek teslim ediliyor. Ülkenin kaderi teslim ediliyor.İşte bu yüzden boş beyinleri eğiten insanlarında gayet donanımlı ve ciddi bir eğitimden geçmiş olması gerekiyor.Birde bu işi gerçekten çok sevmesi lazım.Çünkü öğretmenlik sıradan bir meslek değildir.Hata affetmez.Çünkü yapılacak hatalar toplumun kaderini belirliyor.
Yalnız hocam şu da varki sanki öğretmenlik çok basit ve kolaymış gibi gösterildi hep.Yanlış anlaşılmasın ama “bir yeri kazanamazsan öğretmenlik yaz bari”denilirdi bizim yıllarımızda.Neden ciddiyeti ülkemizde bir türlü kabul görmüyor?
Nurel Taner:Haklısınız Merve Hanım.Ne yazık ki bilinçsiz devlet politikalarının sonucunda böyle oldu.Geçmişe bizim dönemimize bakarsanız aslı öyle değildi.Öğretmenlik ciddi yapılan saygı duyulan ve önemsenen bir meslekti.Ama zaman içinde orta okul mezunları dahi öğretmen yapılmaya başlandı.Boş gezen insanlara fırsat olarak sunuldu,idealistlere değil.Yakın zamanda ise üniversite bitirip hiçbir işe giremeyenler öğretmen olarak atandı.
Benim arkadaşlarımdan da var.Mesela Ziraat Mühendisi,Su Ürünleri Mühendisi…Bunlar yıllardır sevmeyerek! mecburiyetten öğretmenlik yapıyorlar..
Nurel Taner:İşte sorununda cevabı.Öğretmenlik ilk önce ciddi eğitim ister,formasyon ister,idealistlik ister ve en önemlisi sevmek ister.Boşta kalan birisine” hadi git öğretmenlik yap “diyeceksin.Sonra da başarı bekleyip” neden böyle oldu?” diyeceksin.Souçta da tabiki eğitim dibe vurur ve sınavlarda sıfırlar çekilmeye başlanır.
Bir diğer hususta öğretmenlerin maaşlarının azlığı.Öğretmen,ne yazık ki işini yapmaktan ziyade geçim derdine düşüp ek işler yapmak zorunda bırakılıyor.Çünkü hayat şartları çok ağırlaştı.Böyle olunca da kendi işine gereken zamanı yeterince ayıramaz.
Doktorluk mesleğinin bu günkü durumu nedir hocam?sağlık bakanımız doktorların her eyleminde “yurt dışından ucuz doktor getiririm ,uslu durun”diye ince mesajlar veriyor.
Enver Taner:Ne yazık ki yanlış politikalar her meslekte olduğu gibi sağlık sektöründe de sıkıntılara yol açtı.Bazı meslekler ki hekimlikte bunlardan bir tanesi sürekli kendini yenilemek ve yetiştirmek gerektirir.Devamlılığı vardır.Yeni gelişmeleri izleyebilmek içinde seminerler takip edilmeli,çıkan yayınlar alınmalı…Ama son yıllarda birde görüyoruz ki, maaşlar artık tatmin etmeyeye ve ciddi bir duruşu olan meslek saygınlığını yitirmeye başladı.Doktora şiddetteki artışları biliyorsunuz.Gün geçtikçe de artarak devam ediyor.Çünkü insanlar artık her istediğimi yapabilirim havalarına giriyor ve yapıyorda..
Tıp alanında çalışmalarda eskisi gibi değil ülkemizde ne yazık ki.Yeni tedavilerin ve buluşların hep yurt dışından olması çok rahatsızlık verici benim için.O kadar üniversitem ve bilim adamım var halbuki..
Enver Taner:İşte ne yazık ki buda politikaların bilime bakışını gösteriyor.Kaynak ve imkan meselesi.Yurt dışlarında araştırma yapanlara sınırsız imkanlar sağlanıyor ve çokta değer veriliyor.Biz de imkanlar yetersiz ve gereken önemde verilmiyor.Yoksa alanlarında çokta başarılı,idealist arkadaşlarımız var.
Bundan sonra sı için neler yapmayı planlıyorsunuz?bizler yeterince çalıştık artık dinlenmeliyiz mi? yoksa daha yapacak çok şey var devam mı?diyorsunuz..
Nurel Taner:Ben yıllarca Antep kültürüyle ilgilendim ve bu alanda ciddi çalışmalar yaptım.”Bir demet kuru çiçek”adı altında Antep yaşamını anlatan bir kitabım var.Talep üzerine “GKV nin 50 yıllık belgeseli “kitabını hazırladım.Şimdilerde de Gaziantep’in beddularını derliyorum.Halen masa başındayım.Hergün birkaç saatimi çalışmalarıma ayırırım.Okumayı çok severim ve asla ihmal etmem.Bundan sonra da çalışmaya devam edeceğim ve okulumun yanında, çocuklarımla birlikte olacağım..
Enver Taner:Ben sizinle röportaja gelirken bir ameliyattan çıkıp geldim.İşimi hep severek yaptım ve ömrüm oldukça gücüm yettikçe de yapmaya devam edeceğim..
Sizlerle sohbete doyum olmuyor.Öğrenilecek ve sorulacak o kadar çok şey var ki..sizlerin varlığı toplum için bir kazançtır.Sizlerden öğrenilecek çok şey var..eğitim alanında yatırımlarınızın devamıda olacakmı?
Nurel_Enver Taner:Aslında bizler böyle şeylerden bahsetmekten çokya hoşlanmıyoruz.Siz örnek olmalısınız diye ısrar edince bizler anlattık.Çünkü yaptıklarımızdan bahsetmeyi çok sevmiyoruz.Evet bundan sonrası içinde projelerimiz var ama onlarda isterseniz sürpriz olsun.Sonra sizler aracılığıyla nasıl olsa duyulur.
Bizim son olarak okurlara mesajımız;dili,dini,ırkı milliyeti gözetmeksizin insanları sevsinler ve değer versinler.Bunu içinde en etkli yol eğitimden geçer.Eğitibilen her insan kendini bulmuş ve topluma kazanılmış insandır.Maddi gücü olanlar eğitime destek olsunlar.Bu bizce en kutsal ibadettir.
Saygılarımızla..