?>

Bizim elektrikler ne zaman gelecek!

Merve Tanrıöver

9 yıl önce

Ülkemizin Güneydoğusun da neler oluyor. Devlet bölge de güç ve itibar mı kaybetmeye başladı? Yabancılara toprak edinme yasasıyla satılan toprakların çoğunluğu neden güneyimizden? Bilmediğimiz bir şeyler mi oluyor?Kanla aldığımız topraklar tehlike altında mı yoksa?

PKK ile girdiği çatışmalarda olağan üstü kahramanlık hikayeleri yazan Mehmetçik, nasıl oluyor da son günlerde cinnet geçirip kafasına sıkıyor, arkadaşlarını vuruyor.neyin bunalımını yaşıyorlar?

Şah İsmail Evliya Çelebi olmuş, oradan oraya gezdiriliyor, militanlar aciziyetimizi göstermek ister gibi biz koruduk diyebiliyor. Dünya gözünde itibarımız zedeleniyor.

Afrika ülkelerinde bile görmenizin mümkün olmayacağı bir skandal olarak, ülke genelinde elektrikler gidiyor. Başbakan  bilgi eksikliğini teyit edercesine “Acaba terör saldırısı mı? Sistem hatası mı “açıklamalarıyla acizliğimizi bir kez daha gözler önüne seriyor.

Paralel mi, üçgen mi,insanları dinleyen tehdit eden, akıl almaz bir yapılanmanın sahibi olduğu iddia edilen bir örgütten bahsediliyor.Cumhurbaşkanı bunlarla yatıp bunlarla kalkıyor.Ama baş aktörleri kilit noktalar da görev yapmaya devam ediyorlar.Buna akıl almıyor.

2002’ lerin büyük krizinin sebebi Dolar, hiç olmadığı kadar yükselmiş, almış başını gidiyor.Paramız pul olmuş, piyasalar perişan.Ülke de kriz ortamı var ama dillendirecek bir yiğit yok.

Devletin savcısı göz göre göre skandal denecek, sözde bir kurtarma operasyonuyla şehit ediliyor. Konunun muhatapları hezimetle sonuçlanan operasyonu “başarılı olduk”  diyerek soru işaretleri oluşturuyor, sabrımız zorluyor. Cumhurbaşkanı her ne hikmetse şehit evi önünde megafonlu mini bir miting yapıyor. Ama şükür ki bu sefer paralelden bahsetmiyor.

Her zaman gurur kaynağı ordumuz, itibarsızlaştırılarak linç kampanyasının hedefi oluyor. Paşalar, komutanlar hapishanelere atılıyor. İçeride ölenler, hastalananlar oluyor. Sonra ise “Pardon biz aldatıldık” diyerek  nasıl mağdur edilebildiğimizi bir kez daha gözler önüne seriyor.

Bir zamanlar itibarlarla, törenlerle karşılandığımız komşu ülkeler, şimdilerde adımızı dahi anmak istemiyor. Pek çok kapı yüzümüze kapanmış durumda. Yalnızlaşıyoruz.

“Fuat Avni” rumuzlu ne olduğu aslında biraz da belli olan bir güç, devletle, istihbaratımızla dalga geçerek, kafa da tutarak aslında ne kadar savunmamız olduğumuzu ispatlıyor.

Sınırlarımız delik deşik olmuş durumda. Güvenlik neredeyse yok. Uyuşturucu tacirleri cirit atıyor. Ülkeye hiç olmadığı kadar yasal olmayan ürün girmiş bulunmakta. Yediğimiz etten, tükettiğimiz süte kadar şaibeli olmayan kaçak yoldan yurda sokulmayan gıda da yok gibi. Giderek artıyor hastalıklarımız.

Eğitim durumuz içler acısı. Gençler, ülke meselelerine tamamen yabancı, değerlerinden ve ananelerinden uzak bir yaşam sürmekte.Yazık ki ne yazı! İnsanlarımız, evlenme programları, yarışmalarla kendini uyutmuş durumda. Gündem ve ülke sorunlarına duyarsızlık had safhada. Karbediyem felsefesi insanların beynine uzun zamandır işlenmekte zaten.

Hiç olmadığı kadar Ata’mıza dil uzatılıyor, Cumhuriyetimiz tehdit edilmekte. Ata’mızın Türk kadınına armağan ettiği haklar, verdiği değerler, bu gün yıkıma uğratılmaya çalışılmakta. Kadın, bu dönem kadar   acımasız şekilde siyasilerin malzemesi olmadı. Öldürülmedi, tecavüze uğramadı, taciz edilmedi.

Tüm yurtta tarihe geçecek şekilde, elektrikler gitti.Hayat durdu.İletişim ağı çöktü. Kazalar oldu. İnsanlar ciddi psikolojik travmalar yaşadı.Ama nihayetinde geldi. Her şey normale dönmesini bildi.

Ya elektriği bir türlü gelmeyenler. Etrafında olanlara kör sağır ve duyarsız kalanlar. Sizin elektrikleriniz ne zaman gelecektir?

Beklemekteyiz!

GÜNÜN SÖZÜ

Aslanların sessiz kaldığı yerlerde kuşlar ve kartallar volta atar; Ama bilmezler ki aslan o sessizliği bozarsa kıyametler kopar.

TEBESSÜM

BEŞER ESAD ESPİRİLERİ

Esad ,kadınlarla ilgili espriler üretmeye bayılıyor. Buyurun birkaçı:Terörizmden korkmuyorum. Çünkü iki yıl evli kaldım.Karımı her yere götürüyorum, ama her defasında eve dönüş yolunu bulmayı başarıyor.Karımla hep el ele yürüyoruz.Zira elini bıraktığım an bir mağazaya dalıyor.

**

Bu da Esad’ın 20 Ekim 2010’da resmi tercümanına (kadın) gönderdiği “Birkaç matematik denklemi” başlıklı mail:Akıllı erkek + akıllı kadın = Romantik aşkAkıllı erkek + aptal kadın = MaceraAptal erkek + akıllı kadın = EvlilikAptal erkek + aptal kadın = HamilelikVe de bir anekdot:Kadın: Her gün ellerinin arasında olabilmek için bir gazete olmak isterdim.Erkek: Ben de bir gazete olmanı isterdim.Ne güzel, her gün değiştirirdim.

   
YAZARIN DİĞER YAZILARI