Biz yaratılış gereği aslında kötü,zulmeden,bencil.. insanoğulları değildik!
Her şey biz insanoğlunun, dünyada ölümlü olduğunu unutup zulme yönelerek aç gözlülükle dünyayı ele geçireceğini sanmasıyla,insan olduğunu unutmasıyla başladı.
Sömürülen ve perişan olan, bencillik ve tüketim deliliği tarafından yönlendirilen bizler, açgözlülüğümüzü yatıştırmak için doğayı kendi kontrolümüz altına almaya çalıştık. Gün geçtikçe de, yaşamın doğal döngüsünden kendimizi uzaklaştırmaya başladık.Kısacası doğanın yolunu izlemeyi ve onunla denge içinde yaşamayı unuttuk.
Bilimsel bilgiyi, zihnimizin rasyonelliği ile elde etmeye çalışırken esas gerçeğin kalbimizi açmak ile olacağını unuttuk. Bilginin asıl kaynağını, gönüllerden akan hisleri unuttuk. Evren ile uyum içinde yaşamış atalarımızın bilgelikleri ve halk hikâyelerini unuttuk ve onların yerine falcılara inanmayı tercih ettik.
Tarihin bize öğrettiği bir şey varsa o da, geçmişten çıkarmamız gereken dersleri çabucak unuttuk. Zaman geçtikçe yaptığımız hataları tekrar yapmaya devam ettik.Kendi kendimize zarar verecek bir açgözlülük ile aynı kalıplara sıkışmaya devam ettik. İnsanlığın geçmişte yaptığı hatalar için kendimizi suçlayamayız ancak geçmişte yapılan bu hataları kendimize hatırlatmak, gereken dersi almak konusunda sorumluyuz. Aksi takdirde bu durumun yaratacağı olumsuzluklardan dolayı şikayet etme hakkına sahip olamayız.
Bu kadar çok konuşmanın, gürültünün ve eğlencenin yarattığı yoğun gerçeklik içerisinde, gerçekte ne için var olduğumuzu ve dünyaya ne yapmak için geldiğimizi unuttuk. Kısacası gerçekten hayatta neyi amaç ettiğimizi unuttuk. Uydurulan yapay bir gerçekliğin etkisi altındayız. Aslında kendi doğrularımızın,özgünlüğümüzün ve içimizdeki bir kıvılcımın bizi esas mutluluğa ve kendi gerçeğimize götüreceğini unuttuk. Fiziksel formda somutlaşmış ruhsal varlıklar olduğumuzu ve aslında buna uygun bir evrende yer aldığımızı unuttuk.
Tamamen bireysel olduğumuza, herkesin ve her şeyin birbirinden kopuk ve ayrı olduğuna inanıyoruz ve bu yüzden de yapılan hataları affedebilmeyi unutuyoruz. Hepsinden önemlisi de affetmenin verdiği yoğun hazzı unuttuk çoğumuz.
Hayatın içindeki bir takım endişeler ve korkular ile yaşarken, ne kadar güçlü olduğumuzu,olabileceğimizi unuttuk. İrademizin ve niyetimizin bazı gerçekleri değiştirebilecek kadar güçlü olduğunu unuttuk.
Hiçbir şeyi sorgulamadan, uyurgezer ya da trans edilmiş gibi belli kalıpları takip ediyoruz ve bu dar zihniyetin içinde sıkışıp kaldığımızı, bu zincirlerden yine zihin gücümüzle çıkabileceğimizi unuttuk.
Hayattan haz almayı unuttuk. Hayatın mucizelerine karşı merakımızı,hayret etme yetimizi kaybettik. Yaşamın bize getirdiklerine ne olursa olsun şükran duymayı unuttuk.
Şüpheciliğimiz ve insan ilişkilerine karşı küçümsediğimiz alaycı tutum, kendimize güvenmeyi ve yaşamanın sihrine inanma isteğimizi öldürdü.
Belki de en üzücüsü, güven duymayı unuttuk ve bu da bizim ruhumuzu güçsüzleştiriyor, zayıflaştırıyor ve gittikçe içinden çıkılmaz bir buhrana sürüklüyor.
Ne kadar klasik olursa olsun, aklımızdan çıkmaması gereken cümlelerinden biridir: Bu dünyaya bir kere daha gelmeyeceksin. Bu yüzden hayatının ve kendinin kıymetini bil. Neye üzüleceğini neye sevineceğini bile, insan bazı durumlarda kendi seçer, mesela biri için üzülüyorsan onun için gerçekten değer mi, diye düşün?
Ve unutma, hayatını anlamlı kılacak olan yine sensin ve zaman akıp giderken karşına gelen fırsatları gör, cesur ol ve tadını çıkarmaya bak, acısıyla, derdiyle, mutluluğu ile bu hayat senin!
Unuttuğumuz bu şeyleri 2023’de tekrar hatırlayarak güzel ve mutlu günlerin çok yakında olacağı umuduyla…
TEBESSÜM
Genç bir bankacı, ilk defa bir terziye takım elbise diktirmeye karar verir.Şehirdeki en iyi terziye gider ve ölçülerini aldırır. Bir hafta sonra ilk prova için gittiğinde, elbiseyi giyer ve çok beğenir,-“Bu elbise ile iyi iş yaparım” diye düşünür.Ayna önünde daha dikkatli inceleme yaparken, ellerini ceplerine götürür, ancak cepler orada değildir.Bu durumu hemen terziye şikayet eder.Terzi sorar:-“Bana bankacıyım demediniz mi?”Genç adam yanıt verir:-“Evet, öyleyim…”Terzi karşılık verir:-“Siz, hiç elleri kendi ceplerinde olan bir bankacı gördünüz mü?..”