?>

COĞRAFYA KADER Mİ KEDER Mİ?

Fatih Gözüaçık

2 gün önce

İnsanların yaşadıkları doğal ortam yaşantılarının şekillenmesinde çok etkilidir. Hindistan’da pirinç tarımının yaygın olması oranın doğal koşullarının pirinç üretimine uygun olmasıyla ilgilidir. Ya da Ülkemizde Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan insanların mücadeleci olması soğuk iklim koşullarıyla ilgilidir. Gerçekten de insanın yaşadığı coğrafya yeme içmesinden giyimine, konut yapımından karakterine kadar birçok şeyi etkilemektedir. Orta çağda yaşamış ünlü Arap düşünür İbni Haldun’un Mukaddime adlı eserinde ‘’Coğrafya kaderdir.’’ dediği söylenir. Dünyaca ünlü jeolog Celal Şengör ise ‘’Coğrafya için ilk bilimdir ve bilimlerin kraliçesidir.’’ der. Gerçekten de İbni Haldun’un dediği gibi coğrafya kaderdir, coğrafya hayatı anlama sanatıdır. Coğrafyayı bilmeden yaşadığınız coğrafyayı anlamadan bu dünyada ruhen ve fiziken sağlıklı bir yaşam şansınız çok azdır. Gelin görün ki ülkemizde coğrafya hangi ilin hangi bölgede olduğu, dünyada kaç kıta bulunduğu, ülkelerin başkentlerinin hangi şehir olduğu, dünyanın en büyük dağının hangisi olduğu gibi ezbere dayanan kalıplaşmış yargılardan ibaret sadece yer ve konum bilgisi gerektiren bir bilim zannediliyor. Dahası coğrafya bir bilim olarak bile görülmüyor. Bilimlerin kraliçesi farklı derslerin içine ilişkilendirilmiş bir ders gibi görünüyor. Nasıl ki çarpım tablosunu bilen bir insan matematik bilmiş olmuyorsa ülkelerin başkentlerini bilmek de coğrafya değildir aslında. Coğrafyanın doğuşu insanın yaradılışı ile başlamıştır. İlk insanlar önce doğayı anlamaya çalışmışlardır. Paleolitik çağda insanlar mağaralarda ve ağaç kovuklarında yaşamışlardır. Bundan yaklaşık on bin yıl önce Neolitik çağda ise insanlar mağaralardan çıkarak su kenarlarında yaşamaya başlamışlar ve tarımsal üretime geçmişler, buğdayı ekip biçmeyi öğrenmişlerdir. Aslında coğrafya günlük hayatımızın her noktasında varlığını bizlere hissettirmektedir. İthal ettiğimiz ürünler, ihraç ürünlerimiz, yer altı kaynaklarımız, doğal güzelliklerimiz, turizm potansiyelimiz, şehirleşme, sanayileşme, göç, mülteci sorunu ve daha sayamadığım unsurlar coğrafya ile ilgilidir. Coğrafi bilincinin toplum hayatına nüfuz etmesi, her bir Türk vatandaşının coğrafyayı anlaması ve özümsemesi gerekmektedir. Bugünlerde gündemde olan Suriye’deki sorunlar, yapılan hava alanları, köprüler, viyadükler, şehrin genişletilmesi, yer altı ve yer üstü kaynaklarının kullanımı, sanayinin gelişmesi, enerji üretimi ve benzeri tüm unsurlar coğrafya ile yakından uzaktan mutlaka ilgilidir. Birleşmiş Milletlere göre Dünya’yı gelecek yıllarda bekleyen en büyük problemler; ilkim değişikliği, küresel ısınma, afetler, artan nüfusa kaynakların yetersizliği, su kıtlığı coğrafyayla ilgilidir. Hâl böyleyken ülkemizde coğrafyanın bu kadar önemsizleştirilmesi ve itibarsızlaştırılması kabul edilir bir durum değildir. Coğrafi koşullar insanların yaşamlarını şekillendirir. Japon kültüründe balıkçılığın önemli olması, Çin ve Hindistan’da pirinç tarımının yaygın olması, ülkemizde tahıl tüketiminin fazla olması, Erzurum-Kars çevresinde büyükbaş hayvancılığın yaygın olması iklimsel koşulların insanların ve toplumların ekonomik faaliyetleri nasıl etkilediğine örnektir. Aynı şekilde ülkelerin jeopolitik konumları dış siyasetlerini şekillendirmektedir. Norveç, İskandinav yarımadasında kurulmuş çatışma bölgelerinden uzakta bir ülkedir. Türkiye ise orta doğu dediğimiz ateş çemberinin içerisindedir. Dört yanımızı çevrelemiş çözüm bekleyen problemler ülkemizin hem dış hem iç politikalarını şekillendirmektedir. Doğuda Ermeni sorunu, güneyde Suriye meselesi, batıda Yunanistan ile yaşanan Ege Denizi kıta sahanlığı sorunu. Aslında Türkiye’nin bulunduğu bu konum coğrafi bilginin sadece birey bazında değil devletler üzerinde de ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Savaşlar bile coğrafi bilgilere göre kazanılıp kaybedilir, Sarıkamış harekâtını hatırlayalım: Yetmiş bin askerimizin donarak tek kurşun atmadan şehit olması savaşlarda coğrafi bilgi ve stratejinin ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Coğrafyacı mesleğinin anayasada tanımlanmamış olması coğrafya bölümü mezunlarının sadece öğretmen olmalarına imkân verilmesi stratejik bir hatadır. Bu durumun ivedilikle çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Ülkemizde 6 Şubat 2023’te yaşanan depremler, sıklıkla yaşanan seller, heyelanlar gibi doğa afetler ile çarpık kentleşme, hava kirliliği, savaşlar gibi insan kaynaklı afetler aslında coğrafi bilginin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bence İbni Haldun doğru söylemiş ‘’Coğrafya Kaderdir’’
YAZARIN DİĞER YAZILARI