Çok değil daha birkaç gün önce Paris’teki terör saldırılarını kınamak için bazı şovmenlerimiz hep bir ağızdan Fransız olmuştu. Hatta çok lüzumluymuş gibi Paris’te gezmeye gidip’ de, demir yığını Eyfel Kulesi önünde resim çektirme şerefine!! erenler, çekilen fotolarını gururla, boş havalarla kamuoyunda paylaşmışlardı. Anlamını bilmedikleri içinde aslında nasılda mükemmel ırk olduklarından bahseden Fransızca şarkıları paylaşarak farkındalık !yaratma havalarına girmişlerdi.
Yıllarca teröristlerin karakolluğunu yapan, Türkiye’den kaçanları saklayan , sonrasın da İŞID saldırıları sonucu ülkemize sığınan Kobanililer için yine ortalık ayağa kalkmış, profiller karartılmıştı. Kızılayımızın verdiği yardım çadırlarına ilk iş olarak bölücü PKK paçavrasını ve çocuk katili Öcalan’nın posterini asan Kobanililer’e adeta yardımlar yağmıştı. Ağlamayan da kalmadı.
Ülkesinden kaçıp Avrupa da daha iyi bir yaşam amacıyla iltica etmek isteyen ailesinin elinden kayarak ölüme giden, babası insan kaçakçısı ve Kürt kökenli olan Aylan bebeğin dramı günlerce dünya kamuoyunda konuşuldu. Yazıldı, çizildi. Hatta bizim bazı salaklar bebeğin öldüğü sahilde aynı şekilde yatıp komedi sergiledi. Ağlamayan da kalmadı.
Mısır’lı Esma. Ülkesindeki protesto gösterileri sırasında vurularak öldürüldü. Ama bu ölüm öylesine yankı buldu öylesine abartıldı ki günlerce konuşuldu, yazıldı.Gündemden hiç düşürülmedi.Kendi ülkesindeki gençlerin ölümlerini göremeyenler, Esma ile oturup Esma ile kalktı.Ağlamayan da kalmadı.
Türkmenler..benim bahtsız, talihsiz ırkım.Dünyanın en garip en zavallı,en sahipsiz milleti.
Çin’de aylardır, zulümlerin en vahşisini acımasızını görüyorlar. Derileri yüzülüyor,gözleri oyuluyor.Barbar Çinli doktorların acımasız işkencelerinin denekleri yapılıyorlar.Çocukları diri diri kazığa geçiriliyor.Onları duyan yok.Umursayan da yok.İsimlerini bilen hiç yok.
Telafer’de, Kuzey Irak’ta,Hindistan’da ve Suriye’de de Türkmen çocukları, kızları öldürülüyor,katlediliyor. Onların içinde de Aylanlar, Esmalar ve daha niceleri var.Ama sahip çıkanları yok.Daha birkaç gün önce ülkemize gelen Putin’i nasıl en güzel şekilde ağırlayabiliriz? Diye sırtını sıvazlarken, Rus lider ülkesine döner dönmez Türkmen katliamına başlıyor.Çoluk çocuk demeden katliam yapıyor.Ankara’dan sadece ise cılız birkaç kınama.Hepsi o kadar.Aman ha aman Rusları kızdırmayalım,küstürmeyelim.Ne de olsa ölen Kürt,Arap yada falan filan değil.Dünya için ise Hıristiyan yada Yahudi değil.sadece Müslüman ve Türkmen.Önemli değil.
Aylan için, Esma için, Fransız için ağlayanlar,şov yapanlar,sokağa dökülenler. Gezi parkının yıldızları ,güzelleri, artistleri…Sizler neredesiniz? Hangi kapı arkasında saklanıyorsunuz? çifte standartlı vicdanlarınızla hangi gözünüzle dünyaya bakıyorsunuz. Katledilen Türkmen olunca dilleriniz nasıl da lal oldu değil mi?
Türkmen başı Yusuf Mahli ile yaptığım röportajda “Suriye’de yaşarken, Türkmen olduğumuz için söz hakkımız yoktu. Hep ötekileştiriliyorduk.Bize her zaman bir zulüm vardı.Bir Yahudi bir Türkmen’den daha makbuldür, anlayışları vardı.Savaş yüzünden her zaman gerçek vatanımız bildiğimiz akrabalarımız dediğimiz Türkiye’ye geldik.Ama burada da mağduruz.Sahip çıkılmıyoruz.Ötekileştiriliyoruz. Biz Türkmenler bu dünyanın gerçek garipleriyiz ” demişti. Ne demek istediğiniz şimdi daha iyi anlıyoruz.
***AKP ‘li Mehmet Ali Şahin’de, bizim vergilerimizle maaş alacak olan milletvekilliğini içimize sindiremediğimiz Leyla Zana’ ya sahip çıkıp! Kendilerinin de yemin metnini beğenmediğini söylemiş. Aman ne iyi etmiş. Zaten kimisi edepsizce bayrağımıza laf eder. Bir diğeri istiklal marşımıza dil uzatır. Bir başkası da ekmeğini yediği,nimetlerinden faydalandığı, meclisinde şovunu sergilediği Türkiyeli olmaktan utanır ve reddeder.
Sayın Şahin’in "Bu yemin metnini çok beğendiğimiz için, içimize sindiği için yapmış değiliz. Çünkü hiçbir demokratik ülkenin meclisinde ve anayasasında olmayacak şekilde kötü yazılmış olan bir yemin metnidir" dediği yemini hatırlayalım;
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.''
Evet Sayın Şahin, daha içiniz de ne kalmışsa sizleri rahatsız eden ne varsa bir bir ortaya dökün. Rahatsız olduğunuz, Atatürk ilke ve inkılapları mı? Sadakat mi? Vatanın ve milletin bölünmez üstünlüğü mü? Yoksa adalet temel hak ve hürriyet inancımı mı?Hangisi bilemiyoruz ama biz hepsiyle gurur duyuyoruz.
GÜNÜN SÖZÜ
Kızgın kireci elle yoğurmak, bir zalim huzurunda el pençe divan durmaktan daha iyidir.”
Sadi