TBMM Genel Kurulunda Covid-19 salgınıyla ilgili doğu ve güneydoğu illerinde yaşanan vaka artışları üzerine konuşan CHP Gaziantep Milletvekili Opr. Dr. Bayram Yılmazkaya, önlemlerin gevşekliğine ve yetersizliğine dikkat çekti.
“Bazı illerimizde artık salgınla hiç baş edilemiyor. İllerde, insanlarımız artık hastanelerde yer bulamıyor” diyen Yılmazkaya konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Öncelikle, bir hekim olarak Covid'le ilgili burada, nasıl, ne tür bir teklif verilirse verilsin üzerinde özenle ve önemli bir şekilde durmamız gerektiğini hepinize söylemek istiyorum. Ne acıdır ki ne söylenirse söylensin, ne kadar iyimser bir tablo bakışı yaratılırsa yaratılsın ülke olarak Covid-19'la mücadelede başarılı bir durumda değiliz. Maalesef, Dışişleri Bakanımız "Güvenli ülkeyiz, bizlere turist gönderebilirsiniz." söylemleriyle Avrupa'da ikna turuna çıkmışken biz ülkenin göbeğinde, Ankara'da "Covid salgını tehdidi fazla." diye avukat arkadaşların Kızılay'a yürümesini ve toplanmalarını dahi yasaklıyoruz. Bu durumda, kimi, neden kandırmaya çalışıyoruz, anlamış değiliz.”
Hastaların yüzde 70-80'i bütün müdahalelere rağmen kurtarılamıyor!
Sayı gittikçe artıyor ifadelerini kullanan Yılmazkaya, “Şimdi, değerli arkadaşlar, günlük ortalama 1.000 ila 1.300 arası yeni vaka sayısı, 15 ila 18 arası vefat sayısı ve gittikçe artan yoğun bakım yatış sayısı ve solunum cihazına bağlanma sayısı. Bakın, vefat sayısı ve günlük vakadan daha da önemlisi yoğun bakıma yatmak zorunda kalan sayının fazlalığı ve solunum cihazına bağlanmış olmanın fazlalığı -bu çok önemli- arkadaşlar. Çünkü bu hastalık öyle illet bir şekilde yakalıyor ki o hâle getirdiği takdirde, yoğun bakıma ve solunum cihazına bağlanma pozisyonuna düşürdüğü anda, o insanlarımızın neredeyse yüzde 70-80'i bütün müdahalelere rağmen -bütün ilaçlara rağmen- kurtarılamayabiliyor. Biz, maalesef, bu önlemleri almadığımız sürece bu sayı da gittikçe artıyor değerli arkadaşlar” dedi.
Bazı İllerdeki Hastanelerde Yer Yok
Yılmazkaya, “Şimdi, bazı illerimizde artık salgınla hiç baş edilemiyor. İllerde, insanlarımız artık hastanelerde yer bulamıyor. Şikâyeti olan ve testi pozitif olan, o an için genel durumu iyi olan hasta doğrudan evine gönderiliyor ve orada izole olması söyleniyor, hastaneye yatırılmıyor. Beklemenin verdiği stres ya da hafif şikâyetler olunca da evinde bekleyen insanlarımız panik ve korkuya kapılıyor. Sonuçta ölüm korkusu hâkim oluyor. Beni bile şahsen, bu sıkıntı nedeniyle, gece, çeşitli defalar ilimdeki insanlar aradılar. Hemen 112'yi gönderip bir şekilde hastaları gözlem altına almaya çalışıyoruz.”
Turizm Canlansın Diye Önlemlerden Vazgeçildi
Mevcut durumda kesinlikle bir başarı söz konusu değil diyen Yılmazkaya, “Değerli arkadaşlar, sizlerin de bildiği gibi defalarca söylememize rağmen malum sebeplerle, maalesef, normalleşme dönemi erken başlatıldı. Batırmış olduğunuz kötü ekonomi nedeniyle güya çarklar dönsün diye başlattığınız normalleşme, bu tablonun en önemli sebebidir. Sırf turizm canlı kalsın diye yaptığınız sınavlarla gençlerimizi tehlikeye attınız. Bu gidişle artışın ve ölümlerin önüne geçemeyiz. Yoğunluğu artan illerde ölümler daha da artacaktır, bunlardan biri de benim ilim Gaziantep. Gelin, önlemleri ülke genelinde alalım. Ülke geneline gerekirse Bilim Kurulunu tekrar düzenleyelim, madem iyi bir sonuç alamıyoruz tekrar düzenleyelim. Bu yoğun illerdeki pandemi kurullarını yeniden düzenleyelim. Başka akıllar, başka fikirler, başka insanların tekliflerini dinleyelim. Çünkü mevcut durumda kesinlikle bir başarı söz konusu değil. Ve gerekiyorsa -ki bence gerekiyor- bu tedbirleri tekrar alalım arkadaşlar. 65 yaş üstünün belirli günlerde belli zamanlarda yeniden sokağa çıkma yasağı gibi, ulaşımdaki yüzde 50 oranının korunması gibi veya diğer nedenleri tekrar düşünerekten bu önlemleri almamız gerekiyor aksi takdirde ülkemiz gerçekten iyi değil. Bakın, şu an bir başarı yok. Ben ölüm oranlarında değilim. Yoğun bakım ve entübe hasta sayısı çok önemli. Bu insanlarımız şu an sonuç itibarıyla iyi bir durumda değiller. Biz de Meclis olarak bu tür önergelerin hepsine sonuna kadar destek vermemiz gerektiğini söylüyorum.”