Tarım Sigorta Havuzu (TARSİM) tarafından hayata geçirilen Kuraklık Verim Sigortası ile üreticileri rahatlayacak. İlk olarak Buğday üreticilerinin faydalanacağı Kuraklık Verim Sigortası ile buğday üreticilerinin ürünleri sigortalanacak. Kuraklık Verim Sigortası’na ilişkin konuşan Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, “Üretici artık korkmayacak” dedi.
ÜRETİCİNİN KAYBI BÜYÜK
Türkiye son iki yıldır kuraklık ile mücadele ediyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde etkisini hissettiren kuraklık 2016 yılının son aylarından itibaren yerini yağışlı havaya bıraktı. Yağışlara rağmen kuraklığın vurduğu tarım alanlarında üreticiler, büyük kayba uğradı. Devlet üreticilerin kaybını azaltmaya yönelik attığı adımlarla üreticilere bir nebze de olsa nefes aldırırken, Buğday üreticilerine yönelik olarak başlatılan Kuraklık Verim Sigortası ile üreticilere önemli bir destek sağlanıyor. Sigorta primlerinin yüzde 60’ı devlet tarafından karşılanırken, üreticiler primin yüzde 40’ını ödeyecekler.
KAPSAMI GENİŞLETİLECEK
Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, kuru tarım yapılan bölgelerde buğday üreticilerini korumaya yönelik olarak başlatılan Kuraklık Verim Sigortası’na ilişkin gazetemize açıklamalarda bulundu. Buğday da başlatılan Kuraklık Verim Sigortası’nın diğer ürünlerde de uygulanması konusunda görüş bildirdiklerini ifade eden Çolak, buğday ile başlayan Kuraklık Verim Sigortası’nın önümüzdeki yıllarda diğer tarım ürünlerini de kapsayacak şekilde düzenleneceğini söyledi. Çolak, “Kuraklık Verim Sigortası çiftçilerimize büyük katkı sağlayacak. Ben bu projenin geç kalınmış bir proje olduğunu düşünüyorum. Çiftçilerin sesine kulak veren devletimiz bu yönde bir düzenleme gerçekleştirdi. Sigortanın yalnızca buğdayda uygulanıyor olması çiftçilerimizi üzdü. Bizde bu konuda çiftçinin isteğini dile getirerek, uygulamanın diğer ürünlerde de olması gerektiğini söyledik. TARSİM yetkilisi bu noktada uygulamanın yeni olduğunu ve pilot ürün olarak buğdayın seçildiğini ve bu uygulamadan çıkan sonuca göre diğer ürünlerde de uygulanacağını söyledi. Çiftçilerimizle yaptığımız istişare toplantılarında üreticilerin uygulamayı memnuniyetle karşıladıklarını gördük. Bölgemizde son iki yılda büyük bir kuraklık yaşandı. Kuraklık Verim Sigortası ile çiftçilerimizin bir nebzede olsa yüzü güldü. Çiftçilerimiz artık ekim yapmaya korkmayacak. Kuraklık nedeniyle tarlasına ekim yapmayan çok sayıda çiftçimiz vardı. Sigorta ile birlikte tarım arazilerimiz boş kalmayacak. TARSİM’e teşekkür ediyoruz” dedi.
“UYGULAMA BÖLGEMİZ İÇİN HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR”
Gaziantep ve çevre illerde kuraklık olaylarının sıkça yaşandığını ifade eden Çolak, “Gaziantep’te dolu olaylarına karşı geçmişte fıstık için Dolu Sigortası hayata geçirilmişti. Bölgemizde dolu olaylarından çok kuraklık riski bulunduğu için böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi bizim için önem taşıyor. Sigorta kapsamında çiftçilere kuraklığa karşı sigorta sağlanıyor. Çiftçilerimiz böylelikle kuraklık korkusu olmadan arazisini ekebilecek. Sigorta primlerinin yüzde 60’ını devlet, yüzde 40’ını ise çiftçimiz ödeyecek. Bu oranda dönüm başına 9 lira gibi bir rakam olacak. Sigortanın sağlıklı işleyebilmesi için çiftçilerimizin sigorta için doğru beyan vermesi gerekiyor. Sigorta ile birlikte şehirden köye dönüşler başlayacak” diye konuştu.
“ÇİFTÇİLERİMİZ ZOR DURUMDA”
2017 yılında umutlu olduklarını söyleyen Çolak, “Gaziantep’te 2015 yılında iyi bir kış dönemi geçirdik. Ondan sonra maalesef kentimizde ve ülkemize kuraklık baş gösterdi. Bu yıl ise kış döneminde kente yağışlar düşmeye devam ediyor. Çiftçilerimiz yağan yağmurlardan umutlu ancak tarım ürünleri için en önemli dönem Mart ve Nisan ayları oluyor. Bu dönemde düşen yağışlar üründen alınan verimi iki kat artırabiliyor. Hububat ürünleri için Mart ve Nisan yağmurlar olmazsa olmazdır. Eğer bu yağışları da alırsak çiftçilerimizin yüzü bir nebze de olsa güler. Çünkü bir yıl yaşanan kuraklık çiftçilerimizi 5 yıl geriye atıyor. Çiftçilerimiz mağdur durumda ve borçlarını ödeyemiyorlar. Devletimiz sağ olsun çiftçilerimizin borçlarını öteledi ancak yine de bu erteleme yetmedi. Çiftçilerin ilaç bayisine, gübre bayisine ve petrol bayisine borcu var. Çiftçilerimiz zor durumda” diye konuştu.
“ÇİFTÇİLERİMİZ TOPLULAŞTIRMA UYGULAMASINDAN RAHATSIZ”
Tarım alanlarına yönelik olarak 2011 yılında başlatılan tarım alanlarına yönelik toplulaştırma projesi olduğunu ifade eden Çolak, “Bu uygulama da çok gecikildi. Bu gecikmeden dolayı çiftçilerimiz tarlalarını istediği gibi işleyemiyor. Toplulaştırmadan dolayı tarım arazi sınırlarında kayma olacağı için çiftçi arazi sınırının değişmesinden endişe duyuyor. Toplulaştırma çalışmalarının bitmesiyle birlikte çiftçilerimiz daha sağlıklı bir şekilde işine sarılacaktır. Bu uygulama ile sulamaya elverişli tarım alanları oluşturuluyor. Ancak bu uygulamanın bir an önce bitmesini bekliyoruz. Uygulama sağlıklı bir şekilde yapılamadığı için çiftçilerimiz mağdur oluyor. Öte yandan işlem Tokat’ta bir firmaya verilmiş. Mühendisler gelip alanları bire bir görmek yerine uydudan belirliyorlar. Hazine arazileri üzerinde üretim yapan çiftçilere bu arazilerin satılması gerekiyor. Uzun yıllardır hazine arazisi üzerinde çiftçilik yapan, emek veren çiftçilere bu arazilerin satışının yapılması gerekiyor. Çiftçilerimizde bu konuda bize başvuruyorlar. Bizde çiftçilerimizin isteklerini yetkililere iletiyoruz. Toplulaştırma çalışmaları bitmeden satış işlemlerinin gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.