Margerette Boulanger’in köydeki komşusu Elise, kimsesi olmayan, yoksul ve yaşlı bir kadındı. Yatağından kalkamayacak kadar ağır hastalandığında, ona, insancıl bir görev anlayışıyla komşusu Margerette, bir hekim çağırmış ve ölünceye kadar da ona bakmıştı. Ölümüne yakın olduğu bir gece, Margerette, yine komşusunun yanındaydı. Minnet dolu tatlı bakışlarıyla hep Margerette’yi izliyordu hasta komşusu!. Sabaha doğru, Margerette’ye, “Sizin gibi bir kızım olmasını çok isterdim. İyilikleriniz için size çok teşekkür ederim. Size söyleyeceğim.” derken, sustu; ağırlaştı ve komaya girdi. Ertesi gün öğle üzeri de öldü. 87 yaşındaydı!. Cenazesinde, sadece Margerette ve yakın komşuları vardı.
Aradan birkaç gün geçti. Margerette, rüya mı, dalgınlık mı, nedir, kestiremiyor, bir gece, bu yaşlı kadını gördü: Karyolasının ayak ucunda, ayakta duruyordu! Gençleşmiş gibiydi!. Üzerinde, o ana kadar görmediği süslü birelbise vardı! Açık bir biçimde Margerette’ye, – Yavrum! Senin sayende, ömrümün son günlerini çok rahat geçirdim. Sevildiğimi hissettim. Sana teşekkür etmek istiyorum. Yavrum, bahçeme git, büyük kestane ağacının dibindeki toprağı kaz. Orada küçük bir çekmece bulacaksın, o senindir. Bunun için bana teşekkür etme. Kızım, benim için endişelenme. Şimdi öyle mutluyum Sözleri bitince, buharlaşır gibi oldu!. Boşlukta dağılarak kayboldu. Yanında yatan eşinin nefesleri düzenliydi ve olanlardan habersiz uyuyordu. Uyanık olan Margerette’ydi. Ertesi sabah olayı, Margerette, eşine anlattı. Eşi, alaycı bir tavırla karşıladı anlattıklarını!. Margerette, kestane ağacının altını kazmakta ısrarlıydı. Sonunda kazdılar ve ağacın çevresinde gömülü küçük çekmeceyi buldular! Metal çekmece, paslandığı için, kolay açıldı: İçinde, 30.000 altın ve Elise’nin sararmış bir fotoğrafı vardı!. Paranın önemli bir kısmıyla, bu yaşlı kadına, bu yaşlı dosta, güzel bir mezar yaptırdılar.
Evet; bu ruhsal olay da spritüel gerçekleri anlatmış oluyor. Dikkat etmişseniz: Olay, bir hayalet olarak gözüküp geçmiyor. Şayet öyle olsaydı, bu olaya da, biz maddeci insanlar, bir kulp takıp geçerdik. Maddeci bir görüşün ve de anlayışın insanları olduğumuz hesaba katılarak, olayın maddesel yönünü de vererek bizleri olaya tam çekmek istiyorlar. Öteki olaylarda da aynı şekilde dikkati çekiş gözden kaçmıyor.
Bugün sizlere ve kendime böyle bir hikayecik sunmakla, içinde kaybolduğumuz yüklerden,koşuşturmalardan arındırıp insan oluşumuzu ve etrafımızda bizden küçükte olsa yardım,ilgi bekleyen insanlarında olduğunu hatırlatmaktı..
Aracımı park ederken karasız ama mecbur tavırları olan bir genç yaklaştı:”Abla ben Suriyeli Türkmenim.Savaştan buraya iş bulmak ,para biriktirip oradaki aileme götürmek için geldim.Ama burada kendi karnımı dahi zor doyurdum.Şimdi Suriye ye gitmek hiç değilse savaşta onurumla ölmek istiyorum.Ama sabahtan beri hiç kimse bana otogarın yerini tarif etmedi.Otobüsler de almadı.Yeter ,artık ülkenizden gitmek istiyorum ama ona dahi yardım eden yok…”benim susmamdan da kızıp ayağındaki yırtık terlikle ağlayarak rast gele uzaklaşmaya başladı.Cevap veremedim çünkü bulunduğumuz bölge otogara çok ters ve direkt araç yoktu.Kendim götürmek istedim ona da cesaretim yoktu….Kafamda çareler dolaşırken o zaten çoktan uzaklaşmıştı…
Bu olay tüm gün beni huzursuz etti..Neden bir taksiye bindirmedim de..neden konuşmadım da…
Halbuki bazen insan olduğumuzu hatırlatacak öyle olaylarla karşılaşıp sonda da görmezden geliyoruz ki..
Lütfen biraz daha duyarlı olup çevremize bakalım ve bize muhtaç olanlardan sevgimizi esirgemeyelim..Belki bir çekmece bulamayız ama iç dünyamızda en güzel hazineleri kazanmış oluruz.
TEBESSÜM
Temel’ in karısı Fadime vefat etmiş. Cenaze namazı kılınmış, cemaat tabutu sırtına almış, tam camii den cenazeyi çıkartacaklar, tabut camii nin kapısına çarpmış. Bakmışlar tabuttan bir inleme sesi geliyor, açmışlar tabutu, bakmışlar Fadime yaşıyor. Hemen hastaneye götürmüşler ve 10 sene daha yaşamış Fadime. 10 sene sonra öldüğünde yine aynı camii ye getirmişler cenazeyi. Namaz kılınmış. Tam cenazeyi kapıdan çıkaracaklar, Temel cemaate seslenmiş :-Ula cözinizi seveyum. Kapiya tikkat edun daaa
GÜNÜN SÖZÜ
Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.