Ak Parti Şehitkamil eski İlçe Başkanı Avukat Hüseyin Çolak, Nisan ayında yapılması planlanan referandum öncesi sürece ilişkin açıklamalarda bulundu.
Çolak, “Türkiye'nin ihtiyacı başkanlık sisteminden önce yeni anayasadır. Cumhurbaşkanımız bunu dile getirdiğinde cumhurbaşkanlığının gündemi bu zannediliyor. Bu doğru değil. Cumhurbaşkanının yeni anayasayı kendi adına değil millet adına gündeme getiriyor” diye konuştu.
“EVRENSEL DEĞERLER VE İLKELER VARDIR”
Avukat Hüseyin Çolak açıklamasında, “Yeni anayasa gündeme taşındığı için hükümet biçimi konusunda da yaklaşım ortaya koyuyor. Türkiye için en etkili hükümet biçiminin başkanlık sistemi olacağını söylüyor. Bunu tarif ederken de Türk tipi ya da Türkiye biçimi diyor. Türkiye modeli ifadesi esas itibariyle küreselden düşünüp, yerel davranmayı içeriyor. Dünyanın hiçbir ülkesinin anayasal sistemi kendi tarihini, kültürünü, yerel özelliklerini dışlamaz. Evrensel değerler ve ilkeler var. Türkiye biçimi dediğimiz model de, evrensel ilkelerden, pratiklerden, kurallardan esinlenip, evrensel standartların altına düşmeden kendi tarihimizle, kültürümüzle, yerelliğimizle sentez yaptığımız bir modeldir. Kendi yerelliğimizi göz ardı edersek Cumhuriyet'in kuruluşunda düştüğümüz hataya tekrar düşeriz. Cumhuriyetin kuruluşunu Batı tipi bir medeniyet hedefiyle gerçekleştirdik. Batı tipi devlet o günün anlayışıyla ulus devletin üzerine oturuyordu. 1921'den sonraki anayasalar sadece etnik anlamda değil, inanç ve kültür değerleri anlamında da her kesime hitap eden anayasalardan değildir” diye konuştu.
“İSTEMEDİKLERİ BAŞKANLIK DEĞİL MİLLİ İRADE”
Ak Parti Şehitkamil eski İlçe Başkanı Hüseyin Çolak, “Başkanlık sisteminin en önemli özelliklerinden biri başkanın kanun teklifi verme hakkı olmaması. Obama 7 yıl boyunca bireysel silahsızlanmanın daraltılması için müthiş çabalar harcadı ama kabul etmediler. Bu da katı kuvvetler ayrılığı sisteminin getirdiği bir şeydi. Yani başkanlık sisteminde başkanın parlamento çoğunluğunu şimdiki başbakanın kontrol ettiği gibi kontrol etme ihtimali son derece düşüktür. Başkanlık sisteminde halk, hem yürütmeyi hem de meclisi belirler. Hükümet ve koalisyon derdi olmaz. Kriz çıktığında da halka gidilirse milli egemenlik her aşamada devreye sokulmuş olur. Başkanlık sisteminde Bakanlar Meclis'ten değil, dışarıdan seçilir. Dolayısıyla en iyisini seçme imkânına sahip olursunuz. Şu anki sistemde siyasi partiler sadece seçim çalışması yapmaya odaklılar. Oysa gerçek anlamda toplumun ihtiyaçlarını siyasete dönüştürmenin aracına dönüşmeliler. Başkanlık sistemi bu imkânı getirecek. Mevcut düzende bütçe kontrolü meclise hükümetin kontrolünde geliyor. Uygulamayı da hükümet yapıyor. Başkanlık sisteminde ise bütçeyi gerçekten meclis yapıyor. Çatır çatır da hesabını soruyor” şeklinde konuştu.
“CUMHURBAŞKANIMIZ NEDEN İSTİYOR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın neden bu sistemi istediğine ilişkin de açıklamalarda bulunan Çolak, “Cumhurbaşkanımıza olan bu önyargılı yaklaşım çok büyük haksızlıktır. Bu yaklaşımı gerçekleştirenler ya siyaseti bilmiyor ya da bildikleri halde çarpıtıyorlar. Mevcut sistemde cumhurbaşkanlığı pozisyonu vesayet makamı olarak düzenlenmiş. Meclis yamuk yaparsa parmak sallayıp, canlarına okusun diye. Fakat vesayetçi akıl bir gün cumhurbaşkanını halkın seçeceğini hesap etmemiş. Erdoğan'ın çok geniş yetkileri var. Hepsini kullanmıyor. Ayrıca meclis kanunla cumhurbaşkanına görevler verebilir. Cumhurbaşkanı AK Parti üzerinde son derece etkilidir. İstediği kanunu da çıkartır. Mevcut sistemi devam ettirirsek Erdoğan'dan sonra gelen tüm yetkileri kullanır. Sistem otoriter bir yapıya çok elverişlidir. Erdoğan bu sistem sorununu çözmek ve demokratik bir sistem kurulması için Başkanlık istiyor” diye konuştu.