Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in “İşimiz gücümüz Gaziantep” dediği gibi bizim de "İşimiz gücümüz siyaset" oldu bu günlerde. Siyaseti ne kadar sevmeseniz de, şayet adınızın önünde ‘Gazeteci’ yazıyorsa pat diye siyasetin orta yerinde buluveriyorsunuz kendinizi. Kaçamıyorsunuz yani. Ben de kaçamadım ve geçtiğimiz günlerde ‘AK Parti Şehitkamil Belediye Başkanı Aday Adayları Tanıtım Toplantısı’na katıldım. Toplantı, o herkesin hayran kaldığı ve Şehitkamil Belediyesi tarafından yeni yapılan Şehitkamil Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Herkesi kendisine hayran bırakan bu merkezi merak etmiyordum desem yalan olur. Ondan dolayı bir gözüm aday adaylarındaydı ama bir gözümle de binayı inceliyordum haliyle. Şehitkamil için 13 aday adayı katılmıştı o gün Sanat Merkezi’ndeki tanıtım programına. Ancak aslında 14 aday adayı vardı resmiyette. Şahinbey ilçesi daha büyük ve Şehitkamil'e göre bütçesi daha geniş. Bundan dolayı hizmet olanağı daha fazla ve rahat. Fakat ilçeden ona rağmen 4 adayı adayı çıkarken, Şehitkamil ilçesinin bu kadar rağbet görmesi kafamı karıştırmadı değil? "Mevcut Başkan Rıdvan Fadıloğlu’nun varlığı birilerini rahatsız mı ediyor?” sorusu geliyor akıllara ister istemez. Kafamda böyle soru işaretleri de olunca aday adaylarını daha bir merak ediyordum doğal olarak. "Ne tür projelerle, olağanüstü fikirlerle çıkacaklar kürsüye" diye düşünüyordum. Zira başka türlü anlamı olmazdı Belediye Başkanlığına talip olmanın. Ben böyle düşünürken iki dirhem bir çekirdek giyinmiş, grand tuvalet aday adayları salondaki yerlerini aldılar. Kiminin elinde konuşma yapacağı notlar, kiminin de eli ayağına dolaşıyor. Kiminin ise tükürüğü boğazına kaçıyordu. Bayağı renkliydi ortam. Hatta ne söyleyeceğini unutanlar bile oldu. AK Parti Şehitkamil İlçe Başkanı Mehmet Yılmaz da olayı bir fıkra ile insanları güldürerek kapattı. İyi de etti aslında. Ortamın havası değişti. Neyse ‘İnsanlık hâlidir’ deyip geçtim başından beri şahit olduklarıma ama aday adaylarının elle tutulur projelerinin olmaması ‘İnsanlık hâlidir’ deyip geçebileceğim bir durum değildi. Hemen hemen kürsüye çıkan her aday adayı "Projelerimi anlatmaya kalksam beş dakika yetmez" dedi. Bana göre kaçamak bir ifade bu. Zaman yettiği kadar anlatsaydınız da pekala yeterdi. Örneğin, "Şehri teleferikle donatacağım ve artık Gaziantep'e hava ulaşımını getireceğim. Böylelikle hem trafiği rahatlatmış olacağım hem de turistlere kenti kuş bakışı izleme fırsatı sunacağım" diye bir cümle kurmuş olsanız kaç saniyenizi alır? Sanırım 3-5 saniye falan. O yüzden beş dakikada projeleri anlatamamak demek gerçekten zaman yokluğu değil proje yokluğu demektir. AK Parti Gaziantep İl Başkanı Eyup Özkeçeci giriş konuşmasını yaparken “Siyaset yapmayın. Kısaca kendinizi tanıtın ve varsa projelerinizden bahsedin” demişti oysaki. Ancak projelerden bahseden pek olmadı. Edenlerin de ne söylemek istediğini anlayan varsa takdir ederim gerçekten. Bu günlerde siyasetle ilgilenmeyenlerin dahi Gaziantep'i kurtaracak mega projelerini (!), çılgın projelerini (!) anlatmaları, belediye başkanlığına aday adayı olanların projesiz kürsüye çıkması kadar güldürmemişti beni. Siz çok yaşayın emi? Çıkıp da kürsüye bir şiir tutturasım geldi o an. Şairliğimden, romantizmimden falan değil asla. Acınası halimizden kaynaklanan bir duygusallık olmalıydı ki Mevlana’yı hatırladım ister istemez. Ne diyordu Hazret bir şiirinde; “Dünle beraber gitti cancağzım. Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Ama yoktu işte. Yeni hiçbir şey yoktu kürsüde. Ayrıca kürsüde hiddetle bağıran pardon konuşan bir aday adayının yarattığı gerilimli dakikalara da şahit oldu o salon. Sanırım bir dönem Gaziantep’te bir ilçenin belediye başkanlığı görevinde de bulunmuş. O kadar hiddetli konuşuyordu ki, bina yeni yapılmasına rağmen başımıza çökecek zannettim bir an. Çok şükür ki Rıdvan Başkan çelikten yaptırmış binayı. Ertesi gün hayran kaldığım Sanat Merkezi için röportaja gittiğimde öğrendim çelikten yapıldığını. Ve o kadar çok sevindim ki. "Bağırmalara karşı çatlama, dökülme, başımıza kepme tehlikesi olmaz en azından" diye düşündüm. Hamdolsun. Sonra oturdum ve düşündüm. Elimi vicdanıma koydum düşündüm. Başımı ellerimin arasına aldım düşündüm. Şapkamı önüme koydum düşündüm. Ve dedim ki kendi kendime: "Bırak Şehitkamil ilçe genelini düşünmeyi. Şu binadan başla sadece. Betonarme yapının üzerine çelik bina yaptırarak Türkiye’de tek ve Türkiye’ye örnek bu binayı yani Şehitkamil Sanat Merkezi'ni Gaziantep’e kazandıran bir başkan var karşında. Sanat binasının ayak altında olması gerektiğini düşünerek binayı düz ayak yaptıran, sergilenecek eserlerin daha rahat sergilenmesi ve diğer aktiviteler için de alanı daha verimli kullanabilmek adına halatlı sistem düşüncesini uygulamaya geçiren ve bunun için özel yazılım yaptıran bir başkan var karşında." Bu düşüncelerle secimi bekliyorum...Ve elim yine vicdanımda...
GÜÇLÜ BAŞKANDAN ÇELİK PROJE
2018-11-20 12:53 - Röportajlar