Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Fethiye Ersoy, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, “Dünya Kadınlar Günü’nde herkesi, kadınlarımızın bugün ve gelecekte yaşanabilecek sorunlarına dikkat çekmeye ve kazanılmış haklara sahip çıkmaya çağırıyoruz” diye konuştu. Düzenlenen toplantıya Gaziantep Barosu Başkanı Bektaş Şarklı’da katıldı.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETTE ARTIŞ VAR”
“Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak Bilindiği üzere 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Birleşmiş Milletler tarafından 16 Aralık 1977 tarihinde tanımış uluslararası bir gündür. Kadına yönelik şiddetin artış gösterdiği ülkemizde, şiddet kimden ve nereden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın, şiddet uygulayanın ve şiddet uygulananın kim olduğuna bakılmaksızın ortak bir bilinçle şiddete karşı bir tavır sergilenmelidir” şeklinde konuşan Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Fethiye Ersoy sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Kadına yönelik şiddetle mücadele için ulusal eylem planı yapılmasına rağmen ülkemizde kadına yönelik şiddetin arttığı görülmektedir. Kadınlarımız, kız çocuklarımız eğitim, yaş, sosyoekonomik durum ayırt etmeksizin şiddet görmekte, tacize ve tecavüze uğramakta, sakat kalmakta ve yaşam hakkı elinden alınıp öldürülmektedir. Yasalarda yapılan değişikliklerin, kadına yönelik şiddeti azaltmaya yetmediği hatta yaşama hakkını ihlal eden öldürme fiilinin arttığı görülmektedir. Bu artışın en önemli nedeni, ülkemizde mevzuatla uygulama arasındaki yetersizliktir. Müdahalede sonuca varılmak isteniyor ise devletin bu soruna odaklanması gerekmektedir.”
“KADINA ŞİDDET KARŞISINDA ORTAK BİLİNÇ OLUŞTURULMALI”
“Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin çok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında; toplumsal düzeyde ortak bir bilinç oluşturulmalı ve kadına yönelik şiddetle mücadelede yer alan her paydaşın samimiyetle hareket etmesi sağlanmalıdır” diye konuşan Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Fethiye Ersoy sözlerine daha sonra şu şekilde devam etti;
“6284 sayılı kadına yönelik şiddetin önlenmesini içeren yasamız ve İstanbul Sözleşmesi’nde açıkça yasaklanmasına rağmen, aile hukuku alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasına gidilmesinin düşünülmesi hukuki dayanaktan yoksundur. Böyle bir kabul İstanbul Sözleşmesi’ne ters düşecek, ihlaline yol açacak ve kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili mücadelemize engel olacaktır. Ülkemizin her yerinde, kadın haklarının ihlaline yol açan davranışların, kadınlarımızın Cumhuriyet ile elde ettiği haklara aykırı yasal değişikliklerin karşısında olmaya ve kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasına yönelik politikaların ortaya konulması için mücadele etmeye kararlılık ve azimle devam edeceğiz.”>>>ZAHİDE ÖNER