Mantık aynı mantık,kafa aynı kafa
Bak güzel kardeşim; sana sosyal medyalardan yalan yanlış duyduklarını bir kenara bırakmanı rica ederek, aşı meselesini anlayabileceğin en alt seviyeden tane tane anlatalım.
Öncelikle aşı demek,kısacası zayıflatılmış mikrop demektir.Yani vücut aşısı olunan hastalıkla karşılaştığında öncesinden aşı sayesinde zayıflatılmış mikrobu tanıdığından geliştirmiş olduğu savunma mekanizmasını derhal devreye sokar.Böylece vücut yakalandığı hastalığı rahat bir şekilde atlatır.Yani anlayacağın aşı ile vücudun zayıf mikrobu tanıyıp asker alımı yapacak,güçlüsü geldiğinde de hazır kıta ekibiyle savaşı kazanacak.
Çocukluğuna bir dönelim istersen.Belki öyle daha iyi anlarsın. Hani sen küçükken annen, baban seni korumak amaçlı en yakın sağlık ocağına aşıya götürürlerdi.Hatta annen eve gelince ateşlenme ihtimaline karşıda fitil yapardı sana .Hatırladın değil mi o mazideki günleri.Ama sen yine de birkaç gün halsiz olur,aşılı kolunu kaldıramazdın.Bazen şeker,dondurma ödülü için nazlanma süreni de uzatırdın.
Sonra anaokuluna başladığında bulaşıcı hastalıklarla bir bir tanışırdın.Aslı’dan Boğmacayı,Arda’dan Suçiçeğini kapıp evdeki kardeşlerine de bulaştırırdın.Ailen hastalandığınızda panik yapmazlardı.Çünkü hepiniz aşılı olduğunuzdan bu hastalıkları hafif olarak geçirirdiniz.Hatta bazılarınız hiç etkilenmezlerdi.
İlk okula başladığında da kabusun yine karşına dikilir ve yine aşılanırdın toplu yerlerde maruz kalabileceğin mikroplara karşı.Aşı günü okuldan kaçanları,ayılıp bayılanları,zırıl zırıl ağlayan çocukları hatırla.Belki sende onlardan biriydin.Ama ertesi günü aşı tatili olması korkularını silip atardı.
Şimdi sadece seni değil tüm dünyayı tehdit eden adına Korona denilen bir illet var.Uzmanları da gece gündüz çalışıp aşısını da buldular.Etkisi var yada yok çok tartışmaya izin vermeyen yakaladığı pek çok canı aramızdan alan bu illetten kurtulmak için bütün dünya aşı olmaya devam ediyor.Ama sen neden “aşı hasta yapıyormuş,aşı olanlarda hastalığa yakalanabiliyormuş..” diyerek hem kendini hem de çevreni riske sokmaya çalışıyorsun.Her konuda düşünmeden muhalif olanların arkasından gidiyor,kafanı olur olmaz bilgilerle dolduruyorsun.
Aşıdan korkuyorsun ama yakaladığını götüren çevrende de vefatlarına şahit olduğun koronadan korkmuyorsun.Bu kafayla senin “korona aşısı kısırlık yapıyormuş..”diye endişe duyan yetmişlik amcadan ne farkın kalır..
Zaten masken çenenin altında..
Kolonya, dezenfektan çoktan köşelere atıldı..Mesafe desen hak getire,her yer tıklım tıklım…Öyleyse sana koronalı günlerrr…
GÜNÜN SÖZÜ
Vatandaşlık, vatandaşı kendi bilinçli fikrini oluşturmaya ve onun yanında durmaya zorlayan zorlu bir meslektir. Martha Gellhorn
TEBESSÜM
Genel Müdür, öğle arasında yeni atandığı kurumun lokalinde fıkra anlatıyor; çevresindekiler de kahkahalarla gülüyordu. Anlatılanlara kayıtsız kalan birini fark eder ve sorar: - Sen neden gülmüyorsun, anlamadın mı espriyi? Aldığı cevap: - Ben sizin kurumunuzda çalışmıyorum.
**
Uzun çabalar sonucunda Alman vatandaşlığına kabul edilen genç, babasına sürpriz yapmak için sevinç içinde eve koşmuş:-“Babaaa, bak Alman vatandaşıyım artık…”Birinci kuşak milliyetçilerden olan baba çok sinirlenir:-“Ulan soysuz, hangi yüzle gider de Alman vatandaşı olursun,” diye gürlerken oğlunun suratına bir de Osmanlı tokadı akseder…Koşa koşa geri dönen oğlan bir yandan da şöyle söyleniyormuş:-“Şu hale bak yaa, Alman vatandaşı olalı bir saat geçmedi Türklerle başım belaya girdi.”