Sağlık Emekçileri Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Dr. Ömer Kılınç, "Hekimler ya istifa ediyor, tekrar TUS çalışıp nöbeti az olan bölümlere geçmeye çalışıyor ya da hayatını yurtdışında kurmanın peşine düşüyor” dedi.
Kılınç, “Sağlıkta dönüşümle birlikte kışkırtılan sağlık talebine cevap olmaya çalışırken bir taraftan da yetersiz sayıda bulunan idari personellerin işlerini de sırtlanan, 36 saate varan nöbetlerle kimi kliniklerde ayda 15’e varan nöbet tutan, iki güne bir evlerine sadece uyumaya gidebilen gencecik hekimlerin hevesleri de hayatları da kırılıyor, karartılıyor. Uzmanlık eğitiminde yeterli eğitim alamadan köle gibi çalıştırılan asistan hekimler bu düzene itiraz ettiklerinde ise mobbinge uğrama kaygısı taşıyor” dedi.Öncelikli görevlerinin uzmanlık eğitimi olması gereken asistan hekimlerin angaryayla tüketildiğini vurgulayan Kılınç, “Genç hekimleri bu sıkışmışlıkla baş başa bırakan idarecilerin ısrarla bu sorunu görmezden gelmesi demek ülkenin, toplumun, sağlık sisteminin iyiliğini istememek demek. Eğitim adı altında angarya çalıştırılmaya son verilmeli. Asistan hekimlerin biricik ve vazgeçilmez görevi uzmanlık eğitimi, nitelikli uzmanlık eğitimi verilmeli” şeklinde konuştu.“Asistan hekimler artık bu duruma yeter diyor” diyen Kılınç, “Beyaz yürüyüşe, 15 Aralık, 8 Şubat, 14-15 Mart iş bırakmalarına çok güçlü asistan hekim katılımı oldu, üstelik bu katılım görevleri olan eğitimi vermekten imtina eden kimi hocalarının greve katıldıkları koşulda cezalandırma tehdidine rağmen gerçekleşti. Çünkü asistan hekimler haykırıyor; böyle gidemez, bıçak kemikte. Asistan Hekimler; insanca mesai saatleri, nöbet ertesi izin hakkı, nitelikli uzmanlık eğitimi, hastanelerde can güvenliğinin sağlanması, mobbing, baskı ve atamalarda güvenlik soruşturmaları gibi isimler adı altında baskıya son verilmesi, ve performans sisteminin kaldırılarak yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyor” dedi.