?>

1987 KIŞI GERİ Mİ GELDİ?

Fatih Gözüaçık

3 yıl önce

Yaşı 45 üzeri olanlar iyi hatırlarlar dillere dolanan bir söz vardır. Havalar ne kadar soğuk denildiğinde ‘’ Sen bir de 1987 kışını görseydin’’ derler. Tarihler 4 Mart 1987’yi gösteriyordu. O zamanlar meteorolojik veriler şimdiki gibi değildi dolayısıyla meteorolojiden İstanbul’da hava sıcaklığının 9 derece olacağı bilgisi geçilmişti. Yani her şey normal görülüyordu. Fakat ne olduysa 4 Mart gecesi oldu sıcaklıklar aniden -5 dereceye kadar düştü ve günlerce sürecek kar yağışı başladı. Sabah sıcak yatağından uyanan insanlar neye uğradıklarını şaşırdılar. Her tarafta bembeyaz kar örtüsü vardı. Aralıksız yağan karın kalınlığı İstanbul’un yüksek yerlerinde 1 metreye ulaşmıştır. Bu duruma alışkın olmayan şehir halkı ne yapacağını şaşırmış durumdaydı. Belediye hizmetleri yetersiz kaldı yollar kapandı uçuşlar iptal edildi, yollar kapandı okullar tam 2 hafta tatil edildi, fırınlar açılmadı. Belgrad ormanlarındaki kurtlar şehir merkezine indiler. Bu kış koşullarında 26 kişi donarak hayatını kaybetti. Son 1 haftadır Türkiye’de görülen kar yağışı acaba 1987 kışı geri mi geliyor sorusunun sorulmasına neden oldu. Küresel ısınmanın etkisi artan nüfusun etkisi ile o zaman ki kış koşullarının günümüzde yaşanmasını pek mümkün görmüyorum. Artık nüfus fazla arttı; İnsanların aldıkları nefes yaktıkları fosil yakıtların havayı ısıtacağı havanın eskisi kadar soğumayacağını düşünüyorum. Ama yine de son 1 haftadır Türkiye genelinde olağanüstü kış koşulları yaşanıyor. 

Gaziantep’te neler oluyor? Şehirde son 54 yılın en yoğun karı yağdı. Kar kalınlığı yarım metreye ulaştı. Meteorolojiden aldığım bilgiye göre en son 1968 yılında şehirde kar kalınlığı 1 metre ölçülmüş. 2016 yılını hepimiz hatırlarız yine yoğun bir kar yağışı olmuş kar yağışı 33 cm ye ulaşmıştı ancak kar çabucak erimişti. Geçen hafta yağan karın kalınlığı ise yarım metreye ulaştı.  Çalışanlar evlerine ulaşmak için birkaç kilometrelik 10 dakikada gidilecek yolu 6-7 saatte gittiler. Okullar 4 gün tatil edildi ki ben okulların bu kadar uzun süre kar nedeniyle tatil edildiğini hatırlamıyorum. Şehirde trafik felç oldu araçlar ilerleyemedi. Tarsus-Adana-Gaziantep oto yolunda binlerce araç yolda kaldı. Yakıtı bitenler donma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Valilik belediye ve askeriyenin koordineli çalışması ile kimsenin burnu bile kanamadan bu süreç atlatılsa da yaşanan olumsuzluklardan da söz etmeden olmaz. Mesela kar yağışının geleceği belliyken alınan önlemler yeterli miydi? Kar lastiği ve zinciri bulunmayan araçlara neden seyahat izni verildi veya bu insanlar neden tedbirlere uymayıp yanlarında zincir ve benzeri kış ekipmanlarını almadılar, ya da insanlar hazırlıklıydı da doğa insanlara karşı daha mı baskın duruma geçti? Anadolu’da kar buğdayın yorganıdır diye bir söz vardır, ya da kar berekettir, kar pislikleri örter, kar mikropları kırar… Bu kar yağışının faydasının zararından çok olacağı kesin. Küresel ısınma, çölleşme ve kuraklık sıkıntısının mavi gezegenimizin önünde duran en büyük sorunlarken. Yeri adeta beyaz bir gelinlik gibi süsleyen bu kar yağışının 50 yılda bir değil her yıl yağmasını dilemek bize karın getireceği olumsuzlukları aza indirmek ise kamu kurum ve kuruluşlarına düşmektedir.

Peki biz mi bu koşullara alışık değiliz yoksa olağanüstü bir durum mu yaşanıyor? Bu sorunun cevabını vermek çok zor aslında. Doğal afetlerin oluşumu engellenmez ama tahrip güçleri azaltılabilir. Bu da ülkelerin gelişmişlik durumları ile ilgilidir. Gerçi kar yağışını afet olarak görmek büyük bir yanılgıdır. Karın yağışını engelleyemeyiz buna gerek te yok zaten ama kar yağışı sonucu ortaya çıkacak olumsuzlukları azaltabiliriz. Kar berekettir, kar yeraltı sularının seviyesini yükseltir, barajların dolmasına, susuzluğun azalmasına neden olur. Bu nedenle kar yağışını bir afet olarak değil de kuraklığın susuzluğun azaltılmasında Allah’ın kullarına sunduğu bir lütuf olarak görmekte fayda var diye düşünüyorum…

YAZARIN DİĞER YAZILARI