DİLİN KEMİĞİ
DÜNYA DEĞİŞSE DE KADIN HAKLARI YERİNDE SAYIYOR
Yıl olmuş 2024.
Mars ta yaşamaktan bahsedilip seyahat biletleri satılıyor.
Bir yerden başka bir yere ışınlanmanın bulunmasına ramak kalmış.
İnsansız,ameliyat yapabilen robotlar üretiliyor.
Uçan arabaların üretiminin eli kulağında.
Yerin altına on iki katlı metro istasyonları,başı göğe değecek gökdelenler,kendiliğinden kapanan köprüler…teknolojinin hiber çağı.
Teknoloji kullanma yaşı,doğumdan sonra kırk günlüğe kadar düşmüşken…
Hak,hukuk,suç ve ceza da ortaçağ kafasına geri dönülüyor.
Kadınlar katlediliyor.
Mirasta hakları gasp ediliyor.
Çalışma hayatında mobingin her türlüsü uygulanıyor.
Halen giyimi kuşamı saçı kaşı karşı cinsin kontrolü altında tutulmaya devam ediyor.
Kendini ispatlamak için on sıfır ekside başlamak zorunda kalıyor.
Cinsel kimliği her türlü başarısının önüne geçiyor.
Özel günlerdeki kutlamalar bile zoraki ve eleştiriler altında lütfen yapılıyor.
Halen argoda en rezil küfürler kadın üzerinden yapılıyor.
Reklamlarda,ekranlarda kadın vücudu acımasızca katlediliyor.
Dünya değişiyor.İklimler değişiyor.Zevkler ve beklentiler değişiyor.
Değişmeyen tek şey kadını halen insan olarak ,birey olarak,şahsiyet olarak görememek.
Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.Çıkış hikayesi de oldukça acılıdır,dramatiktir. Kutlamadan çok,kadınların sorunlarına dikkat çekmek amacı ile anılması gereken dünya kadınlar günü bizde nedense kadınlar matinesi tadında geçer. Bu yıl ki kutlamalarda geçen yıllardan çokta farklı geçmemiş. Gerçek emekçi kadınların ekmek paralarını kazanmak için katıldıkları anlamlı etkinliklerin yapıldığı, ama çoğunlukla eğlencelerin öne çıktığı, bazı bildik gurupların davet ettiği ünlülerle yenilmiş içilmiş ve fotoğraf çektirme yarışlarından öteye gitmez.Aslında” kim şık, kim rüküş” programlarını aratmayacak bir kıyafet yarışından öteye gitmeyen davetlerde kadınlar için neler yapılıyor? merak konusu. Derli toplu giyinip,çok abartılı olmamayı seçenlerde olur,düğüne kına gecesine gider gibi abarttıkça abartıp takı yarışına girenlerde.Sonuçta emekçi kadınların üst tabakaya hizmet ettiği günden ötesine geçemez. Şehrimizde gerçekten takdir edilecek emekçi kadınlarımızın yanında, son zamanlarda daha çok türemeye başlayan soy isim kontenjanlı kadınlar ortaya çıkmaya başladı.
Sözde başarılı iş kadınları!
Diye reklamlarının yapılıp itibar görmeleri,her plartform da konuşmacı olarak çağrılmaları da ayrı bir tuhaflık. Kısır,dolma partilerinden sıkılıp iş hayatına heves etmeleri kötü değil de emeksiz level atlayarak bazıları tarafından pohpohlanmaları bana göre çok yanlış.Zaten şehirdeki birkaç magazin dergimiz onların görünmeleri için biçilmiş kaftan.Daha fazla abartıya gerek yok diye düşünüyorum! Zaman artık gönül eğlendirmek zamanı değil,farkındalık yaratmak,aydınlanma zamanı. Şanslı olan birkaç yüzdelik dışında, gerçek anlamda kadın olmak hep aynı. Daha çok çalışman, daha çok kendini koruman, daha çok dikkat etmen, daha çok üretmen, daha az uyuman, daha bakımlı olman ve hep kendine bakman gerekiyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için klişe lafları yine konduruyoruz ve istiyoruz. Kadınlar şiddete,erkek terörüne artık kurban edilmesin!
GÜNÜN SÖZÜ
Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın.
John Stuart Mıll
TEBESSÜM
Bir ülkede feministler dünya çapında bir organizasyon düzenlemiş.Burada tecrübelerini birbiri ile paylaşan feminitslerden bir İngiliz çıkıp : “Kocama bulaşıkları ben yıkamayacağım dedim.Bir gün bir değişiklik görmedim.İkinci gün bir değişiklik görmedim .Üçüncü gün bulaşıkları yıkamaya başladı”demiş. Ondan sonra sözü alan Alman feminist :”Bir gün kocam gelince çamaşırları artık ben yıkamayacağım dedim.Birinci gün değişiklik görmedim.İkinci gün bir değişiklik görmedim.Üçüncü gün çamaşır yıkamaya başladı” diye hava atmış. Sıra geldi bizim Türk Fadime’ye: “Bir gün kocama artık ben temizlik yapmayacağım dedim.Birinci gün bir değişiklik görmedim.ikinci gün bir değişiklik görmedim.Üçüncü gün yavaş yavaş görmeye başladım.” ** Kadın eşine sorar ben ölürsem ne kadar sürede evlenirsin... Eşi...toprağın kuruduğu zaman der... Ve kadın 2 sene sonra ölür... Eşi her mezarına ziyarete geldiğinde toprağı ıslak görür ve üzgün geri döner.. Ve aylar sonra bir gün mezarlığa giderken kayınçosunu görür ne yaptığını sorar...oda ablamın toprağını suladım ordan geliyorum kurumasın,ölmeden önce vasiyet etti der.....adam güler ve der...ah kadınlar..kadınlar...öteki dünyadan bu dünyayı yönetirler.