Özgürce yazamayan, haber yayınlayamayan, Sektörel işsizlikte oranları zirvelere oynayan,Yeri gelindiğinde aranılan, işine gelmediğinde yok sayılan,Geçim derdini, mücadelesini mesleğinin önünde yaşayan,Lafta yüzlerce derneği ve sözde cemiyeti olup ta hiçbir hakkını alamayan, sözünü dinletemeyen,Zamaneler yüzünden satılık kalemlere mesleğin onurunu, şerefini kaptıran,Gerçek gazetecilerin, emekçilerin kenara çekilip ortamı “---mış “gibi yapanlara bırakmak zorunda kalan,Sadece sayıları artıp mesleğin gerçekliğinden uzaklaşanları izlemek zorunda kalan,Hakkını, hukukunu bile isterken türlü mücadelelerle uğraşmak zorunda kalan,Bazılarının cebinde olduğu sanılıp aslında karşısında onurluca durabilen,İşine gelince altın kalem gelmeyince satılık imalarını sindirmek zorunda kalan orijinal kalemlerin,Her şeylerin en çok farkında olup ta üç maymunu oynayarak zekasını da konuşturan,Kaleminin ucunda zehir saçıp cebini dolduranlarla aynı kalemi paylaşmak zorunda kalan,Özlük haklarını kendilerinin dışında alakasız insanların suistimal etmesine seyirci kalan,Sıradan bir günden hiçbir yapıcı olmayan başka bir günden farkı olmayan çalışamayan gazetecilerin günü kutlu olsun.
10 OCAK BÖYLE KUTLANDI…Gazeteciler için düzenlenen kahvaltı da yedik, içtik.Büyükşehir Belediyesinin yıllık faaliyet raporlarını, icraatlarını, çalışmalarını dinledik.Kendini göstermek isteyenleri, resim karesine girmek için birbirine omuz atanları sırıtarak gözlemledik.İçinde değişim kartlı hediyelerimizi de alıp işlerimize döndük.Sorunlar, sıkıntılar, çareleri mi? Onlar yine başka baharlara kaldı.
GÜNÜN SÖZÜGazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.M. Kemal Atatürk
TEBESSÜMMemleketin başbakanı “az konuşurmuş”, her fırsatta soru soran gazetecilere cevap vermezmiş, diyeceği varsa basın sözcüsü konuşurmuş: “Sayın başbakan bugün şunlarla görüştü, şu toplantıya katıldı, şu kanunu imzaladı.” Başbakanlık sözcüsü bir gün gazetecilere şaka yapayım demiş: “Başbakan bugün gölü yürüyerek geçti!” Gazeteciler şaşırmış: “Ne yaptı, ne yaptı?” “Gölü yürüyerek geçti!” Ertesi gün gazetelerden birinin manşeti: “Yüzme bilmeyen başbakan gölü yürüyerek geçti!” Ve haberin yorumu: “Yüzme bilmeyen başbakan mı olur?”