1 NETLE ÜNİVERSİTE KAZANMAK 4 YIL ZAMAN HARCAMAK İŞSİZ KALMAK!
Fatih Gözüaçık
12 ay önce
Geçtiğimiz günlerde Yüksek Öğretim Kurulu 2024 Üniversite sınav takvimini açıkladı. Haziranda
üniversiteye girecek öğrenci sayısının rekor kırarak 4 milyonun üzerine çıkacağı öngörülmekte.
Milyonlarca öğrencinin geleceği 2 oturumluk sınavla belirlenirken benim aklımda acaba Türkiye’de
üniversite okumak 4 yıl vakit kaybımı sorusu var. Üniversite reformu ile zaten her ile bir üniversite
açıldı birçok bölümde kontenjanlar boş kaldı. Geçtiğimiz yıl YÖK YKS sınavında birtakım değişikliklere
gitti. 185 olarak uygulanan baraj kaldırdı ve TYT sınavında süre uzatıldı,135 dakika olan süreyi 165
dakikaya çıkardı. Peki YÖK neden böyle bir uygulamaya gitti? Tabi ki barajı geçemeyenlerinde
üniversiteye giderek boş kontenjanların doldurulması amacıyla böyle bir kararın alındığı aşikâr. Benim
asıl aklıma takılan YÖK bu kararı siyasi baskı ile mi aldı? Ekonomik olarak zor günlerden geçiyoruz alım
gücümüz iyice düştü enflasyon son zamanlarda düşme eğiliminde olsa da hala çok yüksek. İşsizlik
yüzde 10 civarında. YÖK belki de boş kalan kontenjanlara barajı geçemeyen öğrencileri yerleştirerek
böylece 4 sene boyunca işsizlik sözde azalacak. Veya biraz önce bahsettiğim gibi YÖK’e siyasi bir baskı
geldi barajın kaldırılması için. Ya da ekonomik krizin yaşandığı bu dönemde üniversiteleri öğrencilerle
doldurup ticaretin canlandırılması amaçlanmış olabilir. Sonuçlarının düşünülmeden böyle bir
değişikliğe gidilmenin doğuracağı olumsuzluklar hesap edilmemiş belli ki.
25 yıl öncesini hatırlıyorum o zamanlar üniversite sayısı şimdiki gibi değildi, üniversiteyi kazanmak
çok zordu, hatta Matematik bölümü Tıp fakültesi ile yarışıyordu. Günümüzde durum popülist
yaklaşımlarla 81 ile üniversite açılması düşük netlerle bazı bölümlerin kazanılmasına neden oldu Artık
2-2 Matematik neti yapan bir öğrenci üniversiteye girebiliyor, 1 fizik neti ile mühendislik bölümleri
kazanılabiliyor. Fizik, matematik yapmadan mühendislik fakültesinde okunabilir mi takdir siz değerli
okurlarım. Hadi bir şekilde okulu bitirdi diyelim matematik bilmeyen analitik düşünmeyen mühendis
mi olur mimar mı olur, 1,5 matematik neti ile matematik bölümü kazanan bir öğrenci nasıl geleceğin
teminatı öğrencilere matematik öğretecek? Sınav süresinin uzatılmasının soruları zamanında yapan
öğrenciler için bir dezavantaj oluşturacağı buna mukabil soruları zamanında yetiştiremeyen öğrenciler
için avantaj oluşturacağı düşünüldü mü? Eğitim sistemimizde nereye baksak orada bir sorun aksaklık
tutarsızlık var. Tabi ki iyi yapılan işler olduğu zaman takdir edeceğiz ama yapılan yanlışları da
sorgulayıp eleştirmek hepimizin görevi. Üniversitelerde kalitenin düştüğü kesin. Üniversitelerimiz
maalesef ki düşük netlerle kazanılan bilimsel çalışmaların yeterli olmadığı yerler haine dönmüş
durumda. Bir matematik neti ile matematik bölümüne, hiç fizik bilmeden mühendislik bölümüne
giden bir öğrenciden nasıl öğretmen olacak nasıl mühendis olacak ben merak ediyorum. YÖK sınav
sistemi ile uğraşacağına üniversitelerimizde nasıl daha kaliteli eğitim verilir, dünyanın önemli
üniversiteleri arasına neden ülkemizden hiçbir üniversite giremiyor? Üniversitelerimiz Bunlara kafa
yormalıdır. Çocuklarımızı düşük profilli öğretmenlere, yaşadığımız binaları yapan mühendis ve
mimarlara canımızı nasıl güveneceğiz? Nicelikten çok nitelik önemliyken maalesef bizim kurumlarımız
niteliği değil niceliği ön plana almışlardır. 2000 yılında 77 olan üniversite sayısı günümüzde 200’ü
geçmiştir. Yeni üniversiteler tabi ki açılasın ama bununla birlikte kalite artsın yeni iş sahaları da açılsın,
mezunlar kendi mesleklerini icra etsinler.
Peki 4 yıl üniversite okumak gerçekten de zaman kaybı mı? Tabi ki bazı üniversiteler ve bölümler
için bunu söylemek mümkün değil ama sırf üniversite okumuş olmak içinde istenilmeyen iş imkânı az
olan bölümlere gidilmenin de doğru olmadığını düşünmekteyim. Üniversitelerimizi dünyanın en iyi
üniversiteleri arasına girdirmek buraları birere bilim yuvaları haline getirmek yetililerin asli görevleri
arasındadır.