Toplantıda konuşan İNOSAM Başkanı Gürkan Avcı, Türkiye’nin mevcut siyaset anlayışını eleştirerek, bu anlayışın çağ dışı kaldığını ve toplumun sorunlarına çözüm üretemediğini belirtti. Avcı, “Türkiye’de siyaset, kimlik, inanç ve rant eksenli bir kısır döngü içerisinde ilerliyor. Bu durum toplumda bölünmelere, güvensizliklere ve çürümeye neden oluyor. Mevcut sistem, AKP ve CHP arasında sıkışmış bir durumda ve halk nefes alamaz hale gelmiştir” dedi.
Yeni Bir Siyasi Devrim Çağrısı
Gürkan Avcı, mevcut siyaset anlayışının reformlarla iyileştirilemeyeceğini, köklü bir değişimin şart olduğunu ifade etti. "Türkiye'nin, yapay zeka, kuantum teknolojileri, biyoteknoloji gibi alanlarda dünyadaki gelişmeleri yakalaması için yeni bir siyasi anlayışa ihtiyacı var. Bu çağda siyasetçiler, sadece çıkar çatışmaları ve hamasetle günlerini geçiriyor. Bu zihniyet, toplumu çözülmeye ve kaynak göçüne sürüklüyor" diye konuştu.
Toplum ve Siyaset Arasındaki Güvensizlik Artıyor
Toplantıda öne çıkan diğer bir vurgu ise siyasetin toplum üzerindeki olumsuz etkileri oldu. Avcı, mevcut siyasi sistemin gençler üzerinde baskıcı bir kontrol mekanizması kurduğunu, toplumda şiddet, etik yozlaşma ve saldırganlık gibi sorunların hızla arttığını belirtti. "Bu anlayış, toplumu adım adım cinnet noktasına sürüklüyor. Bu durumu yalnızca ekonomik sorunlarla açıklamak mümkün değil; siyasilerin tutum ve davranışları bu tabloyu ağırlaştırıyor" dedi.
"Muasır Medeniyet Hedefine Ulaşmak İçin Yeni Yüzlere İhtiyaç Var"
Türkiye’nin tarihi fırsatlarını değerlendirebilmesi için siyasette ahlaki bir dönüşüm gerektiğini ifade eden Avcı, yeni siyasi yüzlerin ve özgün bir vizyonun önemine dikkat çekti. "Türkiye'nin geleceği, liyakat temelli politikacıların ve toplumu birleştirici söylemlerin hakim olduğu yeni bir siyasetle şekillenmelidir. Mevcut siyaset ve partilerle bu hedeflere ulaşmak mümkün değil" diyerek sözlerini noktaladı.
Sonuç
İNOSAM ve DESAM iş birliğiyle düzenlenen toplantı, Türkiye’nin mevcut siyasi durumunun sürdürülemez olduğu ve yeni bir siyaset anlayışına duyulan ihtiyaç üzerine güçlü bir mesaj verdi. Katılımcılar, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal geleceği için “Muasır Medeniyet” hedefi doğrultusunda köklü bir dönüşüm gerektiği konusunda hemfikirdi.