İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun, Gaziantep’te düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin partili Cumhurbaşkanı sisteminde gerilediğine dikkat çekti. Ergun açıklamasında, “Türkiye hukukun üstünlüğünde Bangladeş, Myanmar seviyesine inmiş durumda. Hükümetlerin şeffaflığını ölçen endekste ise Türkiye 2018 yılında 93. Sırada iken 2020 yılında 4 basamak birden inerek 97. Sıraya gerilemiş durumda” diye konuştu.
RAKAMLARLA YAŞANAN SÜRECİ ANLATTI
İyi Parti Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun, Türkiye’nin Partili Cumhurbaşkanı Sistemi ile geri gittiğini söyledi. Son yıllarda yapılan tüm araştırmaları incelediklerini söyleyen Ergun, “Türkiye 2020 yılında 107. Sıraya gerilemiş durumda. Yani 2 yıl 6 basamak birden geriledi Türkiye. Yani hukukun üstünlüğü konusunda 6 basamak birden geriledi Partinin cumhurbaşkanlığı sistemi döneminde. Bunun anlamı şu. Türkiye hukukun üstünlüğünde Bangladeş, Myanmar seviyesine inmiş durumda. Hükümetlerin şeffaflığını ölçen endekste ise Türkiye 2018 yılında 93. Sırada iken 2020 yılında 4 basamak birden inerek 97. Sıraya gerilemiş durumda. Yolsuzluk endekslerinde ise Türkiye, 2018 yılında 54. Sırada iken Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte 60. Sıraya geriledi. Hükümetlerin yetkilerin kısıtlanması göstergesinde ise Türkiye 2018 yılında 111. Sırada iken 2020 yılında 124. Sıraya gerilemiş durumda. Yani Türkiye 13 basamak birden geriledi. Temel insani hakların korunması göstergesinde Türkiye 2018 yılında 107. Sırada iken 2020 yılında 123. Sıraya gerilemiş durumda. Basın Özgürlüğünde Türkiye utanç noktasında. Türkiye basın özgürlüğünde 154.sıraya gerilemiş durumda. Demokrasi göstergesinde 100. Sıradan 110. Sıraya gerilemiş durumda. Bu göstergeler çok fazla. Bütün alanlarla ilgili göstergeleri inceledik. Türkiye partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte bütün göstergelerde 4 basamak ile 16 basamak arasında gerilemiş durumda. onun için İyi Parti olarak diyoruz ki Türkiye biran önce partili Cumhurbaşkanlığı sisteminden vazgeçmesi, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmesi gerekiyor. Bu noktada Partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminden vazgeçilerek, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş yapılması gerekiyor.”Ergun sözlerini şu şekilde sürdürdü;“31 Mart seçimlerinden sonra Türkiye’nin önemli büyükşehirleri Millet İttifakı adayları tarafından kazanıldı. Bundan sonra iktidar hukuk tanımaz bir şekilde belediye başkanlarının yetkilerini gasp etmek ve başkanları çalıştırmamak üzere faaliyete geçti. Belediye seçimi bittikten kısa bir süre sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir genelge yayımladı. Bu genelge belediyelerin iştiraklerine atanacak görevlilerin belediye başkanı yetkisinden alınarak belediye meclisine devredilmesi asasıydı. Buradaki hedefi özellikle İstanbul, Ankara gibi şehirlerde belediye meclisi çoğunluğu ellerinde olduğu için belediye başkanın yetkilerini kısıtlamaya yönelik bir genelgeydi. Buna karşılık Ankara Büyükşehir Belediyesi bir dava açtı. Dava daha sonra Danıştay’a gitti. Danıştay’da yapılan oylamada 11 başkanın 6’aı bu genelgenin yersiz olduğunu ifade etti. Yani Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin talebinin doğru olduğunu söyledi. Çok ilginç bir şekilde başkan tarafından gündemden çekildi. Geçen hafta yeni bir oylama yapılarak büyükşehirlerdeki belediyelerin iştiraklerin görevlilerinin belediye başkanı tarafından atanması yetkisi elinden alınarak meclise verildi. Halbuki Büyükşehir Kanunu çıkaranlar da kendileri. İktidar hukuku kendi menfaatine nasıl görüyorsa o şekilde değerlendirmeye başladı. Buna sebep olan Nisan 2017 tarihindeki referandumdur.”
“EKONOMİK GÖSTERGELER İYİ DEĞİL”
İyi Parti Kalkınma Politikalar Başkanı Ümit Özlale, Türkiye’nin ekonomik durumuna dikkat çekti. “Dünya genelinde faizler düşerken, bizim ülkemizde faizler 200 baz puan arttı. Bakıyorsunuz her gün yeni bir Ekonomi Reform Paketi açıklanıyor. Birinin mürekkebi kurumadan yeni bir reform paketi açıklanıyor. Açıklanan bu reform paketlerine vatandaş artık inanmıyor. Ülkemiz ne yazık ki enflasyon oranlarından Arjantin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Pandemi nedeniyle zor günler yaşayan esnaf, hükümetten hibe destekler bekliyor. Ancak hükümetin açıkladığı paketlerde esnafa faizli krediler sunuluyor. Dünyadaki tüm ülkeler vatandaşına, esnafına hibe destekler sunarken, bizim ülkemizde ise müteahhitleri kurtarmak için hamleler yapılıyor” şeklinde konuşan Özlale sözlerini şu şekilde sürdürdü;“İş gücü nüfusunun 3’te 1’i ancak çalışabiliyor. Bunların önemli bir kısmı kayıt dışı şekilde çalışıyor. Barınma ve gıda konusunda ise ülkemiz geriye gidiyor. Ucuz gıda konusunda da bir gerileme var. Tarım alanında çalışan insanların yaş ortalama 56. Ülkemiz gençliği ne yazık ki imkan bulmaları halinde yurt dışına giderek buralarda yaşamayı düşünüyorlar. Gaziantep’te de aynı durum ile karşı karşıyayız. İki günden bu yana kentte yaptığımız görüşmelerde Gaziantep’te de tarımsal üretimin gerilediğini, gençlerin yurt dışında yaşamak isteğinde olduklarını görüyoruz.”