TMMOB Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu, “Yapı Denetimin özel şirketler tarafından yapılması sorunlara yol açmış; Gaziantep ve birçok ilde yapı denetim şirketleri yalnızca evrak üzerinde denetleme sorumluluğunu üstlenir pozisyonuna indirgenmiştir” ifadelerine yer verildi.
BİNA TEMELİNDE ÇEKİLEN GÖRÜNTÜLER GÜNDEME TAŞINMIŞTI
Şahinbey İlçesi’nde bulunan bir binanın temelinde çekilen görüntüler, kentte tartışma konusu olmuştu. Söz konusu yapının durumu kentte faaliyet gösteren Yapı Denetim işlemlerinin ne kadar sağlıklı yürütüldüğü konusunda tepkilere neden oldu. TMMOB Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklama ile yapı denetim işlemlerine ilişkin konu gündeme geldi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“İnşaat halinde olan ve temeli sağlam bir zemine oturmadığından risk oluşturan yapının durumu geçtiğimiz hafta gündeme geldi. 17 Ağustos depreminin 21. Yıldönümünde tartışılan bu konu yapı denetim mekanizmasını, belediyelerin inşaat sürecindeki rolünü ve şantiye şefliğini bir kez daha gündeme taşıdığından, Mimarlar Odası olarak açıklama yapma gereği duyduk. Yapı denetim şirketleri, 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında, inşaat sürecinin etkin bir şekilde denetlenmesi ve risk faktörlerinin azaltılması amacıyla hayatımıza girmiştir. Mimarlar Odası’nın bu sürecin en başından beri savunduğu üzere, denetimin özel şirketler tarafından yapılması sorunlara yol açmış; Gaziantep ve birçok ilde yapı denetim şirketleri yalnızca evrak üzerinde denetleme sorumluluğunu üstlenir pozisyonuna indirgenmiştir.”
“Daha etkin bir denetleme yapılabilmesi amacıyla 2019 yılında yapılan, 2020 yılında yürürlüğe giren düzenlemeyle, yapı denetim mekanizmasına havuz sistemi getirilmiş, böylelikle de yapı denetim şirketlerinin bağımsız bir şekilde görevlerini yapabilmeleri ve birbiriyle maddi rekabetinin önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Ancak yapı denetim şirketlerinin etkin denetleme yapabileceği şartlar henüz olgunlaşamamıştır. Bu şartların en uygun hale getirilmesi için, Yönetmeliğin pratiğe dönüştüğü noktada çıkan aksaklıklarının yeni düzenlemelerle daha da sorunsuz hale getirilmesi ilgili kamu kurumlarının birinci görevi olmalıdır” şeklinde yapılan açıklamaya şu şekilde devam edildi;
“Öte yandan inşaat denetlemesi konusunda yetki, sorumluluk ve görev dağılımları konusunda bir karmaşa yaşanmaktadır. Şantiye şefinin, yapı denetim şirketinin ve sorumlu kamu idaresinin görev ve sorumluluklarının hangi aşamada başlayıp bittiği konusu yeterince açık değildir veya taraflarca anlaşılamamıştır. Nitekim geçtiğimiz hafta gündeme gelen yapıda da belediyenin sorumluluğunun inşaatı mühürlemekten ibaret olup olmadığının tartışılması, bu belirsizliğin bir göstergesidir. Mimarlar Odası olarak sürecin başından beri, meslek örgütlerinin inşaat süreci denetiminde etkin rol alması gerektiği yönündeki düşüncemizi bir kez daha belirtiriz.”
EVRAK ÜZERİNDE ŞANTİYE ŞEFLİĞİ YAPILIYOR
“Mevcut şartlar altında inşai denetim süreçlerinin parçası olan yapı denetim şirketleri, şantiye şefleri, sorumlu kamu idarelerine üstlendikleri görevin çok önemli bir kamusal görev olduğunu, gözden kaçabilecek tek bir hatanın insan hayatına mal olabileceğini, yetki ve sorumluluk karmaşası gibi bir lüksümüz olmadığını, herkesin elinden gelenin fazlasını yapması gerektiğini hatırlatmak isteriz” denilen açıklama şu şekilde sona erdi;“Denetleme sürecinin üç unsurundan birisi olan, mimar ve mühendisler tarafından üstlenilen şantiye şefliğinde de durum oldukça düşündürücüdür. Mimar ve mühendisler arasındaki yaygın işsizliğin de etkisiyle, pek çok meslektaşımız sembolik ücretler karşılığında sadece evrak üzerinde şantiye şefliğini üstlenmektedir. Yapım hataları, iş kazası gibi nedenlerle şantiye şefliğini üstlenen meslektaşlarımız hapis cezası da dahil olmak üzere çok ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Denetleme sürecinin belirsizliklerinin giderilmesinin yanı sıra, şantiye şefliğinin kağıt üzerinde üstlenilen bir görev olmaktan çıkarılması; şeflik üstlenen personelin sigorta, maaş gibi haklarının usulüne uygun olması için denetlemelerin sıkılaştırılması ve yaptırım uygulanması gerekmektedir. Bu hususlar gerçekleşmeden inşaat sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi olanaklı görünmemektedir. Tüm toplumumuz sağlıklı ve güvenli çevreler üretilmesi yolunda tüm kamu idarecilerini göreve davet ediyoruz.”