Ak Parti Gaziantep İl Başkanlığı yaklaşan yerel seçimler öncesinde bir otelde düzenlediği bilgilendirme toplantısına Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal katıldı. Ünal basın toplantısında, “15 Temmuz'u yurt dışında 2 yıldan bu yana FETÖ ağzıyla anlatan, 'kontrollü darbe' diyen, 'tiyatro' diyen, milletin varoluş, yok oluş mücadelesi verdiği o geceyi uluslararası alanda, FETÖ'cülerin ağzıyla anlatan bir siyasi anlayış, Millet İttifakı ismini hak etmiyor” şeklinde konuştu.
“BİZ NEDEN CHP’YE KIZIYORUZ”
Düzenlenen basın toplantısına Ak Parti Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Fatma Şahin’de katıldı. Toplantıda konuşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “Biz sorunları büyütemeyiz, bizim çözümleri büyütmemiz gerekir. Biz neden CHP'ye kızıyoruz? Neden CHP ve İYİ Parti'ye 'siz Millet İttifakı adını hak etmiyorsunuz' diyoruz? Çünkü mesele memleket meselesi olduğunda milletin yanında durmuyorlar. 15 Temmuz'u yurt dışında 2 yıldan bu yana FETÖ ağzıyla anlatan, 'kontrollü darbe' diyen, 'tiyatro' diyen, milletin varoluş, yok oluş mücadelesi verdiği o geceyi uluslararası alanda, FETÖ'cülerin ağzıyla anlatan bir siyasi anlayış, Millet İttifakı ismini hak etmiyor. En ufak bir sorun olduğunda o sorunu büyüten, o sorundan beslenen, o sorunu istismar eden, Türkiye'nin çözüm kapasitesine inanmayan, Türkiye'nin gelişim yeteneğine inanmayan, şehirlerimizin rekabet anlayışına inanmayan CHP belediyelerinde hala 1994'ten bugüne değişen bir şey yok. Zaten, CHP ile ilgili çok konuşmaya da gerek yok. Kendi iç krizlerini yönetemeyenlerin, Türkiye'yi yönetmesini bekleyemeyiz” şeklinde konuştu.
“GAZİANTEP İLİNİN BENİM YANIMDA ÖNEMLİ BİR YERİ VAR”
“Gaziantep ilk öğretmenlik yaptığım yerlerden bir tanesi. O yüzden Gaziantep’in komşu olmanın ötesinde öğretmenlik yapığım bir il olarak da benim için ayrı bir yeri var. 1995’in Gaziantep’ini hatırlıyorum. Yeni bir belediyecilik anlayışıyla beraber 1994 yılından Recep Tayyip Erdoğan Türkiye siyasetinin önemli bir aktörü olarak 25 yıldan beri Türkiye’de çözüm üretkenliği en yüksek lider ve siyasi partinin başkanı olarak yolculuğunu sürdürüyor” şeklinde konuşan Mahir Ünal sözlerini şu şekilde sürdürdü;“Gaziantep hem rekabet avantajı çok yüksek bir il hem de çözüm kapasitesi çok yüksek bir il. Gaziantep ile Kayseri’yi iller arasında hep ayrı tutarım. Çünkü Gaziantep, sorunlarını çözebilen, kendisine yetebilen ve kendisini geliştirme, çözüm kapasitesi, dolayısıyla rekabet avantajı son derece yüksek olan bir il. Bunu ihracatını 7 milyar dolara çıkarmasıyla da ortaya koyuyor. Sadece şehir ekonomisiyle değil aynı zamanda kültür ve sanata katkısıyla, Unesco Yaratıcı Şehirler Ağı içerisinde Gastronomi şehri olmasıyla Gaziantep adından söz ettiriyor. Başkan Fatma Şahin, Yaratıcı Şehirler Ağı arasında Gaziantep’i adeta tescilledi. Biz seçim manifestosunu hazırlarken 11.maddesine ‘Değer Üreten Şehirlerdi. Bugün değer üreten bir şehir olarak Gaziantep örnek şehirlerimizden birisi. Çünkü değer üretmek dediğimiz şey sadece ekonomik değer değil. Ekonomik değer bir şekilde şehir ekonomisinin bir gereği olarak üretilir. Bugün şehirlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey; iyilik, merhamet, paylaşma, yardımlaşma, dayanışma. Bütün bu değerlerin de sanat eliyle topluma yayılması çok önemli. Çünkü artan nüfus, şehirleşme, site hayatı kaçınılmaz olarak bizim insani değerlerimizi ciddi anlamda zaafa uğrattı. Bu Yaratıcı Şehirler Ağı çerçevesinde biz, Kilis için Yaratıcı Şehirler Ağında yeni bir kriter oluşturulmasını istemiştik. İyilik şehri diye bir kategori oluşturduk. İyilik, merhamet ve diğer insani değerleri yaşatan şehirlerden en önemlilerinden biri de Gaziantep’tir. Dolayısıyla bütün bunları AK Parti’nin sorun çözme kapasitesi ile bir araya getirdiğimizde ortaya bir şey çıkıyor. Eskiden hükümetler sürekli değişir ama sorunlar değişmezdi. Ama AK Parti ile beraber bir şey değişti, bunun pek farkında değiliz. Değişen; sorunlar çözüyor. Bana 2002’den, 2006’dan, 2012’den bu güne kalmış bir sorun söyleyebilir misiniz? Türkiye’nin kronik bir sorunu var ve bu sorun çözülmedi diyebileceğimiz hiçbir sorun kalmamıştır. Sağlıkta, eğitimde, ulaşımda sorunlar çözüldü. Gelişen toplumların sorunu vardır ve bir toplumun gelişmişliğini anlamak için o toplumun sorun çözme kapasitesine bakmamız lazım. Önümüzde Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok, yeter ki biz psikolojimizi, özgüvenimizi, ülkemize duyduğumuz güveni ve inancı muhafaza edelim.”
“TÜRKİYE’NİN TEMEL SORUNLARIYLA İLGİLİ ÇÖZÜMLERİ GÖRDÜĞÜNÜZDE ÖNÜMÜZDE ÇÖZÜLMEYECEK HİÇBİR SORUN YOK”
“Şehirlerimizde ve genel olarak ülke ekonomisiyle Türkiye’nin temel sorunlarıyla ilgili çözümleri gördüğünüzde önümüzde çözülmeyecek hiçbir sorun yok” şeklinde konuşan Ünal daha sonra sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Bizim şöyle bir refleksimiz var; bir sorunla karşılaştığımızda biz o sorunu çözmek için harekete geçiyoruz, sorunu büyütmek için değil. 13 Ağustos’ta Türkiye’ye dönük İngiltere merkezli kur atağı ve operasyon geldi. Bu kur saldırısındaki amaç, doları 10 liraya kadar çıkarıp, yüksek ısınmayla Türkiye’nin adeta ekonomisinin çatısını çökertmek. Bazı tahvillerde zararına satış yaparak çıkıyor, zararına satışlar bazı ülkeler tarafından finanse ediliyor ve nihayetinde bazı ülkelere ekonomi üzerinden bazı ülkelere de doğrudan müdahale ediliyor. Dünya’da birçok ülkede kullandıkları yöntemle sonuç aldılar. Bu yöntemlerin hepsini Türkiye’de kullandılar ama çözüm alamadılar. 13 Ağustos gecesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ne kadar doğru bir karar olduğunu8 gördük. Çünkü hızlı ve esnek karar verilmesi, müdahaledeki hız, ekonominin tek çatı altında toplanması doları 7.40’ta durdurdu, 5.20’lere kadar çektik. Seçimlerden sonra dolar 5 TL’nin de altına düşecek. Biz sorunları büyütemeyiz, bizim çözümleri büyütmemiz gerekir. Biz neden CHP'ye kızıyoruz? Neden CHP ve İYİ Parti'ye 'siz Millet İttifakı adını hak etmiyorsunuz' diyoruz? Çünkü mesele memleket meselesi olduğunda milletin yanında durmuyorlar. 15 Temmuz'u yurt dışında 2 yıldan bu yana FETÖ ağzıyla anlatan, 'kontrollü darbe' diyen, 'tiyatro' diyen, milletin varoluş, yok oluş mücadelesi verdiği o geceyi uluslararası alanda, FETÖ'cülerin ağzıyla anlatan bir siyasi anlayış, Millet İttifakı ismini hak etmiyor. En ufak bir sorun olduğunda o sorunu büyüten, o sorundan beslenen, o sorunu istismar eden, Türkiye'nin çözüm kapasitesine inanmayan, Türkiye'nin gelişim yeteneğine inanmayan, şehirlerimizin rekabet anlayışına inanmayan CHP belediyelerinde hala 1994'ten bugüne değişen bir şey yok. Zaten, CHP ile ilgili çok konuşmaya da gerek yok. Kendi iç krizlerini yönetemeyenlerin, Türkiye'yi yönetmesini bekleyemeyiz.”
“HDP SİYASETİNİN KANDİL'İN, PKK'NIN VE TERÖR ÖRGÜTÜNÜN VESAYETİ ALTINDA OLDUĞUNU 11 YAŞINDAKİ ÇOCUK DA BİLİYOR”
“HDP'nin siyaset yaptığını söyleyemeyiz. Çünkü siyaset irade işidir. Vesayetin olduğu yerde siyaset yoktur. HDP siyasetinin Kandil'in, PKK'nın ve terör örgütünün vesayeti altında olduğunu 11 yaşındaki çocuk da biliyor” şeklinde konuşan Ünal daha sonra şu ifadelere yer verdi;“Burada baktığınızda, mesele siyasi bir mesele olmaktan Türkiye için çıkmış, bir memleket meselesine dönüşmüştür. O yüzden Cumhur ittifakı beka meselesinin altını önemle çiziyor" 17 yıldan beri sorunları çözdüğümüz gibi sorunları çözerek yolumuza devam edeceğiz. Türkiye'nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok. Geriye dönüp hangi sorunları çözdüğümüzü gördüğümüzde önümüzdeki sorunlar sorun bile değil. Neden? Çünkü hükümet sistemi değişmiş, hantal yapı değişmiş, millet iradesi egemen kılınmış, siyasetin üzerindeki vesayet kaldırılmış, devlete sızmış yapılar temizlenmiş. Türkiye'nin önünde bundan sonra çözülmeyecek hiçbir sorun yok. Türkiye'nin gerçek anlamda bir muhalefet sorunu var. Demokrasimizin güçlü olması için sağlıklı bir muhalefetin olması gerekiyor. Sorunlardan beslenmeyen, çözüm önerisi getirebilen, alternatif olabilen bir muhalefet olması gerekiyor. Ama bugünkü muhalefete baktığımızda maalesef buna muhalefet demek bile doğru değil. Türkiye'yi 2023, 2053'e taşımaya devam edeceğiz, bu konuda inançlı, kararlı, tecrübeli ve deneyimliyiz. Bu deneyim emin olun Türkiye'yi uçuracak. 31 Mart'tan sonra zaten bu muhalefet artık 9'uncu yenilgisini almış olarak kendi içerisindeki krizleri pek çözemeyeceği için öyle gözüküyor ki yeniden muhalefet alanında bir siyasi değişim gözüküyor. Çünkü muhalefetin demokrasilerde mutlaka kendisine gelmesi ve alternatife dönüşmesi gerekiyor.