Sözde Ermeni Soykırımı yüz yıllık mücadele ve propagandalarının semeresini artık toplamaya başlayıp yavaş yavaş arzuladığı sonuca yaklaşmakta..
Dünyanın gündemine her zaman oturmasını bilen bu sinsi topluluk Türk milletinin meşhur rehavetini ve vurdumduymazlığını da hesaba katarak,dünyaya yalan ve iftiralarını kabul ettirme arifesinde..
Biz millet olarak adım adım yaklaşan ve sonucunda toprak kaybı tehlikesi dahi olan bu seramoniye yine kendi tarzımızda tepki veriyoruz.
Cumhurbaşkanımız, her zamanki kendine has üslubuyla “one minute” tarzında yaklaşım gösterip meşhur hitabetiyle” Ey Avrupa!…” diye sesleniyor.Artık kim duyacaksa?…
Başbakanımız, sözde soykırım yalanına bayrak yapılan 24 Nisan’da önce taziye yayınlayıp sonra da “kibirle yaklaşanlara boyun eğmeyiz, kınıyoruz “açıklamalarıyla zaten tam olmayan akıllarımızı iyice karıştırıyor.
Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco, bizim dillere destan sarayımızın hem ilk konuğu olup yiyor,içiyor..Sonra da daha ayağınız tozu geçmeden Ermeni Tehciri için tanıdığını bildiren açıklamalarla bize ne kadar dost! Olduğunu bir kez daha gösteriyor. Ama bize her yer Roma. Yine gelse yine yedirir,içirir,ağırlarız.Sıkıntı yok!
İşin asıl müdahilleri tarihçilerimize gelirse her kafadan ayrı bir enstrüman çıkıyor.Belgelerin, arşiv dökümanlarının değil siyasi ve şahsi görüşlerin hüküm sürdüğü bu hassas konuda, kim tarihçiler “evet yaptık,asın bizi” mesajları verirken, kimi “belgeler delilimizdir” diyor.Bir kısmı ise “bana göre..”mantığıyla hareket ediyor.Aslında burada İlber Oltaylı Hocanın ekzantirik söylemlerini kullanmak vardı ama..
Genelkurmay Başkanlığımız ise o eski azametinden ve çıkışlarından arınmış,sessiz sedasız “Ben bilmem eşim bilir” mantığıyla relaks takılıyor.
Ya vatandaş…
Benim güzel halkım…
Bulgur diyor,makarna diyor,aş,iş istiyor..
Kredinin günü geçmiş sen bana kalkmış “Ermeni…”den bahsediyorsun diyor..
Arabamın borcu,evimin harcı, hani derdimin ilacı..
Teyzemler evlilik programlarında Ahmet Amca kimi seçecek, kaç dairesi var; kadınlarımız işi gücü bırakıp “Bugün ne giysemler”i takip etmek derdinde..Beylerimiz Turabi bugün kimi döver merakında..Gençlik eskiden bizim hiç değilse ders kitaplarından bildiğimiz “Ermeni Mezaliminden” ve fitnelerinden bir haber, nereme döğme yaptırsam,hangi marka takılsam derdinde..
Ey Dünya! Ey Ermeni!
Eğer siz sözde Ermeni Soykırımı tanıyıp bizi dünyanın gözünde zorba ilan ederek itibarsızlaştırırsanız, asabımızı bozmayın.Bizler de millet olarak sizi..
KINARIZ!!!
GÜNÜN SÖZÜ!
Vatanına ve Bayrağına Sahip Çıkmayan Bir Ülke, Yok Olmaya Mahkûmdur
TEBESSÜM
Yıllarca Kayserililer ile Ermeniler birlikte yaşamışlardır. Birbirleriyle sıkı münasebetlerinin fazla olduğu yıllarda, bir Kayserili, ermeni arkadaşından borç para ister. Ermeni arkadaşı ne zaman ödeyeceğini sorar. Kayserili:-“Şu Erciyes Dağı’nın karı eriyince borcumu öderim.”Ermeni, bir yıl bekler. Kayseriliden ses yoktur. Gider yanına ve alacağını ister. Kayserili, Erciyes’i gösterir ve daha üzerinde kar olduğunu söyler. Bir süre sonra ermeni, Kayserilinin oyununa geldiğini anlar. Bunu içine sindiremez. Artık karar vermiştir ve o da bir başka Kayseriliyi kandıracaktır. Gider bir arkadaşına ve borç ister. Kayserili ne zaman ödeyeceğini sorar ve o da aynı cevabı verir:—Erciyes’in karı eriyince”“Pekiyi” der Kayserili. Aradan bir yıl geçer ve Kayserili hemşerim alacağını istemek için ermeni ye gider. Ermeni vatandaşımız bu durumu beklediği için çok rahat bir tavırla Erciyes’i gösterir ve hâlâ karın erimediğini söyler. Kayserilinin de cevabı hazırdır:-“O gördüğün kar, bu yılın karı. Geçen yılın karı çoktaaaan eridi.”Ermeni ne yapacağını şaşırır ve çaresiz borcunu öder.