?>

BİRGÜN YOLDA GİDERKEN HERŞEYE DİKKAT EDERKEN!

Merve Tanrıöver

8 yıl önce

Gördüm bir nüfus müdürlüğü, yürüdüm yavaşçacık.Baktım önü insan dolu.Ben diyeyim üç yüz, siz deyiverin beş yüz .Sordum,  Suriyeliler  nüfus kayıtları için bekliyorlarmış.O hengamenin içinde üç yılda yaptıkları dört çocuklarıyla pekte mutlu görünüyorlardı.Tam karşılarında ise yerli halk toplanmış  homurdanarak ve yüksek sesle laf atarak  birbirlerine bunlardan  şikayetlerini anlatıyorlardı.. 

Bir gün yolda giderken etrafa dikkat ederken, gördüm berbat hale gelmiş trafiği ve cinnet geçiren insanları.Şehir dışından gelip de sola dönüş levhasını es geçip yol ortasında kala kalmış şaşkın tavukları ve onu kornayla taciz ateşine tutanları.Son dakika da geçme mücadelesi verenlerin yaşatmak üzere oldukları terör saldırılarını. Meşhur bir şahsın yada sorumsuz bir taşıma firmasının   gelişi güzel park ettiği araç yüzünden aksayan trafiği. 

Bir gün yolda giderken her şeye dikkat ederken, terör saldırılarına karşı yapıldığı iddia edilen genişletilmiş kaldırımları ve dip dibe  çakılmış çiviler gördüm. Ama en eğlencelisi de  bunları etkisiz hale getirmek için  kırmaya çalışan  geniş kaldırıma park etme uyanıklığı arayışında olanları gördüm.Bölge esnafının ise zaten kesat giden işlerinde etkisiyle bir araya gelip kulis oluşturarak   geniş kaldırım  ve çivilendirmenin  maliyetlerini hesaplayıp ihale sahibinin adını dedektif gibi araştırdıklarını  gördüm. 

Bir gün yolda giderken her şeye dikkat ederken, bir belediye başkanı  eşinin  tam da akşam saatinde pasta alma hevesi yüzünden yol ortasında beklettiği  aracının tıkadığı trafik sayesinde kendilerine  sevgilerini ileten sürücüleri gördüm. 

Engelli bir yayanın karşıdan karşıya geçerken hızını azaltmayan bir sürücüye karşı ölüm kalım savaşı verişini gördüm.. 

Banka önlerinde sıkışık düzende eli kolu sağlam  genç adamların devlet yardımı alabilmek için birbirlerini ezmelerini gördüm.. 

Yollarımızı katleden çağın gerisinde kalmış meşhur tramvayımızdan  yaya olarak daha hızlı gidebildiğimi gördüm. 

Yolları  neredeyse  talamış, her yerden çıkıp önünüze atlayan her yaş aralığında dilenen ve para almadan da yakanızdan  ayrılmayan Suriyelileri gördüm. 

Genişletilmiş süslü kaldırım malzemesinin arasına kaygan zemin malzemesi atan uyanık yüzünden yağmurda buzlanmada  topuklularıyla kayıp düşen kadınlar gördüm.. 

Yap bozları bir türlü bitmeyen yollarda oluşan  çukurların,  yağan yağmurlarla nasılda gölleşip hızlı geçen araçlar yüzünden yayaların tepeden tırnağa yıkanmalarını gördüm. 

Kuralsızlık yüzünden kaza yapan araçlar sahiplerinin birbirleriyle nasılda yaka paça kavga ettiklerini gördüm. 

Kapanan işyerlerini ,bitiriyoruz afişleri ile büyük sıkıntılar yaşayan,  siftah dahi yapamamış başı ellerin arasında  düşüncelere dalmış esnafın halini gördüm.. 

Ne acıdır ki, Gazi şehrimizin son şehidinin göz yaşları içinde son kez baba ocağına götürülüşünü gördüm. 

GÜNÜN SÖZÜ 

Bir insanı tanımak istiyorsanız onu büyük bir mevkiye geçiriniz. 

La Bruyere

TEBESSÜM 

Maymun kurmuş çilingir sofrasını  ormanın orta yerine, külhanbeyliği yapıyor.  

O sırada zürafa oradan geçiyormuş,sormuş: 

- "Vay maymun Kardeş, nasılsın?"  

- "İyiyim be anam, içiyorum içiyorum aslanı dövüyorum."  

Zürafa tırsmış ve uzaklaşmış. Derken Zebra geçmiş, o da sormuş:  

- "Selam maymun abi, ne var ne yok?"  

- "N'olsun be gülüm  hep aynı; içiyorum içiyorum aslanın  parasını yiyorum"  

Zebra da uzaklaşmış oradan   Bu kez köstebek, geçerken sormuş:  

- "Maymun ya naber?"  

- "İyilik koçum içiyorum içiyorum.Hizmetimi de aslana yaptırıyorum!"  

Köstebekte korkudan sıvışmış..  

Böyle böyle derken, olanlar aslanın kulağına gitmiş ve aslan o tarafa doğru yola koyulmuş. Çıkmış  maymunun karşısına:  

- "Eee anlat bakalım maymun efendi, ne var ne yok?"  

Maymun hemen kendine çeki düzen vererek yanıtlamış:  

- "N'olsun be abi, içiyorum içiyorum abuk subuk konuşuyorum." 

YAZARIN DİĞER YAZILARI